İçeriğe atla

On Dördüncü Şuâ/en: Revizyonlar arasındaki fark

"------ <center> The Thirteenth Ray ⇐ | The Rays | ⇒ The Fifth Ray </center> ------" içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu
("'''The First:''' Most of the prophets appearing in the East and in Africa, and most of the philosophers emerging in the West and in Europe is a sign of pre-eternal Divine Determining that in Asia religion is dominant and philosophy is in second place. In consequence, even if those ruling in Asia are not religious, they should not interfere with those who work for religion; they should encourage them." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
("------ <center> The Thirteenth Ray ⇐ | The Rays | ⇒ The Fifth Ray </center> ------" içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
 
(Aynı kullanıcının aradaki diğer 11 değişikliği gösterilmiyor)
24. satır: 24. satır:
'''The First:''' Most of the prophets appearing in the East and in Africa, and most of the philosophers emerging in the West and in Europe is a sign of pre-eternal Divine Determining  that in Asia religion is dominant and philosophy is in second place. In consequence, even if those ruling in Asia are not religious, they should not interfere with those who work for religion; they should encourage them.
'''The First:''' Most of the prophets appearing in the East and in Africa, and most of the philosophers emerging in the West and in Europe is a sign of pre-eternal Divine Determining  that in Asia religion is dominant and philosophy is in second place. In consequence, even if those ruling in Asia are not religious, they should not interfere with those who work for religion; they should encourage them.


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
The Second: The All-Wise Qur’an is the intellect and power of thought of the head of  the earth. If, I seek refuge with God, the Qur’an were to depart from the globe, the globe  would go mad. It is not far from reason to suppose that another planet colliding with its head emptied of reason, would cause doomsday to erupt. Yes, the Qur’an is a chain, a ‘rope  of  God,’ binding the earth to the Divine Throne. It preserves the earth more than gravity.
'''İkincisi:''' Kur’an-ı Hakîm bu zemin kafasının aklı ve kuvve-i müfekkiresidir. Eğer el-iyazü billah, Kur’an küre-i arzın başından çıksa arz divane olacak, akıldan boş kalan kafasını bir seyyareye çarpması, bir kıyamet kopmasına sebep olması akıldan uzak değildir. Evet Kur’an, arşı ferş ile bağlamış bir zincir, bir hablullahtır. Cazibe-i umumiyeden ziyade, zemini muhafaza ediyor.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
Thus, the Risale-i Nur, which is a true and powerful commentary on the Qur’an of Mighty Stature, is a supreme Divine bounty which has been demonstrating its effectiveness for twenty years in this century, an insuppressible miracle of the Qur’an. The  Government therefore should not be interfering in it and trying to scare its students away from it, but  protecting it and encouraging people to read it.
İşte bu Kur’an-ı Azîmüşşan’ın hakiki ve kuvvetli bir tefsiri olan Risale-i Nur; bu asırda bu vatanda bu millete, yirmi seneden beri tesirini göstermiş büyük bir nimet-i İlahiye ve sönmez bir mu’cize-i Kur’aniyedir. Hükûmet ona ilişmek ve talebelerini ondan ürkütüp vazgeçirmek değil belki himaye etmek ve okunmasına teşvik etmek gerektir.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
'''The Third:'''In Denizli Court I said the following  in connection with all the believers assisting with prayers for forgiveness those who have departed for the past, and their bequeathing good works on their spirits:
'''Üçüncüsü:''' Ehl-i imandan bütün gelenler, maziye gidenlere mağfiret dualarıyla ve hasenatlarını onların ruhlarına bağışlamalarıyla yardımlarına binaen Denizli Mahkemesinde demiştim:
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
When you are asked by millions of believing plaintiffs at the Supreme Tribunal: “Why did you want to ruin  with imprisonment and persecution the Risale-i Nur students, who were striving to save the country and nation from anarchy and irreligion and immorality and  their compatriots from eternal annihilation, although because of the liberty laws you looked tolerantly on the publications of atheists and communists and political societies that produce anarchists, and did not bother them?” What answer will you and those who want to convict and ruin the Risale-i Nur students, who serve the truths of the Qur’an, give? I am asking you the same thing! I said that to them and those  just  and fair-minded people  acquitted us, demonstrating  the fairness of the judicial system.
