İçeriğe atla

Yirmi Beşinci Söz/en: Revizyonlar arasındaki fark

"===TWO ADDITIONS, WHICH FORM A CONCLUSION TO THE TENTH TOPIC===" içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu
("Twelve years ago I heard that a most fearsome and obdurate atheist had instigated a conspiracy against the Qur’an, which was to have it translated. He said: “The Qur’an should be translated so that everyone can know just what it is.” That is, he hatched a dire plan with the idea of everyone seeing its unnecessar y repetitions and its translation being read in its place." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
("===TWO ADDITIONS, WHICH FORM A CONCLUSION TO THE TENTH TOPIC===" içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
1.380. satır: 1.380. satır:
'''SECOND ADDITION:'''
'''SECOND ADDITION:'''


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
After our release from Denizli Prison, I was staying on the top floor of the famous Şehir Hotel. The subtle and graceful dancing of the leaves, branches, and  trunks of the many poplar trees in the fine gardens opposite me at the touching of the breeze, each with a rapturous and ecstatic motion like a circle of dervishes, pained  my  heart, sorrowful  and  melancholy  at  being  parted  from  my brothers and remaining alone. Suddenly  the seasons of autumn and winter came to mind and a heedlessness overcame me. I so pitied those graceful poplars and living creatures swaying with perfect joyousness that my eyes filled with tears. With this reminder  of  the  separations  and  non-being  beneath  the  ornamented  veil  of  the universe, the grief at a world-full of deaths and separations pressed down on me.
Denizli Hapsinden tahliyemizden sonra meşhur Şehir Otelinin yüksek katında oturmuştum. Karşımda güzel bahçelerde kesretli kavak ağaçları birer halka-i zikir tarzında gayet latîf, tatlı bir surette hem kendileri hem dalları hem yaprakları, havanın dokunmasıyla cezbekârane ve cazibedarane hareketle raksları, kardeşlerimin müfarakatlarından ve yalnız kaldığımdan hüzünlü ve gamlı kalbime ilişti. Birden güz ve kış mevsimi hatıra geldi ve bana bir gaflet bastı. Ben, o kemal-i neşe ile cilvelenen o nâzenin kavaklara ve zîhayatlara o kadar acıdım ki gözlerim yaşla doldu. Kâinatın süslü perdesi altındaki ademleri, firakları ihtar ve ihsasıyla kâinat dolusu firakların, zevallerin hüzünleri başıma toplandı.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
Then suddenly,  the  Light  the  Muhammadan  (PBUH) Truth  had  brought  came  to  my assistance  and  transformed  my grief and  sorrow into  joy. Indeed, I am  eternally grateful to the Muhammadan Being (PBUH) for the assistance and consolation which alleviated my situation at that time, only a single instance of the boundless effulgence of that Light for me, like for all believers and everyone. It was like this:
Birden hakikat-i Muhammediyenin (asm) getirdiği nur, imdada yetişti. O hadsiz hüzünleri ve gamları, sürurlara çevirdi. Hattâ o nurun, herkes ve her ehl-i iman gibi benim hakkımda milyon feyzinden yalnız o vakitte, o vaziyete temas eden imdat ve tesellisi için Zat-ı Muhammediye’ye (asm) karşı ebediyen minnettar oldum. Şöyle ki:
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">