Emirdağ Lahikası 2. Kitap 2. Mektup
Afyon Hapsinden Sonra
Emirdağı’nda Yazılan Mektuplar
بِاس۟مِهٖ سُب۟حَانَهُ
Aziz, sıddık kardeşlerim!
Herhalde biriniz benim bedelime Diyanet Riyasetine gitsin, benim selâm ve hürmetlerimle Ahmed Hamdi Efendi’ye desin ki:
Zatınız iki sene evvel Nur’un Külliyatı’ndan bir takım istemiştiniz. Ben de hazırlattırdım. Fakat birden hapse soktular; tashih edemedim, gönderemedim. Şimdi onların tashihiyle meşgulüm. Fakat tesemmüm hastalığıyla ziyade perişaniyetimden çabuk bitiremeyeceğim. Bitirdikten sonra inşâallah takdim edilecektir. “Hediye almayan elbette hediye veremez.” kaidesine binaen, bu ziyade kıymettar manevî tefsir-i Kur’an, bu memleket-i İslâmiyenin âlimler reisi olan zat-ı âlînize Nurların serbestiyetine mümkün olduğu derecede çalışmanıza ve numune için üç cüzü size evvelce gösterdiğimiz Kur’an’ımızın basılmasına himmet ve sa’y etmenize bir kudsî ücrettir.
Kat’iyen size beyan ediyorum ki: Meselemizde hiçbir tarihte ilm-i hakikate ve hakaik-i imaniyeye karşı bu derece garazkârane, gaddarane tecavüz olmamış. Sizin daire-i ilmiyeniz ve riyasetiniz, her şeyden evvel bu vazife-i diniye ve ilmiyeyi yapmanızı iktiza ediyor. Ben bu son zehirlendiğim zamanda öleceğimi düşündükçe “Benim bedelime Ahmed Hamdi Nurlara sahip çıkacak.” diye kalbim ferahlanıyordu, teselli buluyordum. Size mahkeme müdafaatımızdan bazı parçalar evvelce dairenize gönderdiğimiz halde şimdi tamam, mükemmel ve ayn-ı hakikat bir nüsha müdafaatımı da size gönderiyorum. Ona göre sizin delâletinizle Nurların serbestiyetine çalışacak zatlara bir me’haz olarak göstermek niyetiyle gönderdik.
* * *