Sikke-i Tasdik-i Gaybi 80. Mektup
Zekâi’nin bir manzumesi
Bu nur eser, tefsiridir o semavî kitabın
İlan eder hakikati, emr-i hakkı bildirir
İsyanlara, zulümlere maruz olan cihanın
Bu asırda gözyaşını, nur saçarak dindirir
Bu eserdir muzdarip gönüllere teselli
Bu kararsız âlemin her buhranında nur saçar
Bu eserdir her zulmette selâmet rehberi
Ehl-i iman bu sayede bu eserle hür yaşar
Masumlara bir öğüttür, gençlerin de rehberi
Her mazluma “Ağlama!” der “Güleceksin yarın sen!”
Tesellisi çok yücedir, ibretlidir dersleri
Beli bükük ihtiyara müjde verir derinden
Bu Nur eser, her bilginin, her mü’minin sertâcı
Dertlilerin dermanıdır, her münkiri tokatlar
Şirklerin hem hēdimidir hem her kaygı ilacı
Zındık zalim ilişirse başına volkan patlar
Bu eserdir insanları dehşetlerden dûr eden
Kudret eli hâmisidir, hayret-efza hükmü var
Muannidler teslim olur, hükmüne mağrur iken
Her serseri feylesofu meftun eden nuru var
Ey güç yetmez, dehşet veren haletlerden ağlayan
Fânilere aldanarak kırıldıkça bağırma
Ey zâilden, âcizlerden meded umup bağlanan
Gir bu Nur’un âlemine, fânileri çağırma
Ayıl artık, gaflet sarhoşluğundan durma uyan
Hevesatın bir ejderhadır kalbini kemirecek
Yarın mesud olacaktır yoklukta Hakk’ı bulan
Nur’a ver nakd-i ömrü, yarın sana verilecek
Huzuruna uhrada ihtişamlar serilecek.
Risale-i Nur’un kusurlu hâdimi
Zekâi