Emirdağ Lahikası 1. Kitap 72. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark
("﷽ يُرٖيدُونَ لِيُط۟فِؤُا نُورَ اللّٰهِ بِاَف۟وَاهِهِم۟ وَاللّٰهُ مُتِمُّ نُورِهٖ وَلَو۟ كَرِهَ ال۟كَافِرُونَ Ahmed yaratılmış o büyük nur-u Ehad’den Her zerrede nurdur o, ezelden hem ebedden Bir nur ki odur hem yüce hem lâyetenahî Ol Fahr-i Cihan Hazret-i Mahbub-u İlahî Parlattı cihanı bu güzel nur-u Muhammed (asm) Halk olmasa olmaz id..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu) |
(Bu sürüm çeviri için işaretlendi) |
||
(Aynı kullanıcının aradaki bir diğer değişikliği gösterilmiyor) | |||
1. satır: | 1. satır: | ||
<languages/> | |||
<translate> | |||
<!--T:1--> | |||
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ | |||
وَلَو۟ كَرِهَ ال۟كَافِرُونَ | <!--T:2--> | ||
يُرٖيدُونَ لِيُط۟فِؤُا نُورَ اللّٰهِ بِاَف۟وَاهِهِم۟ وَاللّٰهُ مُتِمُّ نُورِهٖ وَلَو۟ كَرِهَ ال۟كَافِرُونَ | |||
Ahmed yaratılmış o büyük nur-u Ehad’den | <!--T:3--> | ||
''Ahmed yaratılmış o büyük nur-u Ehad’den | |||
<!--T:4--> | |||
Her zerrede nurdur o, ezelden hem ebedden | Her zerrede nurdur o, ezelden hem ebedden | ||
<!--T:5--> | |||
Bir nur ki odur hem yüce hem lâyetenahî | Bir nur ki odur hem yüce hem lâyetenahî | ||
<!--T:6--> | |||
Ol Fahr-i Cihan Hazret-i Mahbub-u İlahî | Ol Fahr-i Cihan Hazret-i Mahbub-u İlahî | ||
<!--T:7--> | |||
Parlattı cihanı bu güzel nur-u Muhammed (asm) | Parlattı cihanı bu güzel nur-u Muhammed (asm) | ||
<!--T:8--> | |||
Halk olmasa olmaz idi bir zerre ve bir fert | Halk olmasa olmaz idi bir zerre ve bir fert | ||
<!--T:9--> | |||
Ol nuru ânın her yeri her zerreyi sarmış | Ol nuru ânın her yeri her zerreyi sarmış | ||
<!--T:10--> | |||
Baştan başa her dem bu kesif zulmeti yarmış | Baştan başa her dem bu kesif zulmeti yarmış | ||
<!--T:11--> | |||
Bir nur ki odur sade ve hem lâyetezelzel | Bir nur ki odur sade ve hem lâyetezelzel | ||
<!--T:12--> | |||
Ârî ve berî cümleden üstün ve mükemmel | Ârî ve berî cümleden üstün ve mükemmel | ||
<!--T:13--> | |||
Bir nur ki bütün zerrede ancak o nümayan | Bir nur ki bütün zerrede ancak o nümayan | ||
<!--T:14--> | |||
Bir nur ki verir kalplere hem aşk ile iman | Bir nur ki verir kalplere hem aşk ile iman | ||
<!--T:15--> | |||
Bir nur ki eğer olmasa ol nur hele bir an | Bir nur ki eğer olmasa ol nur hele bir an | ||
<!--T:16--> | |||
Baştan başa zulmette kalır hem de bu ekvan | Baştan başa zulmette kalır hem de bu ekvan | ||
<!--T:17--> | |||
Bir nur ki değil öyle muhat hem dahi mahsur | Bir nur ki değil öyle muhat hem dahi mahsur | ||
<!--T:18--> | |||
Bir nur ki eder kalbi de pür-nur, çeşmi de pür-nur | Bir nur ki eder kalbi de pür-nur, çeşmi de pür-nur | ||
<!--T:19--> | |||
Bir lem’adır ândan şu büyük şems ve kamerler | Bir lem’adır ândan şu büyük şems ve kamerler | ||
<!--T:20--> | |||
Hep işte o nurdan bu acayip koca âlem | Hep işte o nurdan bu acayip koca âlem | ||
<!--T:21--> | |||
