Barla Lahikası 139. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
(Bu sürüm çeviri için işaretlendi) |
||
1. satır: | 1. satır: | ||
<languages/> | <languages/> | ||
<translate> | <translate> | ||
<!--T:1--> | |||
''(Kuleönü karyesinden elmas kalemli Mustafa’nın kıymettar arkadaşı Hâfız Mustafa’nın fıkrasıdır.)'' | ''(Kuleönü karyesinden elmas kalemli Mustafa’nın kıymettar arkadaşı Hâfız Mustafa’nın fıkrasıdır.)'' | ||
<!--T:2--> | |||
Ey Feyyaz-ı Mutlak ve Vâhid-i Ehad olan Cenab-ı Allah’a giden tarîk-i müstakim yolunu gösterip pek elemli ve pek hatarlı uhrevî hayatımın kurtulmasına sebep olan Üstadım Efendim! | Ey Feyyaz-ı Mutlak ve Vâhid-i Ehad olan Cenab-ı Allah’a giden tarîk-i müstakim yolunu gösterip pek elemli ve pek hatarlı uhrevî hayatımın kurtulmasına sebep olan Üstadım Efendim! | ||
<!--T:3--> | |||
Bundan dört mah mukaddem, Kur’an-ı Hakîm’in elmas, inci dükkânından pırlantaları ve vüs’atimiz kadar uhrevî harçlığı almak üzere ziyaretinize arkadaşım Mustafa ile varmıştık. “Ne için geldiniz?” diye şefkatli bir tekdire binaen müteessirane geriye döndük. O tekdirden gelen şefkatli ve ücretli bir fırtınaya tutulduk. O zaman Üstadımın iksir-i a’zam olan o mübarek kalbini rencide ettiğimizi anlayınca ikinci bir teessür bana geldi. Bu zamana kadar pek âciz, hiç-ender hiç olan zayıf ruhum o teessürler içinde feryat ederken şefkatli tokat risalesinde, bizim fırtınalı tokadımızı zikreden Üstadımızın hakkımızda ne derece şefkatli olduğunu anladık. O teessüratımız sürura kalboldu. | Bundan dört mah mukaddem, Kur’an-ı Hakîm’in elmas, inci dükkânından pırlantaları ve vüs’atimiz kadar uhrevî harçlığı almak üzere ziyaretinize arkadaşım Mustafa ile varmıştık. “Ne için geldiniz?” diye şefkatli bir tekdire binaen müteessirane geriye döndük. O tekdirden gelen şefkatli ve ücretli bir fırtınaya tutulduk. O zaman Üstadımın iksir-i a’zam olan o mübarek kalbini rencide ettiğimizi anlayınca ikinci bir teessür bana geldi. Bu zamana kadar pek âciz, hiç-ender hiç olan zayıf ruhum o teessürler içinde feryat ederken şefkatli tokat risalesinde, bizim fırtınalı tokadımızı zikreden Üstadımızın hakkımızda ne derece şefkatli olduğunu anladık. O teessüratımız sürura kalboldu. | ||
<!--T:4--> | |||
اَل۟حَم۟دُ لِلّٰهِ هٰذَا مِن۟ فَض۟لِ رَبّٖى | اَل۟حَم۟دُ لِلّٰهِ هٰذَا مِن۟ فَض۟لِ رَبّٖى | ||
<!--T:5--> | |||
Bu mübarek rebiü’l-evvelin on ikinci gecesi –mübarek bir gecede– Üstadımın pek yakınımızda olan Isparta’ya hicreti beni o kadar memnun ve mesrur etti ki o yaralar ve bereler ve teessürlerden hiçbir şey kalmadı. Elhamdülillah rebiü’l-evvel ayının on ikinci gecesi, dünya ve âhiret yaratılmasına sebep olan, dünya ve âhireti, zerreden şemse kadar bütün mükevvenatı ziyalandıran; kıyamete kadar bâki, güneş gibi nurlu, feyizli, gıdalı şeriatı ile âhiret kapısını açan o mübarek Zat-ı Fahr-i Âlem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin o mübarek gecede dünyaya teşrif buyurması, bütün mükevvenatı memnun edecek pek mübarek bir gecede Üstadımın hicreti, yani rebiü’l-evvelin on ikinci gecesi Isparta’nın harîmine dâhil olması ve hicretinin tevafuk ve tesadüf gelmesi, beni yine o elmas çarşısında pırlantaları vüs’atimiz kadar almak üzere Üstadımın ziyaretine yol açtı. İnşâallah bu hicretiniz büyük fütuhata sebep olacaktır. | Bu mübarek rebiü’l-evvelin on ikinci gecesi –mübarek bir gecede– Üstadımın pek yakınımızda olan Isparta’ya hicreti beni o kadar memnun ve mesrur etti ki o yaralar ve bereler ve teessürlerden hiçbir şey kalmadı. Elhamdülillah rebiü’l-evvel ayının on ikinci gecesi, dünya ve âhiret yaratılmasına sebep olan, dünya ve âhireti, zerreden şemse kadar bütün mükevvenatı ziyalandıran; kıyamete kadar bâki, güneş gibi nurlu, feyizli, gıdalı şeriatı ile âhiret kapısını açan o mübarek Zat-ı Fahr-i Âlem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin o mübarek gecede dünyaya teşrif buyurması, bütün mükevvenatı memnun edecek pek mübarek bir gecede Üstadımın hicreti, yani rebiü’l-evvelin on ikinci gecesi Isparta’nın harîmine dâhil olması ve hicretinin tevafuk ve tesadüf gelmesi, beni yine o elmas çarşısında pırlantaları vüs’atimiz kadar almak üzere Üstadımın ziyaretine yol açtı. İnşâallah bu hicretiniz büyük fütuhata sebep olacaktır. | ||
