The Supplicant
اَلدَّاعٖى
(*[1]) Yıkılmış bir mezarım ki yığılmıştır içinde
Said’den yetmiş dokuz emvat (**[2]) bâ-âsam âlâma.
Sekseninci olmuştur, mezara bir mezar taş
Beraber ağlıyor (***[3]) hüsran-ı İslâm’a.
Mezar taşımla pür-emvat enîndar o mezarımla
Revanım saha-i ukba-yı ferdâma.
Yakînim var ki istikbal semavatı, zemin-i Asya
Bâhem olur teslim, yed-i beyza-yı İslâm’a.
Zira yemin-i yümn-ü imandır
Verir emni eman ile enama…