Emirdağ Lahikası 2. Kitap 12. Mektup
Reisicumhur Celal Bayar ve Heyet-i Vükelasına,
Ankara
Biz Nur talebeleri yirmi senedir emsalsiz bir tazip ve işkencelere hedef olmuşuz. Sabrettik tâ Cenab-ı Hak sizi imdadımıza gönderdi. O işkencelerin sebebini on beş senedir üç mahkeme hakiki ve kanunî olarak yüz otuz kitap ve bin mektubatta bulamadıklarına, Mahkeme-i Temyizle Denizli Mahkemesini şahit gösteriyoruz. Otuz seneden beri ben siyaseti terk etmiştim. Bu defa birkaç gün zarfında Ahrarların başına geçip milletin mukadderatına sahip çıkması sebebiyle Reisicumhuru ve Heyet-i Vekileyi tebrik ile beraber bir hakikati ifşa ediyorum, şöyle ki:
Bize hücum eden ve mahkemelerde tazip edenler demişler: “Bu Nur talebelerinin dini siyasete âlet etmek ihtimalleri var, belki de ediyorlar.”
Biz de o zalimlere karşı müdafaatlarımızdaki binler hüccet ile demişiz ve diyoruz ki: Biz, dini siyasete âlet değil belki rıza-yı İlahîden başka hiçbir şeye hattâ dünyaya ve saltanata âlet etmemek bizim esas mesleğimiz olduğundan, düşmanlarımızca da tahakkuk etmiş ki:
Üç senedir üç çuvaldan ziyade dosyalarımızı garazkârane tetkik ettikleri halde, bizi mahkûm edemiyorlar. Verdikleri keyfî ve vicdanî hükümlerine de bir bahane bulamıyorlar ki Temyiz o hükmü bozdu. Evet, biz dini siyasete âlet değil belki vatan ve milletin dehşetli zararına siyaseti mutaassıbane dinsizliğe âlet edenlere karşı; bizim siyasete bakmamıza mecburiyet-i kat’iye olduğu zaman, vazifemiz siyaseti dine âlet ve dost yapmaktır ki üç yüz elli milyon kardeşlerin uhuvvetini bu vatandaki kardeşlere kazandırmaya sebep olsun.
Elhasıl: Bize işkence edenler, siyaseti asabiyetle dinsizliğe âlet etmelerine mukabil; biz de siyaseti dine âlet ve dost yapmakla bu vatan ve milletin saadetine çalışmışız.
Said Nursî
Kardeşlerim; ben bunu böyle münasip gördüm, sizlerin meşveretine havale ediyorum.