“Mahkeme-i kübrada milyarlar ehl-i iman olan davacılar tarafından Kur’an hakikatlerine hizmet eden Nur talebelerini mahkûm ve perişan etmek isteyenlerden ve sizlerden sorulsa ki serbestiyet kanunuyla dinsizlerin, komünistlerin neşriyatlarına ve anarşiliği yetiştiren cemiyetlerine müsamahakârane bakıp ilişmediğiniz halde, vatanı ve milleti anarşistlikten ve dinsizlik ve ahlâksızlıktan ve vatandaşlarını ölümün idam-ı ebedîsinden kurtarmaya çalışan Risale-i Nur ve talebelerini, hapisler ve tazyiklerle perişan etmek istediniz, diye sizlerden sorulsa ne cevap vereceksiniz? Biz de sizlerden soruyoruz!” Onlara demiştim. O zaman o insaflı, adaletli zatlar bizi beraet ettirdiler, adliyenin adaletini gösterdiler.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
'''The Fourth:'''I was expecting to be taken for  interrogation to a place of consultation, in  either  Ankara or Afyon, where questions would be asked and answered about matters of overriding importance and the Risale-i Nur’s relation to  them. Yes,  matters connected with finding ways of restoring the brotherhood, love, and good will of three hundred and fifty million Muslims for this nation  and country, and their moral assistance for it. An indication that the Risale-i Nur is the most effective means of achieving this is the following:
'''Dördüncüsü:''' Ben bekliyordum ki ya Ankara veya Afyon beni sorguda –pek büyük meseleler için Nurların o meselelere hizmeti cihetinde– bir meşveret dairesine alıp bir sual ve cevap beklerdim. Evet, üç yüz elli milyon Müslümanların eski kardeşliğini ve muhabbetini ve hüsn-ü zannını ve manevî yardımlarını bu memleketteki millete kazandıracak çareleri bulmak ki en kuvvetli çare ve vesile Risale-i Nur olduğuna bir emaresi şudur:
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
In Mecca this year, a scholar of great eminence translated the main collections of the Risale-i Nur into both one of the Indian languages and Arabic, and sending them to India and Arabia, said: “Just as he strives through the Risale-i Nur to secure unity and Islamic  brotherhood,  our most  powerful support, so he demonstrates  that  the Turkish nation is always progressive in religion and belief.
Bu sene Mekke-i Mükerreme’de gayet büyük bir âlim, hem Hint lisanına hem Arap lisanına Nur’un büyük mecmualarını tercüme edip Hindistan’a ve Arabistan’a göndererek en kuvvetli nokta-i istinadımız olan vahdet ve uhuvvet-i İslâmiyeyi temine çalıştığı gibi Türk milletinin daima dinde ve imanda ileri olduğunu Nur risaleleri ile gösteriyor, demişler.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
I was also expecting that momentous questions would be asked like “What is the extent of the service the Risale-i Nur can provide in the face of the danger communism poses to this country, because it turns into anarchy? How can this blessed country be defended against this terrible torrent?” It should have been thus, but having been blown up out of all proportion due to the petty and  personal slander of the spiteful, matters holding not the  slightest importance and which are in no way crimes, were discussed, which caused me  distress in these serious conditions, the like of which I have never before suffered in my life. Meaningless questions were asked about one or two minor personal matters which three previous courts had previously examined then acquitted.
Hem beklerdim ki “Vatanımızda anarşiliğe inkılab eden komünist tehlikesine karşı Nurların hizmeti ne derecededir ve bu mübarek vatan bu dehşetli seyelandan nasıl muhafaza edilecek?” gibi dağ misillü meselelerin sorulmasının lüzumu varken, sinek kanadı kadar ehemmiyeti olmayan ve hiçbir medar-ı mes’uliyet olmayan cüz’î ve şahsî ve garazkârların iftiralarıyla habbe, kubbeler yapılmış meseleler için bu ağır şerait altında hiç ömrümde çekmediğim bir perişaniyetime sebebiyet verildi. Bize üç mahkemenin sorduğu ve beraet verdiği aynı meselelerden ve âdi ve şahsî bir iki mesele için manasız sualler edildi.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
'''The Fifth:'''The Risale-i Nur cannot be contested  or defeated. It has been silencing  the most obdurate philosophers for twenty years. It demonstrates the truths of belief as clearly as the sun. Those who rule this country should profit from its strength.
'''Beşincisi:''' Risale-i Nur’la mübareze edilmez, o mağlup olmaz. Yirmi senedir en muannid feylesofları susturuyor. İman hakikatlerini güneş gibi gösteriyor. Bu memlekette hükmeden, onun kuvvetinden istifade etmek gerektir.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
'''The Sixth:''' Destroying my unimportant character because of my personal faults, and through contemptuous  treatment  poisoning public  opinion  about me does not harm the Risale-i Nur, in fact it strengthens it in some ways. For in place of my mortal tongue are the undying tongues of a hundred thousand copies of the Risale-i Nur, and they cannot be silenced; they will speak out. And as they have up to now, the thousands of powerful tongues of its sincere students will continue  that sacred, universal service till the end of the world, God willing.
