64.622
düzenleme
Değişiklik özeti yok |
(Bu sürüm çeviri için işaretlendi) |
||
1. satır: | 1. satır: | ||
<languages/> | <languages/> | ||
<translate> | <translate> | ||
= İFADETÜ’L-MERAM = | = İFADETÜ’L-MERAM = <!--T:1--> | ||
<!--T:2--> | |||
Kur’an-ı Azîmüşşan bütün zamanlarda gelip geçen nev-i beşerin tabakalarına, milletlerine ve fertlerine hitaben arş-ı a’lâdan îrad edilen İlahî ve şümullü bir nutuk ve umumî, Rabbanî bir hitabe olduğu gibi; bilinmesi, bir ferdin veya küçük bir cemaatin iktidarından hariç olan ve bilhassa bu zamanda, dünya maddiyatına ait pek çok fenleri ve ilimleri câmi’dir. | Kur’an-ı Azîmüşşan bütün zamanlarda gelip geçen nev-i beşerin tabakalarına, milletlerine ve fertlerine hitaben arş-ı a’lâdan îrad edilen İlahî ve şümullü bir nutuk ve umumî, Rabbanî bir hitabe olduğu gibi; bilinmesi, bir ferdin veya küçük bir cemaatin iktidarından hariç olan ve bilhassa bu zamanda, dünya maddiyatına ait pek çok fenleri ve ilimleri câmi’dir. | ||
<!--T:3--> | |||
Bu itibarla zamanca, mekânca, ihtisasça daire-i ihatası pek dar olan bir ferdin fehminden ve karihasından çıkan bir tefsir, bihakkın Kur’an-ı Azîmüşşan’a tefsir olamaz. Çünkü Kur’an’ın hitabına muhatap olan milletlerin, insanların ahval-i ruhiyelerine ve maddiyatlarına, câmi’ bulunduğu ince fenlere, ilimlere bir fert vâkıf ve sahib-i ihtisas olamaz ki ona göre bir tefsir yapabilsin. | Bu itibarla zamanca, mekânca, ihtisasça daire-i ihatası pek dar olan bir ferdin fehminden ve karihasından çıkan bir tefsir, bihakkın Kur’an-ı Azîmüşşan’a tefsir olamaz. Çünkü Kur’an’ın hitabına muhatap olan milletlerin, insanların ahval-i ruhiyelerine ve maddiyatlarına, câmi’ bulunduğu ince fenlere, ilimlere bir fert vâkıf ve sahib-i ihtisas olamaz ki ona göre bir tefsir yapabilsin. | ||
<!--T:4--> | |||
Hem bir ferdin mesleği ve meşrebi taassuptan hâlî olamaz ki hakaik-i Kur’aniyeyi görsün, bîtarafane beyan etsin. Hem bir ferdin fehminden çıkan bir dava, kendisine has olup başkası o davanın kabulüne davet edilemez. Meğerki bir nevi icmaın tasdikine mazhar ola. | Hem bir ferdin mesleği ve meşrebi taassuptan hâlî olamaz ki hakaik-i Kur’aniyeyi görsün, bîtarafane beyan etsin. Hem bir ferdin fehminden çıkan bir dava, kendisine has olup başkası o davanın kabulüne davet edilemez. Meğerki bir nevi icmaın tasdikine mazhar ola. | ||
<!--T:5--> | |||
Binaenaleyh Kur’an’ın ince manalarının ve tefsirlerde dağınık bir surette bulunan mehasininin ve zamanın tecrübesiyle fennin keşfi sayesinde tecelli eden hakikatlerinin tesbitiyle, her biri birkaç fende mütehassıs olmak üzere muhakkikîn-i ulemadan yüksek bir heyetin tetkikatıyla, tahkikatıyla bir tefsirin yapılması lâzımdır. '''Nitekim kanunî hükümlerin tanzim ve ıttıradı, bir ferdin fikrinden değil, yüksek bir heyetin nazar-ı dikkat ve tetkikatından geçmesi lâzımdır ki umumî bir emniyeti ve cumhur-u nâsın itimadını kazanmak üzere millete karşı bir kefalet-i zımniye husule gelsin ve icma-ı millet hücceti elde edebilsin.''' | Binaenaleyh Kur’an’ın ince manalarının ve tefsirlerde dağınık bir surette bulunan mehasininin ve zamanın tecrübesiyle fennin keşfi sayesinde tecelli eden hakikatlerinin tesbitiyle, her biri birkaç fende mütehassıs olmak üzere muhakkikîn-i ulemadan yüksek bir heyetin tetkikatıyla, tahkikatıyla bir tefsirin yapılması lâzımdır. '''Nitekim kanunî hükümlerin tanzim ve ıttıradı, bir ferdin fikrinden değil, yüksek bir heyetin nazar-ı dikkat ve tetkikatından geçmesi lâzımdır ki umumî bir emniyeti ve cumhur-u nâsın itimadını kazanmak üzere millete karşı bir kefalet-i zımniye husule gelsin ve icma-ı millet hücceti elde edebilsin.''' | ||
