Barla Lahikası 265. Mektup

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    21.54, 31 Ekim 2023 tarihinde Said (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 8204 numaralı sürüm ("'''Re’fet Bey!''' Senin çok antika iki mu’cize-i kudret, müzehanemi tezyin etti. Âdi zannettiğimiz şeylerde, ne kadar hârikulâde işler bulunduğunu ihtar ediyorlar. Şu On Dokuzuncu Mektup’ta ikinci, üçüncü cüzünde salavat-ı şerifenin her sahifede birbirine bakması tesadüf işi olamaz. Çünkü tesadüf, onda bir tevafuk eder. Bu ise onda dokuz tevafuk var. Demek ne şuursuz tesadüfün işi ve ne de benim ve ne de kâtiplerin d..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
    (fark) ← Önceki sürüm | Güncel sürüm (fark) | Sonraki sürüm → (fark)

    Re’fet Bey!

    Senin çok antika iki mu’cize-i kudret, müzehanemi tezyin etti. Âdi zannettiğimiz şeylerde, ne kadar hârikulâde işler bulunduğunu ihtar ediyorlar. Şu On Dokuzuncu Mektup’ta ikinci, üçüncü cüzünde salavat-ı şerifenin her sahifede birbirine bakması tesadüf işi olamaz. Çünkü tesadüf, onda bir tevafuk eder. Bu ise onda dokuz tevafuk var.

    Demek ne şuursuz tesadüfün işi ve ne de benim ve ne de kâtiplerin düşünüşüdür. Çünkü ben yeni anlıyorum, kâtipler benden sonra anladılar. Demek gaybî bir kasd ve irade ile umum Sözler’de ve bilhassa On Dokuzuncu Mektup’taki salavat-ı şerifede hârika bir letafeti irade etmiş. O tevafukat ise gaybî bir kasd ile dercedilen bir belâgat ve letafetin tereşşuhatıdır.

    Said Nursî