Sikke-i Tasdik-i Gaybi 64. Mektup

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    20.37, 26 Ekim 2023 tarihinde Said (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 7649 numaralı sürüm
    (fark) ← Önceki sürüm | Güncel sürüm (fark) | Sonraki sürüm → (fark)

    Salahaddin’in fıkrasından bir parçadır

    Bir vakit Tosya’dan Kastamonu’ya gelirken, beraberimde Risale-i Nur’un Lem’aları ve Şuâlar’ı vardı. Haşre dair bir mebhas okuyordum. Kamyon yokuşları tırmanıyordu. Havanın ve makinenin harareti bana ağırlık ve fikrime de “Bu Risale-i muazzam bir mu’cize-i Kur’aniyedir. Başka sahada mu’cize gösterebilir mi? Halbuki mu’cize, enbiyalara mahsustur. Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmdan sonra mu’cize gösterilmeyecektir.” mülahazası esnasında kamyon müthiş sadmelerle üç taklada, yirmi beş otuz metre yerden aşağıya yuvarlandı. Şehadet getiriyordum. Yaralı mıyım diye kendimi yokladım. Yüz bin şükür hiçbir yaram yok. Korkarak doğruldum, şoförün kafası parçalanmış âh, of çekiyor. Etrafımı tetkik ettim, şoför tarafındaki camlar hurdahaş olmuş. Benim tarafımdaki ince cam bile kırılmamış. O anda bunun büyük bir keramet olduğunu, mu’cize olmadığını ve bir daha böyle maceralı şeyleri tefekkür etmemek için kerametkârane Risale-i Nur’un bir tokadı olduğunu anladım.

    Risale-i Nur şakirdlerinden

    Salahaddin Çelebi



    Sikke-i Tasdik-i Gaybi 63. Mektup ⇐ | Sikke-i Tasdik-i Gaybi | ⇒ Sikke-i Tasdik-i Gaybi 65. Mektup