<!--T:6--> | |||
Evet Kur’an-ı Azîmüşşan’ın müfessiri, yüksek bir deha sahibi ve nâfiz bir içtihada mâlik ve bir velayet-i kâmileyi haiz bir zat olmalıdır. Bilhassa bu zamanlarda, bu şartlar ancak yüksek ve azîm bir heyetin tesanüdüyle ve o heyetin telahuk-u efkârından ve ruhlarının tenasübüyle birbirine yardım etmesinden ve hürriyet-i fikirlerinden ve taassuplarından âzade olarak tam ihlaslarından doğan dâhî bir şahs-ı manevîde bulunur. | Evet Kur’an-ı Azîmüşşan’ın müfessiri, yüksek bir deha sahibi ve nâfiz bir içtihada mâlik ve bir velayet-i kâmileyi haiz bir zat olmalıdır. Bilhassa bu zamanlarda, bu şartlar ancak yüksek ve azîm bir heyetin tesanüdüyle ve o heyetin telahuk-u efkârından ve ruhlarının tenasübüyle birbirine yardım etmesinden ve hürriyet-i fikirlerinden ve taassuplarından âzade olarak tam ihlaslarından doğan dâhî bir şahs-ı manevîde bulunur. | ||
<!--T:7--> | |||
İşte Kur’an’ı ancak böyle bir şahs-ı manevî tefsir edebilir. Çünkü “Cüzde bulunmayan, küllde bulunur.” kaidesine binaen, her fertte bulunmayan bu gibi şartlar, heyette bulunur. Böyle bir heyetin zuhurunu çoktan beri bekliyorken hiss-i kable’l-vuku kabîlinden olarak, memleketi yıkıp yakacak büyük bir zelzelenin arefesinde bulunduğumuz, zihne geldi '''(Hâşiye<ref>'''Hâşiye-1:''' Evet, Van’da Horhor Medresemizin damında, esna-yı derste, büyük bir zelzelenin gelmekte olduğunu söyledi. Hakikaten söylediği gibi az bir zaman sonra Harb-i Umumî başladı. | İşte Kur’an’ı ancak böyle bir şahs-ı manevî tefsir edebilir. Çünkü “Cüzde bulunmayan, küllde bulunur.” kaidesine binaen, her fertte bulunmayan bu gibi şartlar, heyette bulunur. Böyle bir heyetin zuhurunu çoktan beri bekliyorken hiss-i kable’l-vuku kabîlinden olarak, memleketi yıkıp yakacak büyük bir zelzelenin arefesinde bulunduğumuz, zihne geldi '''(Hâşiye<ref>'''Hâşiye-1:''' Evet, Van’da Horhor Medresemizin damında, esna-yı derste, büyük bir zelzelenin gelmekte olduğunu söyledi. Hakikaten söylediği gibi az bir zaman sonra Harb-i Umumî başladı. | ||
<!--T:8--> | |||
<br> | <br> | ||
<!--T:9--> | |||
'''Hamza, Mehmed Şefik, Mehmed Mihri''' </ref>)'''. | '''Hamza, Mehmed Şefik, Mehmed Mihri''' </ref>)'''. | ||
<!--T:10--> | |||
“Bir şey tamamıyla elde edilemediği takdirde o şeyi tamamıyla terk etmek caiz değildir.” kaidesine binaen, acz ve kusurumla beraber; Kur’an’ın bazı hakikatleriyle, nazmındaki i’cazına dair bazı işaretleri tek başıma kaydetmeye başladım. | “Bir şey tamamıyla elde edilemediği takdirde o şeyi tamamıyla terk etmek caiz değildir.” kaidesine binaen, acz ve kusurumla beraber; Kur’an’ın bazı hakikatleriyle, nazmındaki i’cazına dair bazı işaretleri tek başıma kaydetmeye başladım. | ||
<!--T:11--> | |||
