İçeriğe atla

İlk Hayatı: Revizyonlar arasındaki fark

düzenleme özeti yok
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
1.350. satır: 1.350. satır:


Bediüzzaman, o harpte gönüllülere cesaret vermek için sipere girmeyerek avcı hattında dolaşırdı. Avcı hattında en ileride atını sağa sola koştururken, birden hatırına gelir ve ruhuna ilişir ki: “Şu anda şehit olsam bu vaziyetim yani en ileride göze çarpan şu halim, sakın mertebe-i şehadetin bir esası olan ihlasıma zarar vermesin, bir hodfüruşluk manası olmasın.” diyerek, birden atını döndürür ve arkadaşlarının yanına gelir. '''(Hâşiye'''<ref>'''Hâşiye:''' İşte muharebenin şiddetli anında, hayat memat meselesi vaktinde “Benim zâhiren kahramanlık gibi görünen bu vaziyetim hakiki ihlasa aykırı olmasın?” diye düşünmesi kemalât-ı insaniyenin bir misalidir, denilebilir. Meydan-ı harpte, düşman karşısında, gülleler içerisinde; talebelerine cesaret vermek için en elzem bir kahramanlığı fiilen göstermek emeliyle avcı hattında atını sağa sola döndürürken, bu suretle cesaret-i imaniye ve şehamet-i İslâmiyeyi en a’lâ bir derecede bir kumandan manasıyla îfa ederken, ruhunda ve niyetinde en âlî ve safi bir mertebe-i kemal olan sırr-ı ihlası kaçırmamayı ehemmiyetle düşünmesi ve dikkat kesilmesi; onun zâhiren takdire şâyan hizmet-i diniyesi, fedakârane mücahedesi kadar belki daha ziyade, ruhunun kemaline de delâlet eder.  
Bediüzzaman, o harpte gönüllülere cesaret vermek için sipere girmeyerek avcı hattında dolaşırdı. Avcı hattında en ileride atını sağa sola koştururken, birden hatırına gelir ve ruhuna ilişir ki: “Şu anda şehit olsam bu vaziyetim yani en ileride göze çarpan şu halim, sakın mertebe-i şehadetin bir esası olan ihlasıma zarar vermesin, bir hodfüruşluk manası olmasın.” diyerek, birden atını döndürür ve arkadaşlarının yanına gelir. '''(Hâşiye'''<ref>'''Hâşiye:''' İşte muharebenin şiddetli anında, hayat memat meselesi vaktinde “Benim zâhiren kahramanlık gibi görünen bu vaziyetim hakiki ihlasa aykırı olmasın?” diye düşünmesi kemalât-ı insaniyenin bir misalidir, denilebilir. Meydan-ı harpte, düşman karşısında, gülleler içerisinde; talebelerine cesaret vermek için en elzem bir kahramanlığı fiilen göstermek emeliyle avcı hattında atını sağa sola döndürürken, bu suretle cesaret-i imaniye ve şehamet-i İslâmiyeyi en a’lâ bir derecede bir kumandan manasıyla îfa ederken, ruhunda ve niyetinde en âlî ve safi bir mertebe-i kemal olan sırr-ı ihlası kaçırmamayı ehemmiyetle düşünmesi ve dikkat kesilmesi; onun zâhiren takdire şâyan hizmet-i diniyesi, fedakârane mücahedesi kadar belki daha ziyade, ruhunun kemaline de delâlet eder.  
 
<br>
İşte Molla Said bütün hayatının şehadetiyle gerçi beyne’l-İslâm “Bediüzzaman”, “Sahibü’z-zaman”, “Fahrü’d-deveran”, “Fatînü’l-asır” unvanlarıyla yâd edilmiş fakat bu hiçbir zaman hakikatsiz ve bir sözden ibaret değildir. Risale-i Nur ile yaptığı muazzam hizmet-i imaniye ve Kur’aniyesi ve teşkil ettiği hamiyet-i diniye ile serfiraz milyonlar fedakâr talebelerin kudsî şahs-ı manevîsi, bir şahid-i sadık ve bir delil-i kātı’dır.</ref>''')'''
İşte Molla Said bütün hayatının şehadetiyle gerçi beyne’l-İslâm “Bediüzzaman”, “Sahibü’z-zaman”, “Fahrü’d-deveran”, “Fatînü’l-asır” unvanlarıyla yâd edilmiş fakat bu hiçbir zaman hakikatsiz ve bir sözden ibaret değildir. Risale-i Nur ile yaptığı muazzam hizmet-i imaniye ve Kur’aniyesi ve teşkil ettiği hamiyet-i diniye ile serfiraz milyonlar fedakâr talebelerin kudsî şahs-ı manevîsi, bir şahid-i sadık ve bir delil-i kātı’dır.</ref>''')'''