İçeriğe atla

On Yedinci Söz: Revizyonlar arasındaki fark

düzenleme özeti yok
(Bu sürüm çeviri için işaretlendi)
Değişiklik özeti yok
83. satır: 83. satır:
<!--T:28-->
<!--T:28-->
== On Yedinci Söz’ün İkinci Makamı ==
== On Yedinci Söz’ün İkinci Makamı ==
(Hâşiye<ref>'''Hâşiye:''' Bu İkinci Makam’daki parçalar şiire benzer fakat şiir değiller. Kasdî nazmedilmemişler. Belki hakikatlerin kemal-i intizamı cihetinde, bir derece manzum suretini almışlar.</ref>)
'''(Hâşiye<ref>'''Hâşiye:''' Bu İkinci Makam’daki parçalar şiire benzer fakat şiir değiller. Kasdî nazmedilmemişler. Belki hakikatlerin kemal-i intizamı cihetinde, bir derece manzum suretini almışlar.</ref>)'''


<!--T:29-->
<!--T:29-->
210. satır: 210. satır:


<!--T:70-->
<!--T:70-->
Bismillah diyerek çalıyorum (Hâşiye<ref>'''Hâşiye:''' Eyvah diyerek kaçmıyorum.</ref>) arkama bakmam, dehşet de almam.
Bismillah diyerek çalıyorum '''(Hâşiye<ref>'''Hâşiye:''' Eyvah diyerek kaçmıyorum.</ref>)''' arkama bakmam, dehşet de almam.


<!--T:71-->
<!--T:71-->
216. satır: 216. satır:


<!--T:72-->
<!--T:72-->
Allahu ekber diyerek ezan-ı haşri işitip kalkacağım (Hâşiye<ref>'''Hâşiye:''' İsrafil’in ezanını fecr-i haşirde işitip Allahu ekber diyerek kalkacağım. Salât-ı kübradan çekilmem, mecma-ı ekberden çekinmem.</ref>) mahşer-i ekberden çekinmem, mescid-i a’zamdan çekilmem.
Allahu ekber diyerek ezan-ı haşri işitip kalkacağım '''(Hâşiye<ref>'''Hâşiye:''' İsrafil’in ezanını fecr-i haşirde işitip Allahu ekber diyerek kalkacağım. Salât-ı kübradan çekilmem, mecma-ı ekberden çekinmem.</ref>)''' mahşer-i ekberden çekinmem, mescid-i a’zamdan çekilmem.


<!--T:73-->
<!--T:73-->
896. satır: 896. satır:


<!--T:297-->
<!--T:297-->
Her birisi, yüzler ellerini Şehbaz-ı Kalender (Hâşiye<ref>'''Hâşiye:''' Şehbaz-ı Kalender, meşhur bir kahramandır ki Şeyh-i Geylanî’nin irşadıyla dergâh-ı İlahîye iltica edip mertebe-i velayete çıkmıştır.</ref>)gibi dergâh-ı İlahîye uzatıp muhteşem bir ibadet vaziyetini almışlar.
Her birisi, yüzler ellerini Şehbaz-ı Kalender '''(Hâşiye<ref>'''Hâşiye:''' Şehbaz-ı Kalender, meşhur bir kahramandır ki Şeyh-i Geylanî’nin irşadıyla dergâh-ı İlahîye iltica edip mertebe-i velayete çıkmıştır.</ref>)''' gibi dergâh-ı İlahîye uzatıp muhteşem bir ibadet vaziyetini almışlar.


<!--T:298-->
<!--T:298-->
بِجُن۟بٖيدَس۟ت۟ زُل۟ف۟هَارَا بَشَو۟ق۟ اَن۟گٖيزِ شَه۟نَازٖى  (Hâşiye<ref>'''Hâşiye:''' Şehnaz-ı Çelkezî, kırk örme saç ile meşhur bir dünya güzelidir.</ref>)
بِجُن۟بٖيدَس۟ت۟ زُل۟ف۟هَارَا بَشَو۟ق۟ اَن۟گٖيزِ شَه۟نَازٖى  '''(Hâşiye<ref>'''Hâşiye:''' Şehnaz-ı Çelkezî, kırk örme saç ile meşhur bir dünya güzelidir.</ref>)'''


<!--T:299-->
<!--T:299-->
908. satır: 908. satır:


<!--T:301-->
<!--T:301-->
Aşkın “Hây Hûy” perdelerinden en hassas tellere, damarlara dokunuyor gibi sadâ veriyorlar. (Nüsha<ref>'''Nüsha:''' Şu nüsha, mezaristandaki ardıç ağacına bakar:
Aşkın “Hây Hûy” perdelerinden en hassas tellere, damarlara dokunuyor gibi sadâ veriyorlar. '''(Nüsha<ref>'''Nüsha:''' Şu nüsha, mezaristandaki ardıç ağacına bakar:
<br>
<br>
نسخة: بَبَالاَ مِي زَنَـنْدْ اَزْ پَرْدَه هَاىِ هَاىِ هُوىِ چَرْخِ بَازِى
نسخة: بَبَالاَ مِي زَنَـنْدْ اَزْ پَرْدَه هَاىِ هَاىِ هُوىِ چَرْخِ بَازِى


<!--T:302-->
<!--T:302-->
مُرْدَهَارَا نَغْمَ هَاىِ اَزَلِى اَزْ حُزْنْ اَنْگِيزِ نَوَازِى</ref>)
مُرْدَهَارَا نَغْمَ هَاىِ اَزَلِى اَزْ حُزْنْ اَنْگِيزِ نَوَازِى</ref>)'''


<!--T:303-->
<!--T:303-->
1.034. satır: 1.034. satır:


<!--T:342-->
<!--T:342-->
Binler müdakkik gözleriz biz. (Hâşiye)<ref>'''Hâşiye:''' Yani cennet çiçeklerinin fidanlık ve mezraacığı olan zeminin yüzünde hadsiz mu’cizat-ı kudret teşhir edildiğinden semavat âlemindeki melâikeler o mu’cizatı, o hârikaları temaşa ettikleri gibi ecram-ı semaviyenin gözleri hükmünde olan yıldızlar dahi güya melâikeler gibi zemin yüzündeki nâzenin masnuatı gördükçe cennet âlemine bakıyorlar. O muvakkat hârikaları, bâki bir surette cennette dahi müşahede ediyorlar gibi bir zemine, bir cennete bakıyorlar. Yani o iki âleme nezaretleri var demektir.</ref>
Binler müdakkik gözleriz biz. '''(Hâşiye)<ref>'''Hâşiye:''' Yani cennet çiçeklerinin fidanlık ve mezraacığı olan zeminin yüzünde hadsiz mu’cizat-ı kudret teşhir edildiğinden semavat âlemindeki melâikeler o mu’cizatı, o hârikaları temaşa ettikleri gibi ecram-ı semaviyenin gözleri hükmünde olan yıldızlar dahi güya melâikeler gibi zemin yüzündeki nâzenin masnuatı gördükçe cennet âlemine bakıyorlar. O muvakkat hârikaları, bâki bir surette cennette dahi müşahede ediyorlar gibi bir zemine, bir cennete bakıyorlar. Yani o iki âleme nezaretleri var demektir.</ref>'''


<!--T:343-->
<!--T:343-->