Halk oldu o nurdan yine cennetle cehennem | Halk oldu o nurdan yine cennetle cehennem | ||
<!--T:22--> | |||
Şek yok ki o nurdur okunan Hazret-i Kur’an | Şek yok ki o nurdur okunan Hazret-i Kur’an | ||
<!--T:23--> | |||
Ol nur-u ezel hem sebeb-i hilkat-i insan | Ol nur-u ezel hem sebeb-i hilkat-i insan | ||
<!--T:24--> | |||
Her şeye odur mebde ve asıl ve esas hem | Her şeye odur mebde ve asıl ve esas hem | ||
<!--T:25--> | |||
Ondan görünür nev-i beşer böyle mükerrem | Ondan görünür nev-i beşer böyle mükerrem | ||
<!--T:26--> | |||
Bir zerre değil, bahr-i muhit o bahr-i münirden | Bir zerre değil, bahr-i muhit o bahr-i münirden | ||
<!--T:27--> | |||
Hem nasıl beşer hiç kalıyor hepsi de birden | Hem nasıl beşer hiç kalıyor hepsi de birden | ||
<!--T:28--> | |||
Şek yok ki cihan, katre-i nurundan o nurun | Şek yok ki cihan, katre-i nurundan o nurun | ||
<!--T:29--> | |||
Şek yok ki bu can, zerre-i nurundan o nurun | Şek yok ki bu can, zerre-i nurundan o nurun | ||
<!--T:30--> | |||
Sönsün diye üflense o, derya gibi kaynar | Sönsün diye üflense o, derya gibi kaynar | ||
<!--T:31--> | |||
Söndürmeye hem kimde aceb zerre mecal var | Söndürmeye hem kimde aceb zerre mecal var | ||
<!--T:32--> | |||
Söndürmeye kalkmıştı asırlar dolu küffar | Söndürmeye kalkmıştı asırlar dolu küffar | ||
<!--T:33--> | |||
Kahreyledi her hepsini ol Hazret-i Kahhar | Kahreyledi her hepsini ol Hazret-i Kahhar | ||
<!--T:34--> | |||
Hep sönmüş asırlar, yanıyor sönmeden ol | Hep sönmüş asırlar, yanıyor sönmeden ol | ||
<!--T:35--> | |||
Tarihe sorun, kimdir o nur hem kim imiş menfur | Tarihe sorun, kimdir o nur hem kim imiş menfur | ||
<!--T:36--> | |||
Alnında yanan nur-u Muhammed’di Halil’in | Alnında yanan nur-u Muhammed’di Halil’in | ||
<!--T:37--> | |||
Yetmezdi gücü, bakmaya her çeşm-i alîlin | Yetmezdi gücü, bakmaya her çeşm-i alîlin | ||
<!--T:38--> | |||
Görseydi Resul’ün o güzel nurunu, Nemrut | Görseydi Resul’ün o güzel nurunu, Nemrut | ||
<!--T:39--> | |||
Yakmazdı o dem, nârını ol kâfir-i matrud | Yakmazdı o dem, nârını ol kâfir-i matrud | ||
<!--T:40--> | |||
Bir sivrisinek öldürüyor o şah-ı cihanı (!) | Bir sivrisinek öldürüyor o şah-ı cihanı (!) | ||
<!--T:41--> | |||
Atmıştı Halil’i ateşe çünkü o cani | Atmıştı Halil’i ateşe çünkü o cani | ||
<!--T:42--> | |||
Bir perde açıp söyledi Hak gizli kelâmdan | Bir perde açıp söyledi Hak gizli kelâmdan | ||
<!--T:43--> | |||
Ol ateşe bahseyledi hem berd ü selâmdan | Ol ateşe bahseyledi hem berd ü selâmdan | ||
<!--T:44--> | |||
“Dostum ve resulüm yüce İbrahim’i ey nâr | “Dostum ve resulüm yüce İbrahim’i ey nâr | ||
<!--T:45--> | |||
At âdetini, yakma bugün, sen onu zinhar!” | At âdetini, yakma bugün, sen onu zinhar!” | ||
<!--T:46--> | |||
Bir gizli hitap geldi de ol dem yine Hak’tan | Bir gizli hitap geldi de ol dem yine Hak’tan | ||
<!--T:47--> | |||
Bir abd-i mükerrem dahi kurtuldu bıçaktan | Bir abd-i mükerrem dahi kurtuldu bıçaktan | ||
<!--T:48--> | |||
