Kastamonu Lahikası 15. Mektup

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    16.18, 22 Kasım 2023 tarihinde Said (mesaj | katkılar) tarafından oluşturulmuş 35207 numaralı sürüm (Bu sürüm çeviri için işaretlendi)
    (fark) ← Önceki sürüm | Güncel sürüm (fark) | Sonraki sürüm → (fark)
    Diğer diller:
    • Türkçe

    Aziz, sıddık kardeşlerim!

    Bayramınızı tebrik ve hizmetinizi takdir ve muvaffakiyetinize dua ederek Hâlık-ı Rahîm’e hadsiz şükrederim ki sizler gibi sebatkâr ve fedakâr kardeşleri Risaletü’n-Nur’a sahip ve nâşir yapmış. Ben sizleri düşündükçe ruhum inşirah ve kalbim ferahlarla dolar. Daha dünyadan gitmek benim için medar-ı teessüf olamaz. Sizler kaldıkça ben yaşıyorum diye mevte dostane bakıyorum, ecelimi telaşsız bekliyorum. Allah sizden ebeden razı olsun, âmin âmin âmin!

    Kardeşlerim, size latîf bir hikâye:

    Bir zaman Barla’da bir zat, ağaçtan bir kutuda cevizli bir tatlı bana göndermişti. Mukabilini verdiğim o bir buçuk kilo lokmalardan her gün altışar tane ben kendim yerdim ve bazen o kadar ve daha ziyade başkalara teberrük olarak verirdim. Sıddık Süleyman bu hâdiseyi belki tahattur eder. Bir aydan ziyade devam etti. Sonra merhum Galib Bey ile hesap ettik, onun beş altı misli bereket, içinde olduğuna kanaatimiz geldi. Ben o vakit dedim: “Bu zatta ehemmiyetli bir bereket, bir ihlas var.” Şimdi tahmin ve tahattur ediyorum ki o zat Hacı Hâfız imiş. O acib bereketin şimdi sırrı çıkmış. اَل۟حَم۟دُ لِلّٰهِ هٰذَا مِن۟ فَض۟لِ رَبّٖى

    Nur Fabrikasının sahibi Hâfız Ali’nin ve Mübareklerin köyleri ortasında, duada Sav köyü mevki almış. Tam bir senedir ahya yüzünden emvat dahi hisse alıyorlar.


    Kastamonu Lahikası 14. Mektup ⇐ | Kastamonu Lahikası | ⇒ Kastamonu Lahikası 16. Mektup