Barla Lahikası 115. Mektup

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    11.11, 20 Kasım 2023 tarihinde Said (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 31568 numaralı sürüm (Bu sürüm çeviri için işaretlendi)
    (fark) ← Önceki sürüm | Güncel sürüm (fark) | Sonraki sürüm → (fark)
    Diğer diller:
    • Türkçe

    (Âsım Bey’in fıkrasıdır.)

    Muhterem Üstadım Efendim Hazretleri!

    Bu arîzamı takdim ve tasdi’a iki sebeb-i mücbir hasıl oldu:

    Birincisi: Sevgili Üstadımın geçenki iltifatnamelerinin bir fıkrasında buyruluyor ki: “Bu fakir ile aziz kardeşim Hüsrev gibi yüksek, ciddi, hâlis kardeş ve talebelerimi, âhir-i ömrümüze kadar hizmet-i Kur’an’da daim eylesin.”

    Muazzez Üstadımın bu dua, bu niyaz ve himmetlerine bütün mevcudiyetimle âmin dedim ve daima da diyorum. Ve Cenab-ı Lemyezel Hazretlerine de daima niyazım budur. Ve pek muhterem ve pek sevdiğim Üstadımın dua ve himmeti sürur, sevinç gözyaşlarımı akıttırıyordu. Bu fıkra ve cümleyi takip eden ikinci fıkra ki aynen yazıyorum:

    “Ve ben öldüğümde sizi arkamda vâris bırakarak ferah ile kedersiz kabrime girmek rahmet-i İlahiyeden ümit ederim.” Burası beni çok düşündürdü ve hiçbir dakika Üstadımın bu arzu, bu talep ve rahmet-i İlahiyeden bu ümidi, zihnimden ve fikrimden ve kuvve-i muhayyilemden hiç çıkmıyor. Binaenaleyh bu fıkraya bütün zerrat-ı mevcudiyetimle âmin dedim ve Cenab-ı Hakk’ın fazl u keremini tazarru ve niyaz ettim.

    Bununla beraber –yâ Hazret riya değil, tasannu değil, içimden doğuyor– gönül şöyle istiyor ve arzu ediyor: Bu fakir, siz Üstadımdan evvel kabre girsin ve siz dâr-ı bekanın ilk kapısına gelinceye kadar, dâr-ı dünyada bulununuz ki bu fakir ve muhtaç olan talebenize arkasından göndereceğiniz dua ve hediyenizle mütena’im, şâd ve mesrur olsun. Ve sizin teşrifinizde –ki Erhamü’r-Râhimîn olan Rabbü’l-âlemîn’den dua ve niyazım budur– ruhum sizi istikbal etmek şerefiyle müşerref olabilmek gibi gönül arzu ve hayatı hasıl oluyor (Hâşiye[1]) ve çok düşündürüyor.

    Ve bu arzu ve niyazımdan daha büyüğü ve şedidi şudur ki: Üstadımın dâr-ı dünyada daha pek çok zamanlar kalması, dolayısıyla vazife-i kudsiyenizin devamı ve hakikat ve hidayet nurları olan Risale-i Nur ve Mektubatü’n-Nurların teksiri ve intişarıyla, hâb-ı gaflette olanların, dalalette kalanların, ehl-i bid’a ve mülhidlerin tarîk-i hak ve hidayete girmeleri için siz Üstadımın çok zaman daha yaşamaklığınızı ve başımızdan eksik olmamanızı ve sizin gaybubetinizle, bizlerin yetim ve öksüz kalmamaklığımızı gönül arzu ediyor.

    Daha çok söylemek isterim fakat iktidar ve kifayetsizliğimden kalemim, kalbimin tercümanı olamıyor. Her iş gibi bu arzumu da Cenab-ı Kibriya’ya havale ederiz.

    Âsım

    (rahmetullahi aleyh)



    Barla Lahikası 114. Mektup ⇐ | Barla Lahikası | ⇒ Barla Lahikası 116. Mektup

    1. Hâşiye: Hakikaten merhumun münâcatı karin-i icabet olmuş ki aynı yıl içinde Üstadına bedel mahkemede, Üstadına zarar gelmemek için “Yâ Rabbî canımı al! لَۤا اِلٰهَ اِلَّا اللّٰهُ ” diyerek mahkemede vefat edip irtihal-i dâr-ı beka etmiştir.
      رَح۟مَةُ اللّٰهِ عَلَي۟هِ رَح۟مَةً وَاسِعَةً
      Sabri