Emirdağ Lahikası 2. Kitap 86. Mektup

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    14.51, 13 Kasım 2023 tarihinde Ferhat (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 17211 numaralı sürüm ("بِاس۟مِهٖ سُب۟حَانَهُ وَ اِن۟ مِن۟ شَى۟ءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَم۟دِهٖ وَ بِهٖ نَس۟تَعٖينُ اَلسَّلَامُ عَلَي۟كُم۟ وَ رَح۟مَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا '''Aziz, sıddık kardeşlerim!''' '''Evvela:''' Bugünlerde Sure-i Ankebut’ta مَثَلُ الَّذٖينَ اتَّخَذُوا مِن۟ د..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
    (fark) ← Önceki sürüm | Güncel sürüm (fark) | Sonraki sürüm → (fark)

    بِاس۟مِهٖ سُب۟حَانَهُ وَ اِن۟ مِن۟ شَى۟ءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَم۟دِهٖ وَ بِهٖ نَس۟تَعٖينُ

    اَلسَّلَامُ عَلَي۟كُم۟ وَ رَح۟مَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

    Aziz, sıddık kardeşlerim!

    Evvela: Bugünlerde Sure-i Ankebut’ta

    مَثَلُ الَّذٖينَ اتَّخَذُوا مِن۟ دُونِ اللّٰهِ اَو۟لِيَٓاءَ كَمَثَلِ ال۟عَن۟كَبُوتِ اتَّخَذَت۟ بَي۟تًا وَاِنَّ اَو۟هَنَ ال۟بُيُوتِ لَبَي۟تُ ال۟عَن۟كَبُوتِ لَو۟ كَانُوا يَع۟لَمُونَ

    âyetini okurken birden şiddetli bir vehim geldi ki: “En zayıf hane örümceğin hanesidir, Allah’a şerik yapanlar faraza bilseler yani imana gelmeyen Kureyş rüesaları eğer bilseler.” manasında olan bu âyetin belâgatına münasip bir vaziyet görülmedi.

    Birden aynı zamanda Zülfikar Mu’cizat-ı Ahmediye’yi tashih için açtım. Birden şu satırlar nazarıma ilişti:

    Birinci Hâdise: Manevî tevatür derecesinde bir şöhret ile Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâm, Ebubekir-i Sıddık ile küffarın tazyikinden kurtulmak için tahassun ettikleri Gār-ı Hira’nın kapısında, iki nöbetçi gibi iki güvercinin gelip beklemeleri ve örümcek dahi perdedar gibi hârika bir tarzda, kalın bir ağ ile mağara kapısını örtmesidir. Hattâ rüesa-yı Kureyş’ten, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın eliyle Gazve-i Bedir’de öldürülen Übeyy İbn-i Halef mağaraya bakmış. Arkadaşları demişler: Mağaraya girelim. O demiş: Nasıl girelim? Burada bir ağ görüyorum ki Muhammed (asm) tevellüd etmeden bu ağ yapılmış gibidir.

    Birden bu âyet-i kerîmenin iki harfinde yani لَو۟ harflerinde bir mu’cize gördüm ki benim vehmim yerine yüksek bir lem’a-i i’cazı bildim. Şöyle ki:

    Sure-i Ankebut Mekke’de nâzil olduğu için Kureyş’in imana gelmeyen reisleri Peygamber aleyhissalâtü vesselâma suikast edeceklerini ve o suikastın içinde en zayıf ve en küçük bir hayvan olan bir örümcek o reislerin o şiddetli hücumlarına karşı mukabele edip galebe edecek.

    Yani örümceğin hanesi olan ağ en zayıf bir perde iken o kuvvetli reisleri mağlup edeceğini göstermekle âyet diyor ki: “En zayıf bir hayvana mağlup olacaklarını faraza bilseydiler, bu cinayete ve bu suikasta teşebbüs etmeyeceklerdi.”

    İşte اَل۟يَو۟مَ نُنَجّٖيكَ بِبَدَنِكَ âyetinde bir kelime ile bir mu’cize-i tarihiye gösterildiği gibi (Hâşiye[1]) Mekke’de nâzil olan bu surenin de bu

    لَو۟ كَانُوا يَع۟لَمُونَ âyetinde görülen remiz ile Gār-ı Hira hâdisesinde hârika bir hıfz-ı İlahîye ve ihbar-ı gaybî nevinden bir mu’cize-i Nebeviyeye işaret ile bir lem’a-i i’caz gösterip o sureye Ankebut namı vermek ve onun ehemmiyetsiz ağına ehemmiyet vermek tam yerinde olup bu âyete gelen şüphe ve evhamları esasıyla reddettiğini gördüm.

    Cenab-ı Hakk’a hadsiz şükrettim ki Kur’an’ın surelerinde ve âyetlerinde hattâ cümlelerinde ve kelimelerinde de i’caz lem’aları olduğu gibi harflerinde de vardır bildim.

    اَل۟بَاقٖى هُوَ ال۟بَاقٖى

    Hasta kardeşiniz

    Said Nursî

    * * *

    1. Hâşiye: Mu’cizat-ı Kur’aniye’de اَلْيَوْمَ نُنَجِّيكَ بِبَدَنِكَ âyetiyle gark olan Firavun’a der: “Bugün gark olan cesedine necat vereceğim.” demesiyle umum Firavunların tenasüh fikrine binaen cenazelerini mumyalamakla maziden alıp müstakbeldeki ensal-i âtiyenin temaşagâhına göndermek olan mevt-âlûd, ibret-nüma bir düstur-u hayatiyelerini ifade etmekle beraber, şu asr-ı âhirde o gark olan Firavun’un aynı cesedi olarak keşfolunan bir beden, o mahall-i gark denizinden sahile atıldığı gibi zamanın denizinden asırların mevcelerinin üstünde şu asır sahiline atılacağı mu’cizane bir işaret-i gaybiye ifade eder. (Hâşiyenin hâşiyesi) Hâşiyenin hâşiyesi: Bu asırda ecnebiler aynı Firavun’un cesedini bulmuşlar. Müzehanelerine götürdükleri, ceridelerle neşredilmiştir.