Emirdağ Lahikası 2. Kitap 133. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    ("بِاس۟مِهٖ سُب۟حَانَهُ Üstadımızı ziyarete gelip de görüşemeyenlerin ve biz görüştürmeden gidenlerin hatırları kırılmamak için Üstadımızın gizli, hârika bir ahval-i ruhiyesini beyan etmeye mecbur olduk. Hattâ bugün bir parça dikkatsizlik ettiğimizden, gayet çok muhtaç olduğu hizmetimize nihayet vermek niyet ettiği halde, şimdiki yazacağımız şey hatırına geldi; bizi de affetti, helâl etti. İşte ha..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
     
    (Bu sürüm çeviri için işaretlendi)
     
    (Aynı kullanıcının aradaki bir diğer değişikliği gösterilmiyor)
    1. satır: 1. satır:
    <languages/>
    <translate>
    <!--T:1-->
    بِاس۟مِهٖ سُب۟حَانَهُ
    بِاس۟مِهٖ سُب۟حَانَهُ


    <!--T:2-->
    Üstadımızı ziyarete gelip de görüşemeyenlerin ve biz görüştürmeden gidenlerin hatırları kırılmamak için Üstadımızın gizli, hârika bir ahval-i ruhiyesini beyan etmeye mecbur olduk. Hattâ bugün bir parça dikkatsizlik ettiğimizden, gayet çok muhtaç olduğu hizmetimize nihayet vermek niyet ettiği halde, şimdiki yazacağımız şey hatırına geldi; bizi de affetti, helâl etti. İşte hakikat budur:
    Üstadımızı ziyarete gelip de görüşemeyenlerin ve biz görüştürmeden gidenlerin hatırları kırılmamak için Üstadımızın gizli, hârika bir ahval-i ruhiyesini beyan etmeye mecbur olduk. Hattâ bugün bir parça dikkatsizlik ettiğimizden, gayet çok muhtaç olduğu hizmetimize nihayet vermek niyet ettiği halde, şimdiki yazacağımız şey hatırına geldi; bizi de affetti, helâl etti. İşte hakikat budur:


    <!--T:3-->
    Biz de kat’iyen anladık ki: Üstadımız ekser hayatını tecerrüdle geçirdiği gibi bütün hayatında hediyeleri kabul etmemek ve mukabilsiz hediyeler onu hasta etmek gibi şimdi hürmet ve dostluk cihetiyle onunla görüşmek ona gayet ağır geliyor. Hattâ mükerreren biz de anladık: Musafaha etmek, elini öpmek, kendine tokat vurmak gibi ruhen müteessir oluyor. Ve ona bakmaktan, dikkat etmekten de şiddetle müteessir oluyor. Hattâ hizmetinde biz bulunduğumuz halde, zaruret olmadan bakamıyoruz. Bunun sır ve hikmetini kat’iyen anladık ki:
    Biz de kat’iyen anladık ki: Üstadımız ekser hayatını tecerrüdle geçirdiği gibi bütün hayatında hediyeleri kabul etmemek ve mukabilsiz hediyeler onu hasta etmek gibi şimdi hürmet ve dostluk cihetiyle onunla görüşmek ona gayet ağır geliyor. Hattâ mükerreren biz de anladık: Musafaha etmek, elini öpmek, kendine tokat vurmak gibi ruhen müteessir oluyor. Ve ona bakmaktan, dikkat etmekten de şiddetle müteessir oluyor. Hattâ hizmetinde biz bulunduğumuz halde, zaruret olmadan bakamıyoruz. Bunun sır ve hikmetini kat’iyen anladık ki:


    <!--T:4-->
    Risale-i Nur’un esas mesleği hakiki ihlas olmak cihetiyle şimdiki tezahür, sohbet etmek, fazla hürmet etmek; bu enaniyet zamanında bir nefis-perestlik, riyakârlık, tasannu alâmeti olmak cihetiyle ona şiddetle dokunuyor. Çünkü der:
    Risale-i Nur’un esas mesleği hakiki ihlas olmak cihetiyle şimdiki tezahür, sohbet etmek, fazla hürmet etmek; bu enaniyet zamanında bir nefis-perestlik, riyakârlık, tasannu alâmeti olmak cihetiyle ona şiddetle dokunuyor. Çünkü der:


    <!--T:5-->
    Benimle görüşmek isteyen, eğer âhiret için Risale-i Nur için ise Risale-i Nur bana kat’iyen ihtiyaç bırakmamış. Milyonlar nüshası her birisi on Said kadar fayda veriyor.
    Benimle görüşmek isteyen, eğer âhiret için Risale-i Nur için ise Risale-i Nur bana kat’iyen ihtiyaç bırakmamış. Milyonlar nüshası her birisi on Said kadar fayda veriyor.


    <!--T:6-->
    Eğer dünya cihetiyle ve dünyaya ait işler için görüşmek ise o, dünyayı şiddetle terk ettiği için dünyaya dair şeyleri malayani, vakti zayi etmek olduğu için cidden sıkılır.
    Eğer dünya cihetiyle ve dünyaya ait işler için görüşmek ise o, dünyayı şiddetle terk ettiği için dünyaya dair şeyleri malayani, vakti zayi etmek olduğu için cidden sıkılır.


