Emirdağ Lahikası 1. Kitap 40. Mektup

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    09.35, 25 Kasım 2023 tarihinde Said (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 38136 numaralı sürüm
    Diğer diller:
    • Türkçe

    Aziz, sıddık, çok mübarek, çok faal, çok hâlis, çok kıymettar kardeşim Hüsrev!

    Senin bayramın ikinci gününde elime geçen mektubun bir güvercin haber veriyor gibi geldiği aynı günde beni çok müteessir eden hâdise-i taarruziyeden neş’et eden elemlerime, kederlerime bir merhem, bir ilaç hükmüne geçti. Bu manayı hatıra getirdi:

    “Sana ihanet eden ehemmiyetsiz adamlara karşı, Gül ve Nur Fabrikasının kahramanlarının hârikulâde hürmet ve ihtiramları varken böyle bir iki vicdansızın hakaretine değil, milyonlarca düşmanların ihanetlerine karşı gelebilir ve hükümden ıskat edebilir.” diye kalbime geldi. Fakat kendi şahsıma baktım ki kurumuş, çürümüş, vazifesi bitmiş bir hurma çekirdeği hükmünde iken, Risale-i Nur bahçesinde bir derece o çekirdekten tezahür eden meyvedar, muhteşem, koca bir ağaç nazarıyla baktığınızı gördüm. Sizin fevkalâde hüsn-ü zannınız o ağaçtan ileri geldiğini ve çekirdeğin de bir cihette, bir nevi vesile olduğu cihetinde hüsn-ü zanna mazhar olmuş gördüm.

    O mektubun birinci sahifesi güzeldir, ben de iştirak ediyorum. İkinci sahifede, birkaç yerde kalem karıştırdım, ta’dil ettim. Ezcümle:

    Hazret-i Hasan radıyallahu anhın altı aylık hilafeti ile beraber Risale-i Nur’un, Cevşenü’l-Kebir’den ve Celcelutiye’den aldığı bir kuvvet ve feyizle vazife-i hilafetin en ehemmiyetlisi olan neşr-i hakaik-i imaniye noktasında Hazret-i Hasan radıyallahu anhın kısacık müddetini uzun bir zamana çevirerek tam beşinci halife nazarıyla bakabiliriz. Çünkü adalet-i hakikiye ile bu asırda insanları mesud edebilir bir istidatta bulunan Risale-i Nur’dur. Ve onun şahs-ı manevîsi, Hazret-i Hasan radıyallahu anhın bir muavini, bir mütemmimi, bir manevî veledi hükmündedir diye senin mektubunu ta’dil ettim. Buna kıyasen, sana vekâleten bir iki yerde kalem karıştırdım.

    Fakat aynı günde mahkeme, kitaplarım içinde bana teslim ettikleri mektuplar müsveddeleri ve onların üstünde yeşil kalemle işaretlerine göre çok ehemmiyet verdikleri o müsveddeler içinde bu size yazdığım noksan bir parçayı gördüm. Fesübhanallah dedim, mektubuna benimle cevap ver diye manasını aldım. Belki bu parça Lâhika’ya girmiş, ben de size aynını yazıyorum. Parça budur:

    Benim çok kusurlu şahsıma hüsn-ü zan ile verdiğiniz makamlar cihetinde değil; belki vazifeye, hizmete bakıp o noktada bakmalısınız. Perde açılsa benim baştan aşağıya kadar kusurat ile âlûde mahiyetim, benden kaçmaya bir vesile olur. Sizi kardeşliğimden kaçırmamak, pişman etmemek için şahsiyetime karşı haddimin pek fevkinde tasavvur ettiğiniz makamlara irtibatınızı bağlamayınız. Ben size nisbeten kardeşim, mürşidlik haddim değil. Üstad da değilim belki ders arkadaşıyım. Ben sizin, kusuratıma karşı şefkatkârane dua ve himmetinize muhtacım. Benden himmet beklemeniz değil, bana himmet etmenize istihkakım var. Cenab-ı Hakk’ın ihsan ve keremiyle sizlerle gayet kudsî ve gayet ehemmiyetli ve gayet kıymettar ve her ehl-i imana menfaatli bir hizmette, taksim-i mesai kaidesiyle iştirak etmişiz. Tesanüdümüzden hasıl olan bir şahs-ı manevînin fevkalâde ehemmiyet ve kıymeti ve üstadlığı ve irşadı bize kâfidir.

    Madem bu zamanda her şeyin fevkinde hizmet-i imaniye bir kudsî vazifedir. Hem kemiyet, keyfiyete nisbeten ehemmiyeti azdır. Hem muvakkat ve mütehavvil siyaset daireleri ebedî, daimî, sabit hizmet-i imaniyeye nisbeten ehemmiyetsizdir, mikyas olmaz. Risale-i Nur’un talimatı dairesinde bize bahşettiği feyizli makamlara kanaat etmeliyiz. Haddimden fazla fevkalâde hüsn-ü zan ile müfritane âlî makam vermek yerine, fevkalâde sadakat ve sebat ve müfritane irtibat ve ihlas lâzımdır. Onda terakki etmeliyiz.

    Elhak, bunda tam terakki etmişsiniz.

    (Parça bitti)


    Emirdağ Lahikası 1. Kitap 39. Mektup ⇐ | Emirdağ Lahikası | ⇒ Emirdağ Lahikası 1. Kitap 41. Mektup