Ol nurdan için Yunus’u hıfzeyledi ol hut | Ol nurdan için Yunus’u hıfzeyledi ol hut | ||
<!--T:49--> | |||
Ol nur ile kahreyledi hem kavmini ol Lût | Ol nur ile kahreyledi hem kavmini ol Lût | ||
<!--T:50--> | |||
Ol hüsn-ü cemal, eyledi âlemleri hayran | Ol hüsn-ü cemal, eyledi âlemleri hayran | ||
<!--T:51--> | |||
Nerden onu bulmuş, acaba Yusuf-u Ken’an | Nerden onu bulmuş, acaba Yusuf-u Ken’an | ||
<!--T:52--> | |||
Hikmet nedir, ol dertlere sabreyledi Eyyüb | Hikmet nedir, ol dertlere sabreyledi Eyyüb | ||
<!--T:53--> | |||
Hem sırrı nedir, Yusuf için ağladı Yakub | Hem sırrı nedir, Yusuf için ağladı Yakub | ||
<!--T:54--> | |||
Öldükçe dirildikçe neden duymadı bir his | Öldükçe dirildikçe neden duymadı bir his | ||
<!--T:55--> | |||
Ol namlı nebi, şanlı şehit Hazret-i Cercis | Ol namlı nebi, şanlı şehit Hazret-i Cercis | ||
<!--T:56--> | |||
Hasretle neden ağladılar Âdem ve Havva | Hasretle neden ağladılar Âdem ve Havva | ||
<!--T:57--> | |||
Kimdendi bu yıllarca süren koskoca dava | Kimdendi bu yıllarca süren koskoca dava | ||
<!--T:58--> | |||
Hem âh, neden terk edilip ravza-i cennet | Hem âh, neden terk edilip ravza-i cennet | ||
<!--T:59--> | |||
Bir dâr-ı karar oldu neden âlem-i mihnet | Bir dâr-ı karar oldu neden âlem-i mihnet | ||
<!--T:60--> | |||
Nur şehri olan Tûr’da o dem Hazret-i Musa | Nur şehri olan Tûr’da o dem Hazret-i Musa | ||
<!--T:61--> | |||
Esrar-ı kelâm hep çözülüp buldu tecella | Esrar-ı kelâm hep çözülüp buldu tecella | ||
<!--T:62--> | |||
Bir parça Zebur’dan okusa Hazret-i Davud | Bir parça Zebur’dan okusa Hazret-i Davud | ||
<!--T:63--> | |||
Başlardı hemen sanki büyük mahşer-i mev’ûd | Başlardı hemen sanki büyük mahşer-i mev’ûd | ||
<!--T:64--> | |||
Bilmem ki neden, hep işiten âh, diye inler | Bilmem ki neden, hep işiten âh, diye inler | ||
<!--T:65--> | |||
Bilmem ki neden, yel ve sular hep onu dinler | Bilmem ki neden, yel ve sular hep onu dinler | ||
<!--T:66--> | |||
Mahluku bütün kendine râm etti Süleyman | Mahluku bütün kendine râm etti Süleyman | ||
<!--T:67--> | |||
Nerdendi bu kuvvet, ona kimdendi bu ferman | Nerdendi bu kuvvet, ona kimdendi bu ferman | ||
<!--T:68--> | |||
Yellerle uçan şanlı büyük taht-ı mukaddes | Yellerle uçan şanlı büyük taht-ı mukaddes | ||
<!--T:69--> | |||
Esrar-ı ezelden o da duymuş yine bir ses | Esrar-ı ezelden o da duymuş yine bir ses | ||
<!--T:70--> | |||
Ol hangi acib sır ki çıkar göklere İsa | Ol hangi acib sır ki çıkar göklere İsa | ||
<!--T:71--> | |||
Kimdir çekilen çarmıha, kimdir yine Yuda | Kimdir çekilen çarmıha, kimdir yine Yuda | ||
<!--T:72--> | |||
Nur derdi için tahtını terk eyledi Edhem | Nur derdi için tahtını terk eyledi Edhem | ||
<!--T:73--> | |||
Bir başkasının tahtı olur derdine merhem | Bir başkasının tahtı olur derdine merhem | ||
<!--T:74--> | |||
Çok şahs-ı veli, nur ile hem etti kanaat | Çok şahs-ı veli, nur ile hem etti kanaat | ||
<!--T:75--> | |||
