Barla Lahikası 151. Mektup

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    13.35, 20 Kasım 2023 tarihinde Said (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 32383 numaralı sürüm
    Diğer diller:
    • Türkçe

    (Zekâi’nin bir fıkrasıdır.)

    Üstadım!

    Bir meydan-ı mücadele ve imtihan olan şu dünyanın her köşesinde beşere ders-i ibret olacak bir hâdise, bir numune eksik değil. Her yerde muhtelifü’l-mizaç insanlarda ayrı ayrı temayülat-ı kalbiye bulunuyor. Hâdisat-ı dünyeviye içinde en elîm olan şeyin, meslek-i uhreviye ve diniye perdesi altında vahşet ve hayvaniyet ruhlarıyla karşılaşmak olduğunu tecrübelerim ve müşahedelerim bana öğretiyor.

    Evet, ehl-i iman için mûcib-i teessür şeyler, kendisini ıslah-ı hale ircâ etmek üzere, ubudiyetle Hâlık’ına yalvarırken, bir mülhidin uysal bir mahluk gibi sokularak birkaç zaman hileli etvar gösterdikten sonra, ruhunun çirkinliği ile karşısındakine hücum ederek kendine onu benzetmek istemelerini ve hattâ karşısındaki mü’min hakkında, sû-i zan ve sû-i tefehhüme düştüğünü görmektir.

    Âh Üstadım, ne vardı, insanlar ya göründüğü gibi olsa yahut olduğu gibi görünselerdi. Ehl-i irşad, ahkâm-ı Kur’aniyeyi tebliğ hususunda müşkülat çekmeyecek ve inkâr edilmeyecekti. Benim gibi henüz kendini ıslah edemeyenler de bazı budalaların ruhlarında safiyet ve hüsn-ü insaniyet aramaya çalışmayacaktı.

    Aziz Üstadım, inşâallah Cenab-ı Hak, hak ve hakikatin güneş gibi yükseldiğini size ve bize göstersin. Bir zindan hayatına benzeyen, birçok manevî mahrumiyetler içerisinde geçen şu günleri, sürurlu ve serbest günlere tebdil eylesin, âmin!

    Talebeniz

    Zekâi



    Barla Lahikası 150. Mektup ⇐ | Barla Lahikası | ⇒ Barla Lahikası 152. Mektup