İçeriğe atla

Yirmi Sekizinci Mektup/en: Revizyonlar arasındaki fark

"------ <center> The Twenty-Seventh Letter ⇐ | The Letters | ⇒ The Twenty-Ninth Letter </center> ------" içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu
("===EIGHTH POINT===" içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
("------ <center> The Twenty-Seventh Letter ⇐ | The Letters | ⇒ The Twenty-Ninth Letter </center> ------" içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
 
(Aynı kullanıcının aradaki diğer 3 değişikliği gösterilmiyor)
962. satır: 962. satır:
===EIGHTH POINT===
===EIGHTH POINT===


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
'''You ask:'''“What is the most authentic narration concerning the faith of his uncle, Abu Talib?
'''Diyorsunuz ki:''' Amcası Ebu Talib’in imanı hakkında esahh nedir?
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
'''The Answer:'''The Shi‘a agree that he believed, while most of the Sunnis do not agree. But what occurs to my heart is this: Abu Talib loved most earnestly, not the Most Noble  Messenger’s (Upon whom be blessings and peace) messengership, but his person and his self. That most earnest personal love and tenderness surely will not go for nothing.
'''Elcevap:''' Ehl-i Teşeyyu’, imanına kail; Ehl-i Sünnet’in ekserisi, imanına kail değiller. Fakat benim kalbime gelen budur ki: Ebu Talib, Resul-i Ekrem aleyhissalâtü vesselâmın risaletini değil; şahsını, zatını gayet ciddi severdi. Onun o gayet ciddi, o şahsî şefkati ve muhabbeti, elbette zayie gitmeyecektir.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
Yes, Abu Talib loved Almighty God’s Noble Beloved sincerely and protected  and  supported  him; it  was  because  of  feelings  like  shame  and  tribal solidarity that he did not believe in him in acceptable fashion, not out of denial and obduracy. If due to this he goes to Hell, God Almighty may create a sort of particular Paradise for him, in reward for his good actions. As He sometimes creates the spring during winter, and for people in prison by means of sleep transforms the prison into a palace, so too He may turn a particular Hell into a sort of particular Paradise...
Evet, ciddi bir surette Cenab-ı Hakk’ın Habib-i Ekrem’ini sevmiş ve himaye etmiş ve taraftarlık göstermiş olan Ebu Talib’in; inkâra ve inada değil belki hicab ve asabiyet-i kavmiye gibi hissiyata binaen, makbul bir iman getirmemesi üzerine cehenneme gitse de yine cehennem içinde bir nevi hususi cenneti, onun hasenatına mükâfaten halk edebilir. Kışta bazı yerde baharı halk ettiği ve zindanda –uyku vasıtasıyla– bazı adamlara zindanı saraya çevirdiği gibi hususi cehennemi, hususi bir nevi cennete çevirebilir…
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
The knowledge of it is with God alone. * None knows the Unseen save God.
وَال۟عِل۟مُ عِن۟دَ اللّٰهِ ۝ لَا يَع۟لَمُ ال۟غَي۟بَ اِلَّا اللّٰهُ
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
Glory be unto You! We have no knowledge save that which You have taught us; indeed, You are All-Knowing, All-Wise.(2:32)
سُب۟حَانَكَ لَا عِل۟مَ لَنَٓا اِلَّا مَا عَلَّم۟تَنَٓا اِنَّكَ اَن۟تَ ال۟عَلٖيمُ ال۟حَكٖيمُ
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
------
------
<center> [[Yirmi Yedinci Mektup]] ⇐ | [[Mektubat]] | ⇒ [[Yirmi Dokuzuncu Mektup]] </center>
<center> [[Yirmi Yedinci Mektup/en|The Twenty-Seventh Letter]] ⇐ | [[Mektubat/en|The Letters]] | ⇒ [[Yirmi Dokuzuncu Mektup/en|The Twenty-Ninth Letter]] </center>
------
------
</div>