Fakat Birinci Harb-i Umumî’nin patlamasıyla Erzurum’un Pasinler’in dağ ve derelerine düştük. O kıyametlerde, o dağ ve tepelerde fırsat buldukça kalbime gelenleri, birbirine uymayan ibarelerle, o dehşetli ve muhtelif hallerde yazıyordum. O zamanlarda, o gibi yerlerde, müracaat edilecek tefsirlerin, kitapların bulunması mümkün olmadığından yazdıklarım yalnız sünuhat-ı kalbiyemden ibaret kaldı. Şu sünuhatım eğer tefsirlere muvafık ise nurun alâ nur, şayet muhalif cihetleri varsa benim kusurlarıma atfedilebilir. | Fakat Birinci Harb-i Umumî’nin patlamasıyla Erzurum’un Pasinler’in dağ ve derelerine düştük. O kıyametlerde, o dağ ve tepelerde fırsat buldukça kalbime gelenleri, birbirine uymayan ibarelerle, o dehşetli ve muhtelif hallerde yazıyordum. O zamanlarda, o gibi yerlerde, müracaat edilecek tefsirlerin, kitapların bulunması mümkün olmadığından yazdıklarım yalnız sünuhat-ı kalbiyemden ibaret kaldı. Şu sünuhatım eğer tefsirlere muvafık ise nurun alâ nur, şayet muhalif cihetleri varsa benim kusurlarıma atfedilebilir. | ||
<!--T:12--> | |||
Evet, tashihe muhtaç yerleri vardır fakat hatt-ı harpte büyük bir ihlas ile şehitler arasında yazılıp giydirilen o yırtık ibarelerin tebdiline (şehitlerin kan ve elbiselerinin tebdiline cevaz verilmediği gibi) cevaz veremedim ve kalbim razı olmadı. Şimdi de razı değildir çünkü o zamandaki ihlas ve hulusu şimdi bulamıyorum. '''(Hâşiye<ref>'''Hâşiye-2:''' Yeni Said, Risale-i Nur’daki hakiki ihlas ile yine o ihlası buldu. Yeni Said, aynı ihlas ile baktı, tashih yerini bulamadı. Demek sünuhat-ı Kur’aniye olduğundan i’caz-ı Kur’aniye onu yanlışlardan himaye etmiş. | Evet, tashihe muhtaç yerleri vardır fakat hatt-ı harpte büyük bir ihlas ile şehitler arasında yazılıp giydirilen o yırtık ibarelerin tebdiline (şehitlerin kan ve elbiselerinin tebdiline cevaz verilmediği gibi) cevaz veremedim ve kalbim razı olmadı. Şimdi de razı değildir çünkü o zamandaki ihlas ve hulusu şimdi bulamıyorum. '''(Hâşiye<ref>'''Hâşiye-2:''' Yeni Said, Risale-i Nur’daki hakiki ihlas ile yine o ihlası buldu. Yeni Said, aynı ihlas ile baktı, tashih yerini bulamadı. Demek sünuhat-ı Kur’aniye olduğundan i’caz-ı Kur’aniye onu yanlışlardan himaye etmiş. | ||
<br> '''Nur talebeleri''' </ref>)''' | <br> '''Nur talebeleri''' </ref>)''' | ||
<!--T:13--> | |||
Maahâzâ kaleme aldığım şu İşaratü’l-İ’caz adlı eserimi, hakiki bir tefsir niyetiyle yapmadım ancak ulema-yı İslâm’dan ehl-i tahkikin takdirlerine mazhar olduğu takdirde, uzak bir istikbalde yapılacak yüksek bir tefsire bir örnek ve bir me’haz olmak üzere o zamanların insanlarına bir yadigâr maksadıyla yaptım. | Maahâzâ kaleme aldığım şu İşaratü’l-İ’caz adlı eserimi, hakiki bir tefsir niyetiyle yapmadım ancak ulema-yı İslâm’dan ehl-i tahkikin takdirlerine mazhar olduğu takdirde, uzak bir istikbalde yapılacak yüksek bir tefsire bir örnek ve bir me’haz olmak üzere o zamanların insanlarına bir yadigâr maksadıyla yaptım. | ||
<!--T:14--> | |||
'''Said Nursî''' | '''Said Nursî''' | ||
<!--T:15--> | |||
------ | ------ | ||
<center> [[Tenbih]] ⇐ | [[İşarat'ül İ'caz]] | ⇒ [[Kur’ân nedir, tarifi nasıldır?]] </center> | <center> [[Tenbih]] ⇐ | [[İşarat'ül İ'caz]] | ⇒ [[Kur’ân nedir, tarifi nasıldır?]] </center> | ||
------ | ------ | ||
</translate> | </translate> |
düzenleme