Çok şahs-ı denî, nur ile hem buldu keramet | Çok şahs-ı denî, nur ile hem buldu keramet | ||
<!--T:76--> | |||
Her hepsi de pervanesi, üftadesi nurun | Her hepsi de pervanesi, üftadesi nurun | ||
<!--T:77--> | |||
Her hepsi muamma, gücü yetmez bu şuurun | Her hepsi muamma, gücü yetmez bu şuurun | ||
<!--T:78--> | |||
Fillerle varıp Kâbe’ye hem Ebrehe zalim | Fillerle varıp Kâbe’ye hem Ebrehe zalim | ||
<!--T:79--> | |||
İsterdi ki yapsın nice bin türlü mezalim | İsterdi ki yapsın nice bin türlü mezalim | ||
<!--T:80--> | |||
İsterdi ki o beyt yıkılıp şöhreti sönsün | İsterdi ki o beyt yıkılıp şöhreti sönsün | ||
<!--T:81--> | |||
Halk Kâbe’yi terk ederek kiliseye dönsün | Halk Kâbe’yi terk ederek kiliseye dönsün | ||
<!--T:82--> | |||
İsterdi ki çeksin doğacak nura bir set | İsterdi ki çeksin doğacak nura bir set | ||
<!--T:83--> | |||
Hem doğmadan ölsün diye Mahbub-u Müebbed | Hem doğmadan ölsün diye Mahbub-u Müebbed | ||
<!--T:84--> | |||
Günlerce gidip Kâbe’ye hem yaklaşan ordu | Günlerce gidip Kâbe’ye hem yaklaşan ordu | ||
<!--T:85--> | |||
Birdenbire bir tehlike sezmiş gibi durdu | Birdenbire bir tehlike sezmiş gibi durdu | ||
<!--T:86--> | |||
Süratle gelip bir sürü kuş, semt-i bahirden | Süratle gelip bir sürü kuş, semt-i bahirden | ||
<!--T:87--> | |||
Taş harbine başlar pek acib hepsi birden | Taş harbine başlar pek acib hepsi birden | ||
<!--T:88--> | |||
İndikçe havadan o muamma gibi taşlar | İndikçe havadan o muamma gibi taşlar | ||
<!--T:89--> | |||
Cansız yıkılıp yerlere yatmış nice başlar | Cansız yıkılıp yerlere yatmış nice başlar | ||
<!--T:90--> | |||
Şahıyla beraber kocaman orduyu Mevla | Şahıyla beraber kocaman orduyu Mevla | ||
<!--T:91--> | |||
Olsun diye Mahbub’a nişan, eyledi mevta | Olsun diye Mahbub’a nişan, eyledi mevta | ||
<!--T:92--> | |||
Hem kavm-i Kureyş, söndürelim derken o nuru | Hem kavm-i Kureyş, söndürelim derken o nuru | ||
<!--T:93--> | |||
Erkek ve kadın, cümlesinin kaçtı huzuru | Erkek ve kadın, cümlesinin kaçtı huzuru | ||
<!--T:94--> | |||
Müşrik ve muvahhid, iki fırka olup urban | Müşrik ve muvahhid, iki fırka olup urban | ||
<!--T:95--> | |||
Yıllarca dökülmüş yine kan üstüne bir kan | Yıllarca dökülmüş yine kan üstüne bir kan | ||
<!--T:96--> | |||
Şakk etti kamer, Fahr-i Beşer, ol yüce Server | Şakk etti kamer, Fahr-i Beşer, ol yüce Server | ||
<!--T:97--> | |||
Her yerde ve her anda onun nuru muzaffer | Her yerde ve her anda onun nuru muzaffer | ||
<!--T:98--> | |||
Kur’an’dı kavli, nurdu yolu, ümmeti mutlu | Kur’an’dı kavli, nurdu yolu, ümmeti mutlu | ||
<!--T:99--> | |||
Ümmet olanın kalbi bütün nur ile doldu | Ümmet olanın kalbi bütün nur ile doldu | ||
<!--T:100--> | |||
Çekmezdi keder, ol sözü cevher, özü kevser | Çekmezdi keder, ol sözü cevher, özü kevser | ||
<!--T:101--> | |||
Ol Sure-i Kevser, dedi a’dasına “ebter!” | Ol Sure-i Kevser, dedi a’dasına “ebter!” | ||
<!--T:102--> | |||
Ol Şems-i Ezel’den kaçınan ol kuru başlar | Ol Şems-i Ezel’den kaçınan ol kuru başlar | ||
