SURAT KELIMA

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    16.22, 3 Ocak 2025 tarihinde Ferhat (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 200277 numaralı sürüm ("Pimpinan dan mentari tarekat Naqsyabandiyah, Imam Rabbani d dalam bukunya, Maktûbât, menegaskan: “Aku lebih memilih ketersingkapan satu persoalan hakikat iman daripada ribuan cita rasa spiritual dan karamah.”(*<ref>*2 Imam Rabbani, al-Maktûbât jilid 1, Maktub ke-210. Ia berkata, “Andaikan aku mendapat seluruh kondisi dan cita rasa spiritual, sementara hakikatku tidak sejalan dengan akidah ahlu sunnah wal jamaah misalnya, kondisi spiritual tadi..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
    Diğer diller:

    بِاس۟مِهٖ سُب۟حَانَهُ وَ اِن۟ مِن۟ شَى۟ءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَم۟دِهٖ

    Pimpinan dan mentari tarekat Naqsyabandiyah, Imam Rabbani d dalam bukunya, Maktûbât, menegaskan: “Aku lebih memilih ketersingkapan satu persoalan hakikat iman daripada ribuan cita rasa spiritual dan karamah.”(*[1])

    Beliau juga berkata, “Ujung dari seluruh jalan sufi adalah kejelasan dan ketersingkapan hakikat iman.”(*[2])

    Selain itu beliau berkata, “Kewalian ada tiga macam: kewalian kecil (wilâyah sughrâ): yaitu kewalian yang populer; kedua: kewalian pertengahan (wilâyah wusthâ); ketiga: kewalian besar (wilâyah kubrâ), yaitu terbukanya jalan menuju hakikat secara langsung tanpa masuk ke dalam dunia tasawuf. Hal itu terwujud lewat pewarisan kenabian.”(*[3])

    Kemudian beliau berkata, “Suluk dalam tarekat Naqsyabandiyah berjalan di atas dua sayap; meyakini hakikat iman secara benar dan mengerjakan kewajiban agama. Apabila terdapat cacat pada salah satu dari kedua sayapnya, sangat sulit untuk melewati jalan tersebut.”(*[4])

    Maknanya, tarekat Naqsyabandiyah memiliki tiga perspektif:

    Birisi ve en birincisi ve en büyüğü: Doğrudan doğruya hakaik-i imaniyeye hizmettir ki İmam-ı Rabbanî de (ra) âhir zamanında ona sülûk etmiştir.

    İkincisi: Feraiz-i diniyeye ve sünnet-i seniyeye tarîkat perdesi altında hizmettir.

    Üçüncüsü: Tasavvuf yoluyla emraz-ı kalbiyenin izalesine çalışmak, kalp ayağıyla sülûk etmektir. Birincisi farz, ikincisi vâcib, bu üçüncüsü ise sünnet hükmündedir.

    Madem hakikat böyledir, ben tahmin ediyorum ki eğer Şeyh Abdülkadir-i Geylanî (ra) ve Şah-ı Nakşibend (ra) ve İmam-ı Rabbanî (ra) gibi zatlar bu zamanda olsaydılar, bütün himmetlerini, hakaik-i imaniyenin ve akaid-i İslâmiyenin takviyesine sarf edeceklerdi. Çünkü saadet-i ebediyenin medarı onlardır. Onlarda kusur edilse şakavet-i ebediyeye sebebiyet verir. İmansız cennete gidemez fakat tasavvufsuz cennete giden pek çoktur. Ekmeksiz insan yaşayamaz fakat meyvesiz yaşayabilir. Tasavvuf meyvedir, hakaik-i İslâmiye gıdadır.

    Eskiden kırk günden tut tâ kırk seneye kadar bir seyr ü sülûk ile bazı hakaik-i imaniyeye ancak çıkılabilirdi. Şimdi ise Cenab-ı Hakk’ın rahmetiyle, kırk dakikada o hakaike çıkılacak bir yol bulunsa o yola karşı lâkayt kalmak, elbette kâr-ı akıl değil.

    İşte otuz üç adet Sözler, böyle Kur’anî bir yolu açtığını, dikkatle okuyanlar hükmediyorlar. Madem hakikat budur; esrar-ı Kur’aniyeye ait yazılan Sözler, şu zamanın yaralarına en münasip bir ilaç, bir merhem ve zulümatın tehacümatına maruz heyet-i İslâmiyeye en nâfi’ bir nur ve dalalet vâdilerinde hayrete düşenler için en doğru bir rehber olduğu itikadındayım.

    Bilirsiniz ki: Eğer dalalet cehaletten gelse izalesi kolaydır. Fakat dalalet, fenden ve ilimden gelse izalesi müşküldür. Eski zamanda ikinci kısım, binde bir bulunuyordu. Bulunanlardan ancak binden biri irşad ile yola gelebilirdi. Çünkü öyleler kendilerini beğeniyorlar hem bilmiyorlar hem kendilerini bilir zannediyorlar. Cenab-ı Hak şu zamanda, i’caz-ı Kur’an’ın manevî lemaatından olan malûm Sözler’i, şu dalalet zındıkasına bir tiryak hâsiyetini vermiş tasavvurundayım.

    اَل۟بَاقٖى هُوَ ال۟بَاقٖى

    Said Nursî

    1. *2 Imam Rabbani, al-Maktûbât jilid 1, Maktub ke-210. Ia berkata, “Andaikan aku mendapat seluruh kondisi dan cita rasa spiritual, sementara hakikatku tidak sejalan dengan akidah ahlu sunnah wal jamaah misalnya, kondisi spiritual tadi merupakan bentuk penderitaan dan ketercampakan. Sebaliknya, jika engkau mendapat akidah ahlu sunnah wal jamaah lalu terhalang dari seluruh kondisi spiritual tersebut, maka jangan bersedih karenanya.”
    2. *Imam Rabbani, al-Maktûbât jilid 1, Maktub ke-210
    3. *4 Imam Rabbani, al-Maktûbât jilid 1, Maktub ke-260
    4. * Imam Rabbani, al-Maktûbât jilid 1, Maktub ke-75, Maktub ke-91, dan Maktub ke-94