Barla Lahikası 64. Mektup

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    08.47, 28 Ekim 2023 tarihinde Said (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 7914 numaralı sürüm ("''(Şu fıkra aklen Hulusi, kalben Sabri, vicdanen Hüsrev hükmünde olan Re’fet Bey’in mektubudur.)'' بِاس۟مِهٖ وَ اِن۟ مِن۟ شَى۟ءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَم۟دِهٖ اَلسَّلَامُ عَلَي۟كُم۟ وَ رَح۟مَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا Bu defa Süleyman Efendi vasıtasıyla Yirmi Beşinci Söz’ü, tashih olunmak üzere huzur-u âl..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
    (fark) ← Önceki sürüm | Güncel sürüm (fark) | Sonraki sürüm → (fark)

    (Şu fıkra aklen Hulusi, kalben Sabri, vicdanen Hüsrev hükmünde olan Re’fet Bey’in mektubudur.)

    بِاس۟مِهٖ وَ اِن۟ مِن۟ شَى۟ءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَم۟دِهٖ

    اَلسَّلَامُ عَلَي۟كُم۟ وَ رَح۟مَةُ اللّٰهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا

    Bu defa Süleyman Efendi vasıtasıyla Yirmi Beşinci Söz’ü, tashih olunmak üzere huzur-u âlînize takdim ediyorum. İ’caz-ı Kur’an elhak bir şaheserdir. İhtiva ettiği hayret-bahş hakaik itibarıyla âsâr-ı âliyenizin en mühimmidir. Mu’cizat-ı Ahmediye’yi okudum. Çok mükemmel ve ruha ulviyet ve inkişaf bahşeden çok kıymettar bir eserdir. Şu kadar ki mu’cizat-ı Ahmediyenin en büyüğü Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan olduğuna göre, i’caz-ı Kur’an’ın ruhumda husule getirdiği tebeddülat ve münderecatından ettiğim istifade çok azîmdir.

    Bu eserinizle وَلَا رَط۟بٍ وَلَا يَابِسٍ اِلَّا فٖى كِتَابٍ مُبٖينٍ âyet-i celilesinin muhtevi olduğu şümullü ve pek azametli olan maânî-i ulviye ispat edilmiş oluyor. Bugünkü terakkiyat-ı fenniye ve ihtiraat-ı beşeriyeyi kendi mahsulat-ı fikriyeleri addeden ve bir hazine-i hakaik olan Kur’an-ı Mu’cizü’l-Beyan’ı mühmel bırakarak Avrupa’dan ilim ve irfan dilenciliği yapan ve akıllı geçinen gafiller, beşerin dünyevî ve uhrevî saadetini temin edecek maâliyat ve desatir-i muazzama ile memlû bulunan bu âsâr-ı muhteşemeyi bir nazar-ı insaf ve bir teyakkuz-u ârifane ile mütalaa etselerdi, dalmış oldukları hâb-ı gafletten pek çabuk uyanacaklardı. Fakat heyhat, bizler arpa ambarı içinde açlıktan ölen tavuklara benzeriz. Elimizde bir mecmua-yı hakaik dururken ona karşı göz yumar ve başkalarından istiane ederiz.

    İ’caz-ı Kur’an’ın yüksekliği hakkında ne yazsam azdır. Kalemim onu tavsiften âcizdir. Kudret-i kalemiyem olsaydı hakkını vermeye çalışırdım, olmadığı için âcizane olarak sözümü kesiyorum. Kemal-i hürmetle mübarek ellerinizden öper ve hizmet-i Kur’an’da sabit olmam hakkındaki duanızı talep ve istirham ederim, efendim.

    Re’fet