'''Altıncısı:''' Benim ehemmiyetsiz şahsımın kusurlarıyla beni çürütmek ve ihanetlerle nazar-ı âmmeden düşürmek Risale-i Nur’a zarar vermez, belki bir cihette kuvvet verir. Çünkü benim bir fâni dilime bedel Risale-i Nur’un yüz bin nüshalarının bâki dilleri susmaz, konuşur. Ve hâlis talebeleri, binler kuvvetli lisanlar ile o kudsî ve küllî vazife-i Nuriyeyi şimdiye kadar olduğu gibi inşâallah kıyamete kadar devam ettirecekler.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
'''The Seventh:''' As I stated in the previous trials putting forward the proofs, our enemies and those who  oppose us both officially and unofficially,  deceiving  the Government, making some of its leading members suspicious about us and causing the judiciary to move against us, are either seriously deceived or have been deceived by others, or are exceedingly treacherous revolutionaries working on account of anarchy, or cunning atheists  struggling against Islam and the truths of the Qur’an on account of apostasy. Calling absolute despotism “the Republic” in order to attack us, and making the regime a screen to absolute apostasy, and calling absolute dissipation “civilization,” and calling arbitrary  compulsion on account of disbelief “the law,” they have both ruined us, and deceived the Government, and preoccupied the judiciary with us for no reason. Referring them to the wrath of the All-Compelling and Glorious One, we take refuge in the citadel of For us God suffices, and He is the Best Disposer of Affairs so as to defend ourselves against their evil.
'''Yedincisi:''' Sâbık mahkemelerde dava ettiğim ve hüccetlerini gösterdiğimiz gibi; bizim gizli düşmanlarımız ve hükûmeti iğfal ve bir kısım erkânını evhamlandıran ve adliyeleri aleyhimize sevk eden resmî ve gayr-ı resmî muarızlarımız ya gayet fena bir surette aldanmış veya aldatılmış veya anarşilik hesabına gayet gaddar bir ihtilalcidir veya İslâmiyet’e ve hakikat-i Kur’an’a karşı mürtedane mücadele eden bir dessas zındıktır ki bize hücum etmek için istibdad-ı mutlaka cumhuriyet namını vermekle, irtidad-ı mutlakı rejim altına almakla, sefahet-i mutlaka medeniyet namını takmakla, cebr-i keyfî-i küfrîye kanun namını vermekle hem bizi perişan hem hükûmeti iğfal hem adliyeyi bizimle manasız meşgul eylediler. Onları Kahhar-ı Zülcelal’in kahrına havale edip kendimizi onların şerrinden muhafaza için حَس۟بُنَا اللّٰهُ وَنِع۟مَ ال۟وَكٖيلُ kalesine iltica ederiz.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
'''The Eighth:''' Last year the Russians sent numerous people to make the Hajj as propaganda in order to show that they are more respectful towards the Qur’an than other  nations and, because of religion, to try to turn the Islamic world against the religious people  of this country.
'''Sekizincisi:''' Geçen sene Ruslar, çoklukla hacıları hacca gönderip onlar ile propaganda yapıp ki Ruslar başka milletlerden ziyade Kur’an’a hürmetkâr diye âlem-i İslâm’ı din noktasında bu vatandaki dindar millet aleyhine çevirmeye çalıştığı aynı zamanda; Risale-i Nur’un büyük mecmuaları hem Mekke-i Mükerreme’de hem Medine-i Münevvere’de hem Şam-ı Şerif’te hem Mısır’da hem Halep’te âlimlerin takdirleri altında kısmen intişarlarıyla, o komünist propagandasını kırdığı gibi âlem-i İslâm’a gösterdi ki:
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
But the main collections of the Risale-i Nur were being spread at that time in both Mecca, and Medina, and Damascus, and Egypt, and Aleppo, attracting the appreciation of the religious scholars, which both negated the communist propaganda, and showed to the Islamic  world that like  formerly  the Turkish nation and its brothers are supporting  religion and the Qur’an and are the elder brothers of the other peoples of Islam and their heroic commander in the service of the Qur’an.
Türk milleti ve kardeşleri eskisi gibi dinine ve Kur’an’ına sahiptir ve sair ehl-i İslâm’ın dindar büyük bir kardeşi ve Kur’an hizmetinde kahraman kumandanıdır diye o ehemmiyetli, kudsî merkezlerde o Nur mecmuaları bu hakikati gösterdiler.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
Those collections from the Risale-i Nur demonstrated  this in those sacred centres. Will it not the bring the earth to anger if this valuable national service of the Risale-i Nur is responded to with torments in this way?
Acaba Nur’un bu kıymettar hizmet-i milliyesi bu tarz işkencelerle mukabele görse zemini hiddete getirmez mi?
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
3.310. satır: 3.284. satır:
</div>
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
------
------
<center> [[On Üçüncü Şuâ]] ⇐ | [[Şualar]] | ⇒ [[Beşinci Şuâ]] </center>
<center> [[On Üçüncü Şuâ/en|The Thirteenth Ray]] ⇐ | [[Şualar/en|The Rays]] | ⇒ [[Beşinci Şuâ/en|The Fifth Ray]] </center>
------
------
</div>