İçeriğe atla

Emirdağ Lahikası 2. Kitap 119. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark

düzenleme özeti yok
("'''(Üstadımızın köylerde dolaştığına dair çıkarılan uydurma habere karşı bir cevaptır, mûcib-i merak hiçbir şey yoktur.)''' Üstadımız Said Nursî’nin iki seneden beri misafir bulunduğu Isparta Emniyetine bir maruzatımızdır. 1- Üstadımız Said Nursî otuz seneden beri bu Anadolu memleketinde gezdiği bütün vilayet ve kazalarda kendisini zabıtanın bir misafiri olarak telakki etmiş ve zabıta efradı daima dostane ve hima..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
 
Değişiklik özeti yok
1. satır: 1. satır:
<languages/>
<translate>
'''(Üstadımızın köylerde dolaştığına dair çıkarılan uydurma habere karşı bir cevaptır, mûcib-i merak hiçbir şey yoktur.)'''
'''(Üstadımızın köylerde dolaştığına dair çıkarılan uydurma habere karşı bir cevaptır, mûcib-i merak hiçbir şey yoktur.)'''


5. satır: 7. satır:
1- Üstadımız Said Nursî otuz seneden beri bu Anadolu memleketinde gezdiği bütün vilayet ve kazalarda kendisini zabıtanın bir misafiri olarak telakki etmiş ve zabıta efradı daima dostane ve himayetkârane muamele göstermiştir. Kur’an’ın hakiki ve parlak bir tefsiri olan Risale-i Nur’u Isparta’da otuz sene evvel telife başlayan Üstadımız, hakaik-i imaniyeye gayet tesirli bir surette hizmet etmekle tamamen âhirete müteveccih olan bu hizmetinin dünyevî bir faydası olarak, iman sebebiyle kalplerde fenalığa karşı daimî bir yasakçı bırakmıştır. Onun neticesidir ki asayişin teminine vesile olmuştur.
1- Üstadımız Said Nursî otuz seneden beri bu Anadolu memleketinde gezdiği bütün vilayet ve kazalarda kendisini zabıtanın bir misafiri olarak telakki etmiş ve zabıta efradı daima dostane ve himayetkârane muamele göstermiştir. Kur’an’ın hakiki ve parlak bir tefsiri olan Risale-i Nur’u Isparta’da otuz sene evvel telife başlayan Üstadımız, hakaik-i imaniyeye gayet tesirli bir surette hizmet etmekle tamamen âhirete müteveccih olan bu hizmetinin dünyevî bir faydası olarak, iman sebebiyle kalplerde fenalığa karşı daimî bir yasakçı bırakmıştır. Onun neticesidir ki asayişin teminine vesile olmuştur.


Evet Üstadımız, adalet-i hakikiyeyi ifade eden
Evet Üstadımız, adalet-i hakikiyeyi ifade eden وَ لَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِز۟رَ اُخ۟رٰى yani “Birisinin hatasıyla başkası mes’ul olamaz.” âyet-i Kur’aniyesi ve “Bir masumun hakkı yüz şerir için dahi feda edilemez.” gibi düstur-u Kur’aniye gereğince, yüzde on zalimler yüzünden doksan masumlara zarar vermek, hakiki adalete, evamir-i Kur’aniyeye tamamen zıttır diye her tarafta neşretmiş ve kendisine zulüm yapılmasına karşı, millet-i İslâmiyenin selâmeti için “Ben, değil dünya hayatımı belki âhiret hayatımı da feda ediyorum.” demiş ve demektedir.
 
وَ لَا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِز۟رَ اُخ۟رٰى yani “Birisinin hatasıyla başkası mes’ul olamaz.” âyet-i Kur’aniyesi ve “Bir masumun hakkı yüz şerir için dahi feda edilemez.” gibi düstur-u Kur’aniye gereğince, yüzde on zalimler yüzünden doksan masumlara zarar vermek, hakiki adalete, evamir-i Kur’aniyeye tamamen zıttır diye her tarafta neşretmiş ve kendisine zulüm yapılmasına karşı, millet-i İslâmiyenin selâmeti için “Ben, değil dünya hayatımı belki âhiret hayatımı da feda ediyorum.” demiş ve demektedir.