<!--T:103--> | |||
Gayya-i cehennemde bütün yakmış ateşler | Gayya-i cehennemde bütün yakmış ateşler | ||
<!--T:104--> | |||
Bitmişti nefes, çıkmadı ses, bıktı da herkes | Bitmişti nefes, çıkmadı ses, bıktı da herkes | ||
<!--T:105--> | |||
Ol nura varıp baş eğerek hem dediler pes | Ol nura varıp baş eğerek hem dediler pes | ||
<!--T:106--> | |||
İdraki olan kafile ayrıldı Kureyş’ten | İdraki olan kafile ayrıldı Kureyş’ten | ||
<!--T:107--> | |||
Feyz almak için doğmuş olan şanlı güneşten | Feyz almak için doğmuş olan şanlı güneşten | ||
<!--T:108--> | |||
Ol kevser-i Ahmed’den içip her biri tas tas | Ol kevser-i Ahmed’den içip her biri tas tas | ||
<!--T:109--> | |||
Olmuştu o gün sanki mücella birer elmas | Olmuştu o gün sanki mücella birer elmas | ||
<!--T:110--> | |||
Ol başlara taç, derde ilaç, mürşid-i âlem | Ol başlara taç, derde ilaç, mürşid-i âlem | ||
<!--T:111--> | |||
Eylerdi nazar bunlara nuruyla demâdem | Eylerdi nazar bunlara nuruyla demâdem | ||
<!--T:112--> | |||
Bunlardı o a’dayı boğan bir alay arslan | Bunlardı o a’dayı boğan bir alay arslan | ||
<!--T:113--> | |||
Hak uğruna, nur uğruna olmuş çoğu kurban | Hak uğruna, nur uğruna olmuş çoğu kurban | ||
<!--T:114--> | |||
Bunlardan o gün ehl-i nifak cümle kaçardı | Bunlardan o gün ehl-i nifak cümle kaçardı | ||
<!--T:115--> | |||
Müşrik ise ol aklı anın kalmaz uçardı | Müşrik ise ol aklı anın kalmaz uçardı | ||
<!--T:116--> | |||
Bunlardı o Peygamberin ashabı ve âli | Bunlardı o Peygamberin ashabı ve âli | ||
<!--T:117--> | |||
Dünyada ve ukbada da hem şanları âlî | Dünyada ve ukbada da hem şanları âlî | ||
<!--T:118--> | |||
Tavsif ediyor bunları hep şöylece Kur’an: | Tavsif ediyor bunları hep şöylece Kur’an: | ||
<!--T:119--> | |||
Sulh vakti koyun, kavgada kükrek birer arslan | Sulh vakti koyun, kavgada kükrek birer arslan | ||
<!--T:120--> | |||
Hep yüzleri pâk, sözleri hak, yolları haktı | Hep yüzleri pâk, sözleri hak, yolları haktı | ||
<!--T:121--> | |||
Merkepleri yeller gibi Düldül’dü, Burak’tı | Merkepleri yeller gibi Düldül’dü, Burak’tı | ||
<!--T:122--> | |||
Bir cezbe-i “Yâ Hay!” ile seller gibi aktı | Bir cezbe-i “Yâ Hay!” ile seller gibi aktı | ||
<!--T:123--> | |||
A’daya varıp her biri şimşek gibi çaktı | A’daya varıp her biri şimşek gibi çaktı | ||
<!--T:124--> | |||
Bunlardı o gün halka-i tevhidi kuranlar | Bunlardı o gün halka-i tevhidi kuranlar | ||
<!--T:125--> | |||
Bunlardı o gün baltalayıp küfrü kıranlar | Bunlardı o gün baltalayıp küfrü kıranlar | ||
<!--T:126--> | |||
Bunlardı mübarek yüce cemiyet-i şûra | Bunlardı mübarek yüce cemiyet-i şûra | ||
<!--T:127--> | |||
Bunlardı o nurdan dizilen halka-i kübra | Bunlardı o nurdan dizilen halka-i kübra | ||
<!--T:128--> | |||
Bunlardı alan Suriye, Irak, ülke-i Kisra | Bunlardı alan Suriye, Irak, ülke-i Kisra | ||
<!--T:129--> | |||
Bunlarla ziyadar o karanlık koca sahra | Bunlarla ziyadar o karanlık koca sahra | ||
