Beşinci Mektup/en: Revizyonlar arasındaki fark

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    ("He said also: “The Naqshi way is traversed with two wings; that is, by having firm belief in the truths of faith and by carrying out the religious obligations. The way cannot be covered if either of these two wings is defective.”(*<ref>*Ibid., i, 98 (no: 91); i, 99 (no: 94).</ref>)" içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
    ("The Third is to strive to eliminate the sicknesses of the heart by way of Sufism and to journey with the feet of the heart. Of these, the first is the equivalent of obligatory, the second, close to obligatory, and the third, Sunna." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
    18. satır: 18. satır:
    '''The Second''' is to [advance the cause of] the religious obligations and serve the glorious practices (Sunna) of the Prophet (UWBP) under the veil of the Sufi way.
    '''The Second''' is to [advance the cause of] the religious obligations and serve the glorious practices (Sunna) of the Prophet (UWBP) under the veil of the Sufi way.


    <div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
    The Third is to strive to eliminate the sicknesses of the heart by way of Sufism and to journey with the feet of the heart. Of these, the first is the equivalent of obligatory, the second, close to obligatory, and the third, Sunna.
    '''Üçüncüsü:''' Tasavvuf yoluyla emraz-ı kalbiyenin izalesine çalışmak, kalp ayağıyla sülûk etmektir. Birincisi farz, ikincisi vâcib, bu üçüncüsü ise sünnet hükmündedir.
    </div>


    <div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
    <div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">

    17.29, 14 Ekim 2024 tarihindeki hâli

    Diğer diller:

    In His Name, be He glorified!And there is nothing but it glorifies Him with praise.(17:44)

    In his Letters (Maktubat), Imam-i Rabbani(*[1])(May God be pleased with him), a sun of the Naqshbandi Order and its hero, said: “For me, the disclosure of a single matter of the truths of faith is preferable to thousands of illuminations, ecstasies, and instances of wonder-working.”(*[2])

    He also said: “The final point of all the Sufi ways is the clarification and unfolding of the truths of faith.”(*[3])

    He also said: “Sainthood is of three sorts: one is the lesser sainthood, which is the well-known sainthood. The others are the middle sainthood and the greater sainthood. Greater sainthood is to open up by way of the legacy of prophethood a direct way to reality without entering the intermediate realm of Sufism.”(*[4])

    He said also: “The Naqshi way is traversed with two wings; that is, by having firm belief in the truths of faith and by carrying out the religious obligations. The way cannot be covered if either of these two wings is defective.”(*[5])

    In which case, the Naqshi way consists of three veils:

    The First and most important is to serve the truths of faith directly; Imam-i Rabbani travelled this way in his later years.

    The Second is to [advance the cause of] the religious obligations and serve the glorious practices (Sunna) of the Prophet (UWBP) under the veil of the Sufi way.

    The Third is to strive to eliminate the sicknesses of the heart by way of Sufism and to journey with the feet of the heart. Of these, the first is the equivalent of obligatory, the second, close to obligatory, and the third, Sunna.

    Madem hakikat böyledir, ben tahmin ediyorum ki eğer Şeyh Abdülkadir-i Geylanî (ra) ve Şah-ı Nakşibend (ra) ve İmam-ı Rabbanî (ra) gibi zatlar bu zamanda olsaydılar, bütün himmetlerini, hakaik-i imaniyenin ve akaid-i İslâmiyenin takviyesine sarf edeceklerdi. Çünkü saadet-i ebediyenin medarı onlardır. Onlarda kusur edilse şakavet-i ebediyeye sebebiyet verir. İmansız cennete gidemez fakat tasavvufsuz cennete giden pek çoktur. Ekmeksiz insan yaşayamaz fakat meyvesiz yaşayabilir. Tasavvuf meyvedir, hakaik-i İslâmiye gıdadır.

    Eskiden kırk günden tut tâ kırk seneye kadar bir seyr ü sülûk ile bazı hakaik-i imaniyeye ancak çıkılabilirdi. Şimdi ise Cenab-ı Hakk’ın rahmetiyle, kırk dakikada o hakaike çıkılacak bir yol bulunsa o yola karşı lâkayt kalmak, elbette kâr-ı akıl değil.

    İşte otuz üç adet Sözler, böyle Kur’anî bir yolu açtığını, dikkatle okuyanlar hükmediyorlar. Madem hakikat budur; esrar-ı Kur’aniyeye ait yazılan Sözler, şu zamanın yaralarına en münasip bir ilaç, bir merhem ve zulümatın tehacümatına maruz heyet-i İslâmiyeye en nâfi’ bir nur ve dalalet vâdilerinde hayrete düşenler için en doğru bir rehber olduğu itikadındayım.

    Bilirsiniz ki: Eğer dalalet cehaletten gelse izalesi kolaydır. Fakat dalalet, fenden ve ilimden gelse izalesi müşküldür. Eski zamanda ikinci kısım, binde bir bulunuyordu. Bulunanlardan ancak binden biri irşad ile yola gelebilirdi. Çünkü öyleler kendilerini beğeniyorlar hem bilmiyorlar hem kendilerini bilir zannediyorlar. Cenab-ı Hak şu zamanda, i’caz-ı Kur’an’ın manevî lemaatından olan malûm Sözler’i, şu dalalet zındıkasına bir tiryak hâsiyetini vermiş tasavvurundayım.

    اَل۟بَاقٖى هُوَ ال۟بَاقٖى

    Said Nursî

    1. *Shaykh Ahmad Sirhindi was also known by the titles of Imam-i Rabbani, Ahmad Faruqi, and Regenerator of the Second Millennium. He lived in India 971/1563-1034/1624, where he purified the religion of Islam of polytheistic accretions and efforts to degenerate it. He is also famous for his efforts to reform Sufism. (Tr.)
    2. *Imam Rabbani, al-Maktubat, i, 182 (no: 210).
    3. *Ibid.
    4. *Ibid., i, 240 (no: 260).
    5. *Ibid., i, 98 (no: 91); i, 99 (no: 94).