Risale-i Nur’un hakaik-i imaniye dersleriyle ve bütün mahkemelerde beraeti netice veren müdafaalarındaki Kur’anî hakikatlerle hayat-ı içtimaiyenin uhrevî ve dünyevî saadetine rehber olan hakaiki ders veren ve dolayısıyla asayişin muhafazasına ve emniyet-i umumiyenin teminine en büyük bir vesile Üstadımız olduğu, hayat-ı içtimaiyenin saadetiyle alâkadar hamiyet-perver zatların tasdikiyle sabittir. Otuz seneden beri müteaddid tetkikler ve mahkemelerin beraet kararları vermesiyle ve şimdi de tamamen serbest bulunmasıyla ve eserleri büyük bir vüs’atle her tarafta, Anadolu’da ve âlem-i İslâm’ın merkezlerinde ve Garp memleketlerinin bazılarında yayılarak takdir ve tebriklere mazhar olmasıyla, en ince esrarına kadar büyük bir dikkat ve ehemmiyetle her hali tetkik edilen Üstadımızın mûcib-i mes’uliyet hiçbir hali gösterilememiştir.
Risale-i Nur’un hakaik-i imaniye dersleriyle ve bütün mahkemelerde beraeti netice veren müdafaalarındaki Kur’anî hakikatlerle hayat-ı içtimaiyenin uhrevî ve dünyevî saadetine rehber olan hakaiki ders veren ve dolayısıyla asayişin muhafazasına ve emniyet-i umumiyenin teminine en büyük bir vesile Üstadımız olduğu, hayat-ı içtimaiyenin saadetiyle alâkadar hamiyet-perver zatların tasdikiyle sabittir. Otuz seneden beri müteaddid tetkikler ve mahkemelerin beraet kararları vermesiyle ve şimdi de tamamen serbest bulunmasıyla ve eserleri büyük bir vüs’atle her tarafta, Anadolu’da ve âlem-i İslâm’ın merkezlerinde ve Garp memleketlerinin bazılarında yayılarak takdir ve tebriklere mazhar olmasıyla, en ince esrarına kadar büyük bir dikkat ve ehemmiyetle her hali tetkik edilen Üstadımızın mûcib-i mes’uliyet hiçbir hali gösterilememiştir.
43. satır: 43. satır:
Asayişi muhafaza ettiklerinin delil-i kat’îsi şudur: Altı vilayetin altı zabıta dairesi, altı yüz bin talebelerin yirmi sekiz sene zarfında haksız muamelelere maruz kaldıkları halde hiçbir vukuatlarını kaydedememeleri; hattâ Afyon Savcısının asayiş ittihamına mukabil, Üstadımız demiş: “Bu yirmi sekiz senede bir tek vukuatı gösterebilir misiniz? Madem gösteremediniz, nasıl bu ittihamı ileri sürüyorsunuz? Yalnız küçük bir talebenin, başka bir meseleden küçük bir vukuatından başka ve altı yüz bin talebeden hiçbir vukuatları olmadığı kat’î ispat eder ki asayişi Nur talebeleri muhafaza ediyorlar.” diye Afyon’da savcıya demiş ve susturmuştur.
Asayişi muhafaza ettiklerinin delil-i kat’îsi şudur: Altı vilayetin altı zabıta dairesi, altı yüz bin talebelerin yirmi sekiz sene zarfında haksız muamelelere maruz kaldıkları halde hiçbir vukuatlarını kaydedememeleri; hattâ Afyon Savcısının asayiş ittihamına mukabil, Üstadımız demiş: “Bu yirmi sekiz senede bir tek vukuatı gösterebilir misiniz? Madem gösteremediniz, nasıl bu ittihamı ileri sürüyorsunuz? Yalnız küçük bir talebenin, başka bir meseleden küçük bir vukuatından başka ve altı yüz bin talebeden hiçbir vukuatları olmadığı kat’î ispat eder ki asayişi Nur talebeleri muhafaza ediyorlar.” diye Afyon’da savcıya demiş ve susturmuştur.


<nowiki>*</nowiki> * *
------
<center> [[Emirdağ Lahikası 2. Kitap 118. Mektup]] ⇐ | [[Emirdağ Lahikası]] | ⇒ [[Emirdağ Lahikası 2. Kitap 120. Mektup]] </center>
------
 
</translate>