Emirdağ Lahikası 1. Kitap 34. Mektup
Aziz, sıddık kardeşim!
Bi’l-mukabele biz de ramazanınızı tebrik ediyoruz. Rüyalarınız pek çok mübarektirler. İnşâallah Cenab-ı Hak, sizi büyük ihsanlara mazhar eyleyecek diye bir işarettir.
Bu zamanda en büyük bir ihsan, bir vazife; imanını kurtarmaktır, başkaların imanına kuvvet verecek bir surette çalışmaktır. Sakın, benlik ve gurura medar şeylerden çekin. Tevazu, mahviyet ve terk-i enaniyet, bu zamanda ehl-i hakikate lâzım ve elzemdir. Çünkü bu asırda en büyük tehlike, benlikten ve hodfüruşluktan ileri geldiğinden ehl-i hak ve hakikat, mahviyetkârane daima kusurunu görmek ve nefsini itham etmek gerektir. Sizin gibilerin ağır şerait içinde kahramancasına imanını ve ubudiyetini muhafaza etmesi, büyük bir makamdır. Senin rüyalarının bir tabiri de bu noktadan seni tebşir etmektir.
Risale-i Nur eczalarında tarîkat hakikatine dair Telvihat-ı Tis’a namındaki risaleyi elde edip bakınız. Hem zatınız gibi metin ve imanlı ve hakikatli zatlar, Risale-i Nur dairesine giriniz. Çünkü bu asırda Risale-i Nur, bütün tehacümata karşı mağlup olmadı. En muannid düşmanlarına da serbestiyetini resmen teslim ettirdi. Hattâ iki seneden beridir büyük makamatlar ve adliyeler, tetkikat neticesinde Risale-i Nur’un serbestiyetini tasdik ve mahrem ve gayr-ı mahrem bütün eczalarını sahiplerine teslime karar verdiler.
Risale-i Nur’un mesleği; sair tarîkatlar, meslekler gibi mağlup olmayarak belki galebe ederek pek çok muannidleri imana getirmesi; pek çok hâdisatın şehadetiyle, bu asırda bir mu’cize-i maneviye-i Kur’aniye olduğunu ispat eder. O dairenin haricinde, ekseriyetle bu memlekette bu hususi ve cüz’î ve yalnız şahsî hizmet veya mağlubane perde altında veya bid’alara müsamaha suretinde veya tevilat ile bir nevi tahrifat içinde hizmet-i diniye tam olamaz diye hadisat bize kanaat vermiş.
Madem sizde büyük bir himmet ve kuvvetli bir iman var; tam bir ihlas ve tam bir mahviyetle, sebatkârane Risale-i Nur’a şakird ol. Tâ binler belki yüz binler şakirdlerin şirket-i maneviye-i uhreviyelerine hissedar ol. Tâ senin hayırların, iyiliklerin cüz’iyetten çıkıp küllîleşsin, âhirette tam kârlı bir ticaret olsun.
Said Nursî
* * *