Barla Lahikası 36. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    Değişiklik özeti yok
    Değişiklik özeti yok
    1. satır: 1. satır:
    <languages/>
    <translate>
    Bahr-i Mu’cizat, Fahr-i kâinat Efendimiz Hazretlerinin şu sisli asırda, paslı ruhlarımızı tenvir ve tesrir eden ve sâik-ı hayat-ı ebediyeleri bulunan On Dokuzuncu Mektup’un beşinci cüzünü alarak, üçüncüsünü iade ettim. Fahr-i kâinat Efendimizin mu’cizatından olan parmaklarından su akıtarak orduya içirmesine dikkat ederek derin bir tefekküre daldım. O sırada kalemim boya şişesinde idi. Yazmak vazifeme muvakkat bir fâsıla verecektim. Kalemimi tuttum, mürekkebi ile yerinde koymamak için kalemdeki mürekkep bitinceye kadar bir iki kelâm daha yazayım da öyle bırakayım dedim. Başladım, yarım sahife yazdım, kalemden boya kesilmedi. Bundaki hikmeti düşündüm, kalem kurudu. Sonra birçok defalar kalemi dikkatle boyaya batırarak yazdım, tecrübe ettim. Yarım satır, nihayet bir satıra kâfi gelebildi. Bu da Hatib-i Bağdadî’nin فٖى يَو۟مٍ كَانَ مِق۟دَارُهُ خَم۟سٖينَ اَل۟فَ سَنَةٍ sırrındaki (Hâşiye<ref>'''Hâşiye:''' O tefekkürde bir günlük işi bir dakikada yapmış. </ref>) tefekküründen mütehassıl vakıayı andırır bir tekid-i i’caz-ı Nebevîdir, dedim.
    Bahr-i Mu’cizat, Fahr-i kâinat Efendimiz Hazretlerinin şu sisli asırda, paslı ruhlarımızı tenvir ve tesrir eden ve sâik-ı hayat-ı ebediyeleri bulunan On Dokuzuncu Mektup’un beşinci cüzünü alarak, üçüncüsünü iade ettim. Fahr-i kâinat Efendimizin mu’cizatından olan parmaklarından su akıtarak orduya içirmesine dikkat ederek derin bir tefekküre daldım. O sırada kalemim boya şişesinde idi. Yazmak vazifeme muvakkat bir fâsıla verecektim. Kalemimi tuttum, mürekkebi ile yerinde koymamak için kalemdeki mürekkep bitinceye kadar bir iki kelâm daha yazayım da öyle bırakayım dedim. Başladım, yarım sahife yazdım, kalemden boya kesilmedi. Bundaki hikmeti düşündüm, kalem kurudu. Sonra birçok defalar kalemi dikkatle boyaya batırarak yazdım, tecrübe ettim. Yarım satır, nihayet bir satıra kâfi gelebildi. Bu da Hatib-i Bağdadî’nin فٖى يَو۟مٍ كَانَ مِق۟دَارُهُ خَم۟سٖينَ اَل۟فَ سَنَةٍ sırrındaki (Hâşiye<ref>'''Hâşiye:''' O tefekkürde bir günlük işi bir dakikada yapmış. </ref>) tefekküründen mütehassıl vakıayı andırır bir tekid-i i’caz-ı Nebevîdir, dedim.


    7. satır: 9. satır:
    <center> [[Barla Lahikası 35. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 37. Mektup]] </center>
    <center> [[Barla Lahikası 35. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 37. Mektup]] </center>
    ------
    ------
    </translate>

    15.12, 19 Kasım 2023 tarihindeki hâli

    Diğer diller:
    • Türkçe

    Bahr-i Mu’cizat, Fahr-i kâinat Efendimiz Hazretlerinin şu sisli asırda, paslı ruhlarımızı tenvir ve tesrir eden ve sâik-ı hayat-ı ebediyeleri bulunan On Dokuzuncu Mektup’un beşinci cüzünü alarak, üçüncüsünü iade ettim. Fahr-i kâinat Efendimizin mu’cizatından olan parmaklarından su akıtarak orduya içirmesine dikkat ederek derin bir tefekküre daldım. O sırada kalemim boya şişesinde idi. Yazmak vazifeme muvakkat bir fâsıla verecektim. Kalemimi tuttum, mürekkebi ile yerinde koymamak için kalemdeki mürekkep bitinceye kadar bir iki kelâm daha yazayım da öyle bırakayım dedim. Başladım, yarım sahife yazdım, kalemden boya kesilmedi. Bundaki hikmeti düşündüm, kalem kurudu. Sonra birçok defalar kalemi dikkatle boyaya batırarak yazdım, tecrübe ettim. Yarım satır, nihayet bir satıra kâfi gelebildi. Bu da Hatib-i Bağdadî’nin فٖى يَو۟مٍ كَانَ مِق۟دَارُهُ خَم۟سٖينَ اَل۟فَ سَنَةٍ sırrındaki (Hâşiye[1]) tefekküründen mütehassıl vakıayı andırır bir tekid-i i’caz-ı Nebevîdir, dedim.

    Sabri



    Barla Lahikası 35. Mektup ⇐ | Barla Lahikası | ⇒ Barla Lahikası 37. Mektup

    1. Hâşiye: O tefekkürde bir günlük işi bir dakikada yapmış.