<!--T:130--> | |||
Bunlardı veren hasta, alîl gözlere bir fer | Bunlardı veren hasta, alîl gözlere bir fer | ||
<!--T:131--> | |||
Bunlardı o tarihe geçen şanlı gazanfer | Bunlardı o tarihe geçen şanlı gazanfer | ||
<!--T:132--> | |||
Her hepsi de bir zerre-i nuru o Habib’in | Her hepsi de bir zerre-i nuru o Habib’in | ||
<!--T:133--> | |||
Her an görünür gözlere ondan nice yüz bin | Her an görünür gözlere ondan nice yüz bin | ||
<!--T:134--> | |||
Nur altına girmiş bulunan türlü cemaat | Nur altına girmiş bulunan türlü cemaat | ||
<!--T:135--> | |||
Hem buldu beka hem de bütün gördü adalet | Hem buldu beka hem de bütün gördü adalet | ||
<!--T:136--> | |||
Ecdad-ı izamın o büyük ruhları küskün | Ecdad-ı izamın o büyük ruhları küskün | ||
<!--T:137--> | |||
Zira ne küfürler okunur onlara her gün | Zira ne küfürler okunur onlara her gün | ||
<!--T:138--> | |||
Yağmıştı o gün âh ne kederler ne elemler | Yağmıştı o gün âh ne kederler ne elemler | ||
<!--T:139--> | |||
Âciz onu hep yazmaya, eller ve kalemler | Âciz onu hep yazmaya, eller ve kalemler | ||
<!--T:140--> | |||
Binlerce yetimin yıkılan kalbini sen yap | Binlerce yetimin yıkılan kalbini sen yap | ||
<!--T:141--> | |||
Affet yeter artık, o Habib aşkına yâ Rab! | Affet yeter artık, o Habib aşkına yâ Rab! | ||
<!--T:142--> | |||
Derken yeter artık, bizi affet güzel Allah | Derken yeter artık, bizi affet güzel Allah | ||
<!--T:143--> | |||
Sarsıldı cihan, öldü de bir gümgüme nâgâh | Sarsıldı cihan, öldü de bir gümgüme nâgâh | ||
<!--T:144--> | |||
Buz parçası halinde bulut, bir yere düşmüş | Buz parçası halinde bulut, bir yere düşmüş | ||
<!--T:145--> | |||
Erkek ve kadın hepsi de ol semte üşüşmüş | Erkek ve kadın hepsi de ol semte üşüşmüş | ||
<!--T:146--> | |||
Ol nurdan gelen Risalei’n-Nur | Ol nurdan gelen Risalei’n-Nur | ||
<!--T:147--> | |||
Hallak-ı Rahîm eyledi mahlukunu mesrur | Hallak-ı Rahîm eyledi mahlukunu mesrur | ||
<!--T:148--> | |||
Zulmet dağılıp başladı bir yepyeni gündüz | Zulmet dağılıp başladı bir yepyeni gündüz | ||
<!--T:149--> | |||
Bir neşe duyup sustu biraz ağlayan o göz | Bir neşe duyup sustu biraz ağlayan o göz | ||
<!--T:150--> | |||
Bir dem bile düşmezken onun âhı dilinden | Bir dem bile düşmezken onun âhı dilinden | ||
<!--T:151--> | |||
Kurtuldu, yazık dertli beşer derdin elinden | Kurtuldu, yazık dertli beşer derdin elinden | ||
<!--T:152--> | |||
Ol taze güneş, ülkeye serptikçe ışıklar | Ol taze güneş, ülkeye serptikçe ışıklar | ||
<!--T:153--> | |||
Hep şâd olacak, şevk bulacak kalbi kırıklar | Hep şâd olacak, şevk bulacak kalbi kırıklar | ||
<!--T:154--> | |||
Her kalbe sürur, her göze nur doldu bu günden | Her kalbe sürur, her göze nur doldu bu günden | ||
<!--T:155--> | |||
Bir müjde verir sanki o bir şanlı düğünden | Bir müjde verir sanki o bir şanlı düğünden | ||
<!--T:156--> | |||
Arz eyleyelim ol yüce Allah’a şükürler | Arz eyleyelim ol yüce Allah’a şükürler | ||
