İçeriğe atla

Yirmi Dokuzuncu Mektup/en: Revizyonlar arasındaki fark

"Thus, fasting in this way is in many respects a key to gratitude; gratitude being man’s fundamental duty." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu
("To thank Him, then, is to recognize that the bounties come directly from Him; it is to appreciate their worth and to perceive one’s own need for them." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
("Thus, fasting in this way is in many respects a key to gratitude; gratitude being man’s fundamental duty." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
218. satır: 218. satır:
To thank Him, then, is to recognize that the bounties come directly from Him; it is to appreciate their worth and to perceive one’s own need for them.
To thank Him, then, is to recognize that the bounties come directly from Him; it is to appreciate their worth and to perceive one’s own need for them.


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
Fasting in Ramadan, then, is the key to true, sincere, extensive, and universal thankfulness. For at other times of the year, most people whose circumstances are not difficult do not realize the value of many bounties since they do not experience real hunger.  If  their  stomachs  are  full  and  especially  if  they  are  rich, they  do  not understand the degree of bounty present in a piece of dry bread. But when it is time to break the fast, the sense of taste testifies that the dry bread is a precious divine bounty in  the  eyes  of  a  believer. During  Ramadan, everyone  from  the  monarch  to  the destitute  manifests  a  sort  of  gratitude  through  understanding  the  value  of  those bounties. Furthermore, since eating is prohibited during the day, they say: “Those bounties do not belong to me. I am not free to eat them, for they belong to someone else and are his gift. I await his command.” They recognize the bounty to be bounty and so give thanks.
İşte ramazan-ı şerifteki oruç, hakiki ve hâlis, azametli ve umumî bir şükrün anahtarıdır. Çünkü sair vakitlerde mecburiyet tahtında olmayan insanların çoğu, hakiki açlık hissetmedikleri zaman, çok nimetlerin kıymetini derk edemiyor. Kuru bir parça ekmek, tok olan adamlara, hususan zengin olsa ondaki derece-i nimet anlaşılmıyor. Halbuki iftar vaktinde o kuru ekmek, bir mü’minin nazarında çok kıymettar bir nimet-i İlahiye olduğuna kuvve-i zaikası şehadet eder. Padişahtan tâ en fukaraya kadar herkes, ramazan-ı şerifte o nimetlerin kıymetlerini anlamakla bir şükr-ü manevîye mazhar olur. Hem gündüzdeki yemekten memnûiyeti cihetiyle “O nimetler benim mülküm değil. Ben bunların tenavülünde hür değilim, demek başkasının malıdır ve in’amıdır. Onun emrini bekliyorum.” diye nimeti nimet bilir, bir şükr-ü manevî eder.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
Thus, fasting in this way is in many respects a key to gratitude; gratitude being man’s fundamental duty.
İşte bu suretle oruç, çok cihetlerle, hakiki vazife-i insaniye olan şükrün anahtarı hükmüne geçer.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
<span id="Üçüncü_Nükte"></span>
=== Üçüncü Nükte ===
===Third Point===
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">