<!--T:6--> | |||
Nitekim sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin Mekke’den Medine’ye hicreti esnasında, Feth-i Mekke haberinin Cibril-i Emin ile nüzulü, Peygamberimizi ve sahabe Efendilerimizi memnun ettiği gibi; Üstadımın tevafuk eden hicreti, fütuhata sebep olması, beni ve bütün Müslümanları memnun ve mesrur eyleyecektir efendim. | Nitekim sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin Mekke’den Medine’ye hicreti esnasında, Feth-i Mekke haberinin Cibril-i Emin ile nüzulü, Peygamberimizi ve sahabe Efendilerimizi memnun ettiği gibi; Üstadımın tevafuk eden hicreti, fütuhata sebep olması, beni ve bütün Müslümanları memnun ve mesrur eyleyecektir efendim. | ||
<!--T:7--> | |||
İmamoğlu | İmamoğlu | ||
<!--T:8--> | |||
'''Hâfız Mustafa (rh)''' | '''Hâfız Mustafa (rh)''' | ||
<!--T:9--> | |||
------ | ------ | ||
<center> [[Barla Lahikası 138. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 140. Mektup]] </center> | <center> [[Barla Lahikası 138. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 140. Mektup]] </center> | ||
------ | ------ | ||
</translate> | </translate> |
13.26, 20 Kasım 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
(Kuleönü karyesinden elmas kalemli Mustafa’nın kıymettar arkadaşı Hâfız Mustafa’nın fıkrasıdır.)
Ey Feyyaz-ı Mutlak ve Vâhid-i Ehad olan Cenab-ı Allah’a giden tarîk-i müstakim yolunu gösterip pek elemli ve pek hatarlı uhrevî hayatımın kurtulmasına sebep olan Üstadım Efendim!
Bundan dört mah mukaddem, Kur’an-ı Hakîm’in elmas, inci dükkânından pırlantaları ve vüs’atimiz kadar uhrevî harçlığı almak üzere ziyaretinize arkadaşım Mustafa ile varmıştık. “Ne için geldiniz?” diye şefkatli bir tekdire binaen müteessirane geriye döndük. O tekdirden gelen şefkatli ve ücretli bir fırtınaya tutulduk. O zaman Üstadımın iksir-i a’zam olan o mübarek kalbini rencide ettiğimizi anlayınca ikinci bir teessür bana geldi. Bu zamana kadar pek âciz, hiç-ender hiç olan zayıf ruhum o teessürler içinde feryat ederken şefkatli tokat risalesinde, bizim fırtınalı tokadımızı zikreden Üstadımızın hakkımızda ne derece şefkatli olduğunu anladık. O teessüratımız sürura kalboldu.
اَل۟حَم۟دُ لِلّٰهِ هٰذَا مِن۟ فَض۟لِ رَبّٖى
Bu mübarek rebiü’l-evvelin on ikinci gecesi –mübarek bir gecede– Üstadımın pek yakınımızda olan Isparta’ya hicreti beni o kadar memnun ve mesrur etti ki o yaralar ve bereler ve teessürlerden hiçbir şey kalmadı. Elhamdülillah rebiü’l-evvel ayının on ikinci gecesi, dünya ve âhiret yaratılmasına sebep olan, dünya ve âhireti, zerreden şemse kadar bütün mükevvenatı ziyalandıran; kıyamete kadar bâki, güneş gibi nurlu, feyizli, gıdalı şeriatı ile âhiret kapısını açan o mübarek Zat-ı Fahr-i Âlem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin o mübarek gecede dünyaya teşrif buyurması, bütün mükevvenatı memnun edecek pek mübarek bir gecede Üstadımın hicreti, yani rebiü’l-evvelin on ikinci gecesi Isparta’nın harîmine dâhil olması ve hicretinin tevafuk ve tesadüf gelmesi, beni yine o elmas çarşısında pırlantaları vüs’atimiz kadar almak üzere Üstadımın ziyaretine yol açtı. İnşâallah bu hicretiniz büyük fütuhata sebep olacaktır.
Nitekim sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin Mekke’den Medine’ye hicreti esnasında, Feth-i Mekke haberinin Cibril-i Emin ile nüzulü, Peygamberimizi ve sahabe Efendilerimizi memnun ettiği gibi; Üstadımın tevafuk eden hicreti, fütuhata sebep olması, beni ve bütün Müslümanları memnun ve mesrur eyleyecektir efendim.
İmamoğlu
Hâfız Mustafa (rh)