Kastamonu Lahikası 153. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    ("'''Aziz, sıddık kardeşlerim!''' Merhum Mehmed Zühdü’nün vefatı, hakikaten Risale-i Nur cihetinde büyük bir zayiattır. Fakat Cenab-ı Hakk’a hadsiz şükür olsun ki o mübarek zat, az bir zamanda Risale-i Nur’a pek çok hizmet eylemiş. Kırk elli sene vazife-i nuriyesini, sekiz on senede tamamıyla yapmış. Ve manen içimizde, dairemizde o fevkalâde hizmetiyle, parlak bir surette yaşıyor. Hasenat cihetinde ölmemiş, daima defter-i..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
     
    Değişiklik özeti yok
    10. satır: 10. satır:


    Umum kardeşlerimize birer birer selâm ederiz.
    Umum kardeşlerimize birer birer selâm ederiz.
    ------
    <center> [[Kastamonu Lahikası 152. Mektup]] ⇐ | [[Kastamonu Lahikası]] | ⇒ [[Kastamonu Lahikası 154. Mektup]] </center>
    ------

    08.50, 27 Ekim 2023 tarihindeki hâli

    Aziz, sıddık kardeşlerim!

    Merhum Mehmed Zühdü’nün vefatı, hakikaten Risale-i Nur cihetinde büyük bir zayiattır. Fakat Cenab-ı Hakk’a hadsiz şükür olsun ki o mübarek zat, az bir zamanda Risale-i Nur’a pek çok hizmet eylemiş. Kırk elli sene vazife-i nuriyesini, sekiz on senede tamamıyla yapmış. Ve manen içimizde, dairemizde o fevkalâde hizmetiyle, parlak bir surette yaşıyor. Hasenat cihetinde ölmemiş, daima defter-i a’maline daha kesretli hasenat yazılıyor.

    Hattâ ben de eskide sarîh ismiyle birkaç defa, Risale-i Nur talebesi unvanıyla yüzer defa onu ve onu Risale-i Nur’a veren merhum pederini manevî kazançlarıma şerik ettiğim gibi şimdi sarîh ismiyle bazı gün elli defaya yakın hissedar oluyor. Demek onun hayat kazancı ziyadeleşmiş. Cenab-ı Hak onun akaribine sabr-ı cemil ve ona mağfiret-i kâmile ihsan eylesin, âmin!

    O, mübarek kalemini bize vermişti; ben de onu hem Abdurrahman hem Abdülmecid yerinde kabul etmiştim. Onu vefat etmemiş gibi daima kalemi işler hükmünde kabul ediyoruz. İki yüze yakın masumları hanesinde Kur’an’ı ve Risale-i Nur’u ders veren o mübarek zat, aynen Abdurrahman gibi az bir zamanda uzun bir ömrün vazifesini çabuk görmüş, bitirmiş, gitmiş. Kardeşimiz Kâtip Osman’ın onun hakkında yazdığı parlak fıkra, Lâhika’ya girdi. Hakikaten o zat, o fıkraya lâyıktır. İnşâallah Isparta’da o sistemde çoklar daha çıkacak, bu acıyı unutturacak. Benim tarafımdan onun validesini ve çocuklarını taziye ediniz.

    Risale-i Nur’un gayet ehemmiyetli bir şakirdi olan Hulusi Bey’in ehemmiyetli bir mektubunu gördüm. Elhak, o kardeşimiz birinciliğini daima muhafaza ediyor. Ben onu daima kalem elinde, Risale-i Nur’un işi başında biliyorum. Hem bütün muhaberelerimde birinci safta muhataptır. Onun sualleriyle yazılan Mektubat Risaleleri ve onun yazdığı samimi mektupları, onun yerinde pek çok insanları Risale-i Nur dairesine celbetmiş ve ediyor. O dediği gibi bizden uzak değil. Her gün, çok defa beraberiz. Muhaberemiz hiç kesilmemiş. Sizlerle konuştuğum vakit Hulusi’yi içinde buluyorum. Sabri, nasıl onun hesabıyla benimle konuşuyor; benim bedelime de onunla konuşsun.

    Umum kardeşlerimize birer birer selâm ederiz.


    Kastamonu Lahikası 152. Mektup ⇐ | Kastamonu Lahikası | ⇒ Kastamonu Lahikası 154. Mektup