لمعة من تعريف القرآن

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    08.49, 30 Haziran 2024 tarihinde Said (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 126858 numaralı sürüm ("وكذا هو القولُ الشارحُ والتفسيرُ الواضح والبرهانُ القاطع والترجمانُ الساطع لذات الله وصفاته وأسمائه وشؤونه.." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
    Diğer diller:

    فإن قلتَ: القرآن ما هو؟

    قيل لك: هو الترجمةُ الأزليةُ لهذه الكائنات،

    والترجمانُ الأبديُّ لأَلسنتها التاليات للآيات التكوينية،

    ومفسّرُ كتابِ العالَم..

    وكذا هو كشافٌ لمَخفيات كنوز الأسماء المُستترة في صحائف السماوات والأرض..

    وكذا هو مفتاحٌ لحقائق الشؤون المُضْمَرة في سطور الحادثات..

    وكذا هو لسانُ الغيب في عالَم الشهادة..

    وكذا هو خزينةٌ للمخاطبات الأزلية السبحانية والالتفاتات الأبدية الرحمانية..

    وكذا هو أساسٌ وهندسةٌ وشمسٌ لهذا العالم المعنوي الإسلامي..

    وكذا هو خريطةٌ للعالَم الأُخروي..

    وكذا هو القولُ الشارحُ والتفسيرُ الواضح والبرهانُ القاطع والترجمانُ الساطع لذات الله وصفاته وأسمائه وشؤونه..

    ve şu âlem-i insaniyetin mürebbisi

    ve insaniyet-i kübra olan İslâmiyet’in mâ ve ziyası

    ve nev-i beşerin hikmet-i hakikiyesi

    ve insaniyeti saadete sevk eden hakiki mürşidi ve hâdîsi

    ve insanlara hem bir kitab-ı şeriat hem bir kitab-ı dua hem bir kitab-ı hikmet hem bir kitab-ı ubudiyet hem bir kitab-ı emir ve davet hem bir kitab-ı zikir hem bir kitab-ı fikir hem insanın bütün hâcat-ı maneviyesine merci olacak çok kitapları tazammun eden tek, câmi’ bir kitab-ı mukaddestir.

    Hem bütün evliya ve sıddıkînin ve urefa ve muhakkikînin muhtelif meşreplerine ve ayrı ayrı mesleklerine, her birindeki meşrebin mezâkına lâyık ve o meşrebi tenvir edecek ve her bir mesleğin mesâkına muvafık ve onu tasvir edecek birer risale ibraz eden mukaddes bir kütüphane hükmünde bir kitab-ı semavîdir.

    Kur’an arş-ı a’zamdan, ism-i a’zamdan, her ismin mertebe-i a’zamından geldiği için –On İkinci Söz’de beyan ve ispat edildiği gibi–

    KUR’AN, bütün âlemlerin Rabb’i itibarıyla Allah’ın kelâmıdır.

    Hem bütün mevcudatın İlahı unvanıyla Allah’ın fermanıdır.

    Hem bütün semavat ve arzın Hâlık’ı namına bir hitaptır.

    Hem rububiyet-i mutlaka cihetinde bir mükâlemedir.

    Hem saltanat-ı âmme-i Sübhaniye hesabına bir hutbe-i ezeliyedir.

    Hem rahmet-i vâsia-i muhita nokta-i nazarında bir defter-i iltifatat-ı Rahmaniyedir.

    Hem uluhiyetin azamet-i haşmeti haysiyetiyle, başlarında bazen şifre bulunan bir muhabere mecmuasıdır.

    Hem ism-i a’zamın muhitinden nüzul ile arş-ı a’zamın bütün muhatına bakan ve teftiş eden hikmet-feşan bir kitab-ı mukaddestir.

    Ve şu sırdandır ki “kelâmullah” unvanı kemal-i liyakatle Kur’an’a verilmiş ve daima da veriliyor.

    Kur’an’dan sonra sair enbiyanın kütüb ve suhufları derecesi gelir.

    Sair nihayetsiz kelimat-ı İlahiyenin ise bir kısmı dahi has bir itibarla, cüz’î bir unvan ile, hususi bir tecelli ile, cüz’î bir isim ile ve has bir rububiyet ile ve mahsus bir saltanat ile ve hususi bir rahmet ile zâhir olan ilhamat suretinde bir mükâlemedir. Melek ve beşer ve hayvanatın ilhamları, külliyet ve hususiyet itibarıyla çok muhteliftir.

    KUR’AN, asırları muhtelif bütün enbiyanın kütüblerini ve meşrepleri muhtelif bütün evliyanın risalelerini ve meslekleri muhtelif bütün asfiyanın eserlerini icmalen tazammun eden ve cihat-ı sittesi parlak ve evham ve şübehatın zulümatından musaffâ ve nokta-i istinadı, bi’l-yakîn vahy-i semavî ve kelâm-ı ezelî ve hedefi ve gayesi, bilmüşahede saadet-i ebediye; içi, bilbedahe hâlis hidayet; üstü, bizzarure envar-ı iman; altı, biilmelyakîn delil ve bürhan; sağı, bi’t-tecrübe teslim-i kalp ve vicdan; solu, biaynelyakîn teshir-i akıl ve iz’an; meyvesi, bihakkalyakîn rahmet-i Rahman ve dâr-ı cinan; makamı ve revacı, bi’l-hadsi’s-sadık makbul-ü melek ve ins ü cânn bir kitab-ı semavîdir.

    Said Nursî