    <!--T:7-->
    Eğer Risale-i Nur’un hizmetine, intişarına ait olsa bana hizmet eden hakiki fedakâr talebelerim ve manevî evlatlarım ve kardeşlerim benim bedelime görüşmeleri kâfi, bana hiç ihtiyaç yok.
    Eğer Risale-i Nur’un hizmetine, intişarına ait olsa bana hizmet eden hakiki fedakâr talebelerim ve manevî evlatlarım ve kardeşlerim benim bedelime görüşmeleri kâfi, bana hiç ihtiyaç yok.


    <!--T:8-->
    Uzun yerlerden, uzak memleketlerden gelenlerle beraber başka kardeşlerimizin de hatırları kırılmasın. Çünkü on seneden beridir her sabah okuduğu ve başkaları onu tevkil ettiği evrad okumasında sevabı bağışladığı vakit der ki:
    Uzun yerlerden, uzak memleketlerden gelenlerle beraber başka kardeşlerimizin de hatırları kırılmasın. Çünkü on seneden beridir her sabah okuduğu ve başkaları onu tevkil ettiği evrad okumasında sevabı bağışladığı vakit der ki:


    <!--T:9-->
    “Yâ Rabbî! Benimle görüşmek için gelip görüşmeden dönenlerin defter-i a’maline de yazılsın.” diye ruhlarına hediye ediyor.
    “Yâ Rabbî! Benimle görüşmek için gelip görüşmeden dönenlerin defter-i a’maline de yazılsın.” diye ruhlarına hediye ediyor.


    <!--T:10-->
    Üstadımızın bu halini kardeşlerimize beyan ediyoruz.
    Üstadımızın bu halini kardeşlerimize beyan ediyoruz.


    <!--T:11-->
    اَل۟بَاقٖى هُوَ ال۟بَاقٖى
    اَل۟بَاقٖى هُوَ ال۟بَاقٖى


    <!--T:12-->
    '''Hizmetinde bulunan Nur talebeleri'''
    '''Hizmetinde bulunan Nur talebeleri'''


    <nowiki>*</nowiki> * *
    <!--T:13-->
    ------
    <center> [[Emirdağ Lahikası 2. Kitap 132. Mektup]] ⇐ | [[Emirdağ Lahikası]] | ⇒ [[Emirdağ Lahikası 2. Kitap 134. Mektup]] </center>
    ------
     
    </translate>

    08.25, 1 Aralık 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli

    Diğer diller:
    • Türkçe

    بِاس۟مِهٖ سُب۟حَانَهُ

    Üstadımızı ziyarete gelip de görüşemeyenlerin ve biz görüştürmeden gidenlerin hatırları kırılmamak için Üstadımızın gizli, hârika bir ahval-i ruhiyesini beyan etmeye mecbur olduk. Hattâ bugün bir parça dikkatsizlik ettiğimizden, gayet çok muhtaç olduğu hizmetimize nihayet vermek niyet ettiği halde, şimdiki yazacağımız şey hatırına geldi; bizi de affetti, helâl etti. İşte hakikat budur:

    Biz de kat’iyen anladık ki: Üstadımız ekser hayatını tecerrüdle geçirdiği gibi bütün hayatında hediyeleri kabul etmemek ve mukabilsiz hediyeler onu hasta etmek gibi şimdi hürmet ve dostluk cihetiyle onunla görüşmek ona gayet ağır geliyor. Hattâ mükerreren biz de anladık: Musafaha etmek, elini öpmek, kendine tokat vurmak gibi ruhen müteessir oluyor. Ve ona bakmaktan, dikkat etmekten de şiddetle müteessir oluyor. Hattâ hizmetinde biz bulunduğumuz halde, zaruret olmadan bakamıyoruz. Bunun sır ve hikmetini kat’iyen anladık ki:

    Risale-i Nur’un esas mesleği hakiki ihlas olmak cihetiyle şimdiki tezahür, sohbet etmek, fazla hürmet etmek; bu enaniyet zamanında bir nefis-perestlik, riyakârlık, tasannu alâmeti olmak cihetiyle ona şiddetle dokunuyor. Çünkü der:

    Benimle görüşmek isteyen, eğer âhiret için Risale-i Nur için ise Risale-i Nur bana kat’iyen ihtiyaç bırakmamış. Milyonlar nüshası her birisi on Said kadar fayda veriyor.

    Eğer dünya cihetiyle ve dünyaya ait işler için görüşmek ise o, dünyayı şiddetle terk ettiği için dünyaya dair şeyleri malayani, vakti zayi etmek olduğu için cidden sıkılır.

    Eğer Risale-i Nur’un hizmetine, intişarına ait olsa bana hizmet eden hakiki fedakâr talebelerim ve manevî evlatlarım ve kardeşlerim benim bedelime görüşmeleri kâfi, bana hiç ihtiyaç yok.

    Uzun yerlerden, uzak memleketlerden gelenlerle beraber başka kardeşlerimizin de hatırları kırılmasın. Çünkü on seneden beridir her sabah okuduğu ve başkaları onu tevkil ettiği evrad okumasında sevabı bağışladığı vakit der ki:

    “Yâ Rabbî! Benimle görüşmek için gelip görüşmeden dönenlerin defter-i a’maline de yazılsın.” diye ruhlarına hediye ediyor.

    Üstadımızın bu halini kardeşlerimize beyan ediyoruz.

    اَل۟بَاقٖى هُوَ ال۟بَاقٖى

    Hizmetinde bulunan Nur talebeleri


    Emirdağ Lahikası 2. Kitap 132. Mektup ⇐ | Emirdağ Lahikası | ⇒ Emirdağ Lahikası 2. Kitap 134. Mektup