Barla Lahikası 127. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    ("''(Hulusi Bey’in fıkrasıdır.)'' '''Üstad-ı Muhteremim Efendim!''' Bu mektubun mühim bir hususiyeti var. O da tarîk-i velayet serlevhasını taşıyan ve çok ehemmiyetli bir mevzuu ihtiva etmesidir. Evet اَلَٓا اِنَّ اَو۟لِيَٓاءَ اللّٰهِ لَا خَو۟فٌ عَلَي۟هِم۟ وَلَاهُم۟ يَح۟زَنُونَ âyet-i celilesine bir nevi tefsir olan bu mübarek ve münevver eserle: 1- Tarîkat, hoşça t..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
     
    Değişiklik özeti yok
    40. satır: 40. satır:


    '''Hulusi'''
    '''Hulusi'''
    ------
    <center> [[Barla Lahikası 126. Mektup]] ⇐ | [[Barla Lahikası]] | ⇒ [[Barla Lahikası 128. Mektup]] </center>
    ------

    11.44, 1 Kasım 2023 tarihindeki hâli

    (Hulusi Bey’in fıkrasıdır.)

    Üstad-ı Muhteremim Efendim!

    Bu mektubun mühim bir hususiyeti var. O da tarîk-i velayet serlevhasını taşıyan ve çok ehemmiyetli bir mevzuu ihtiva etmesidir. Evet اَلَٓا اِنَّ اَو۟لِيَٓاءَ اللّٰهِ لَا خَو۟فٌ عَلَي۟هِم۟ وَلَاهُم۟ يَح۟زَنُونَ âyet-i celilesine bir nevi tefsir olan bu mübarek ve münevver eserle:

    1- Tarîkat, hoşça tarif ediliyor.

    2- Faydasından cüz’î fakat güzel bir misal gösteriliyor.

    3- Velayet ve tarîkatın münasebeti ve ehemmiyetleri; inkâr edenlerin fırak-ı dâlleden oldukları ve bu hazine-i uzmayı kapatmak, tahrip etmek ve bu kevser menbaını kurutmak isteyenlerin fiillerindeki hata yüzlerine vuruluyor. Ve bu yolda, aklı başında ve insafı olanı ikna edecek delail ve misaller beyan olunuyor.

    4- Meslek-i velayetin yekdiğerine zıt vasıfları ise seyr ü sülûkun iki meşrebi gayet sarîh izah ve tavsif ediliyor.

    5- Vahdetü’l-vücud ve vahdetü’ş-şuhud meşrebi ile bundaki mühim varta beyan olunuyor.

    6- Velayet yolları içinde en güzelinin sünnet-i seniyeye ittiba olduğu, velayet yollarının ve tarîkat şubelerinin en mühim esası ihlas olduğu ve bu dünyanın dârü’l-hikmet ve dârü’l-hizmet olup dâr-ı ücret olmadığı fasih bir üslup ile takrir buyruluyor.

    7- Şeriatın şümulü; tarîkat ve hakikatin maksud-u bizzat hükmüne geçmemeleri iktiza ettiği, sünnet-i seniye ve ahkâm-ı şeriat haricinde bulunan ehl-i tarîkatın iki kısmı tarif ve sünnet-i seniyeye muhalefetleri misali ile fehme takrib ediliyor.

    8- Tarîkattaki sekiz varta sayılmakla, nazar-ı dikkat celbediliyor.

    9- Tarîkatın pek çok fevaidinden dokuzu, icmalen tedris buyruluyor.

    Heyhat! Bu maâliyatı lâyıkıyla fehmedemediğim için ancak kabiliyetim nisbetinde feyiz aldığımı itiraf etmek mecburiyetindeyim.

    Bununla beraber bu bîçareye, bu mübarek eserinizle çok şeyler öğrettiniz. Bazı zayıf bilgilerimi takviye ettiniz. Mütalaalardan, musahabelerden ve vaaz u nasihatlerden, muhtelif meslek ve meşrep erbabıyla hasbihallerden edindiğim bazı noksan kanaatleri tashih ile sağlamlandırdınız.

    Allahu Zülcelal Hazretleri dünyevî ve uhrevî bütün matlub ve maksudunuzu ihsan, bilhassa ümmet-i merhume-i Muhammediye (asm) hakkındaki dualarınızı dergâh-ı uluhiyetinde kabul buyursun. Hakikaten Kur’an’a, imana hizmetten başka bir şey düşünmeyen aziz ve muhterem Üstadımızı bu ümmete bağışlasın ve rıza-i İlahîsine nâil buyursun, âmin bihürmeti’l-Kur’ani’l-Mübin ve bihürmet-i İmami’l-Mübin!

    Bu nurlu mektubu okuduğum zevatın hepsi, muhteviyatını takdir ve tasdik ettiler ve eminim ki çok istifade ettiler.

    Aziz, müşfik Üstadım! Allah için size muhabbet eden bu âciz talebenizi, her vesile ile ikaz ve irşada çalışıyorsunuz. Manevî çok yüksek dersler veriyorsunuz. Fakat maddeten ve manen yakınınızda, şeref-i sohbetinizle müşerref ve hizmet-i Kur’an’a tevfik-i İlahî ile çok emekleri geçen, cidden çok muhterem ve çok kıymetli kardeşlerim gibi feyiz alamıyorum. Bunu da isyan ve kusurumun fazlalığından ve muhitin, hâdisatın beni daima Nurlarla iştigale mani oluşundan ve çok yaman nefsimin ve cin ve ins ve şeytanların hücumlarından biliyor ve bu sebeple bedbahtlığımı hissediyorum.

    Gerçi mazhar olduğum ve –yüz bin kere yazık ki– şükrünü yerine getiremediğim niam-ı İlahiye hadsizdir. Fakat her gün, her saat, hattâ her dakika ve saniye, bu fâni hayattaki nasibimin kesildiğini ihtar etmekte olmasına rağmen, yine tamamen dünyadan elimi çekmekliğim mümkün olamıyor. Hazret-i Kur’an’a, sevgili Üstadıma çok kuvvetli merbutiyetim ve Nebiyy-i Efham sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz Hazretlerinin getirdikleri din-i mübine ve şeriata lâyetezelzel imanım, mübarek duanızla bu fakir-i pür-kusuru inşâallah hüsranda koymaz ümidi, yegâne tesellimi teşkil ediyor.

    Bu mektubunuzda Yirmi Altıncı Söz’ün Zeyl’inde bahis buyrulan ve alâ kadri’t-tâka hükmüne tevfik-i harekete çalıştığım yol ki acz, fakr, şefkat, tefekkür tarîkıdır. Aziz ve muhterem Üstadımın tarif ve tavsiye ve irşad buyurdukları kestirme, Kur’anî ve nurani caddedir. İnşâallah bu yoldan dönmem. Temenni ederim ki hiç eksilmeyen ve vazife namı altında uhdeme tevdi edilen işler, bu sene duanızla ve hayırlısıyla biraz azalır da hakiki hizmete daha ziyade çalışırım.

    وَمِنَ اللّٰهِ التَّو۟فٖيقُ

    Hulusi



    Barla Lahikası 126. Mektup ⇐ | Barla Lahikası | ⇒ Barla Lahikası 128. Mektup