<!--T:157--> | |||
Kalkar bu kahr u cehl ve dalal, şirk ve küfürler | Kalkar bu kahr u cehl ve dalal, şirk ve küfürler | ||
<!--T:158--> | |||
Ol nur-u hüda saldı ziya, kalbe safa hem | Ol nur-u hüda saldı ziya, kalbe safa hem | ||
<!--T:159--> | |||
Gösterdi beka, göçtü fena, buldu vefa hem | Gösterdi beka, göçtü fena, buldu vefa hem | ||
<!--T:160--> | |||
Çıkmıştı şakî, geldi nakî, gördü adâvet | Çıkmıştı şakî, geldi nakî, gördü adâvet | ||
<!--T:161--> | |||
Eylerdi nefiy, oldu hafî nur-u hidayet | Eylerdi nefiy, oldu hafî nur-u hidayet | ||
<!--T:162--> | |||
Allah’a şükür, kalkmada hep cümle karanlık | Allah’a şükür, kalkmada hep cümle karanlık | ||
<!--T:163--> | |||
Allah’a şükür, dolmada hep kalbe ferahlık | Allah’a şükür, dolmada hep kalbe ferahlık | ||
<!--T:164--> | |||
Allah’a şükür, işte bugün perde açıldı | Allah’a şükür, işte bugün perde açıldı | ||
<!--T:165--> | |||
Âlemlere artık yine bir neşe saçıldı | Âlemlere artık yine bir neşe saçıldı | ||
<!--T:166--> | |||
Artık bu sönük canlara can üfledi canan | Artık bu sönük canlara can üfledi canan | ||
<!--T:167--> | |||
Artık bu gönül derdine ol eyledi derman | Artık bu gönül derdine ol eyledi derman | ||
<!--T:168--> | |||
Bir fasl-ı bahar başladı illerde bu günden | Bir fasl-ı bahar başladı illerde bu günden | ||
<!--T:169--> | |||
Bir sohbet-i gül başladı dillerde bu günden | Bir sohbet-i gül başladı dillerde bu günden | ||
<!--T:170--> | |||
Benden bana ben gitmek için Risale-i Nur diye koştum | Benden bana ben gitmek için Risale-i Nur diye koştum | ||
<!--T:171--> | |||
Nur derdine düştüm de denizler gibi coştum | Nur derdine düştüm de denizler gibi coştum | ||
<!--T:172--> | |||
Bir zerrecik olsun bulayım der de ararken | Bir zerrecik olsun bulayım der de ararken | ||
<!--T:173--> | |||
Düştüm yine derya gibi bir nura bugün ben | Düştüm yine derya gibi bir nura bugün ben | ||
<!--T:174--> | |||
Verdim ona ben gönlümü baştan başa artık | Verdim ona ben gönlümü baştan başa artık | ||
<!--T:175--> | |||
Maşukum odur şimdi benim, ben ona âşık | Maşukum odur şimdi benim, ben ona âşık | ||
<!--T:176--> | |||
Ol nur-u ezel hem kararan kalplere lâyık | Ol nur-u ezel hem kararan kalplere lâyık | ||
<!--T:177--> | |||
Ol nurdan alır feyzini hem cümle halâyık | Ol nurdan alır feyzini hem cümle halâyık | ||
<!--T:178--> | |||
Kahreyledi ol zulmeti Risale-i Nur’a akanlar | Kahreyledi ol zulmeti Risale-i Nur’a akanlar | ||
<!--T:179--> | |||
Nur kahrına uğrar, ona hasmane bakanlar | Nur kahrına uğrar, ona hasmane bakanlar | ||
<!--T:180--> | |||
Küfrün bütün alayı hücum etse de ey nur | Küfrün bütün alayı hücum etse de ey nur | ||
<!--T:181--> | |||
Etmez seni dûr, kendi olur belki de makhur | Etmez seni dûr, kendi olur belki de makhur | ||
<!--T:182--> | |||
Sensin yine hazır, yine sensin bize nâzır | Sensin yine hazır, yine sensin bize nâzır | ||
<!--T:183--> | |||
Ey nur-u Rahîm, ey ebedî bir cilve-i kudret-i Fâtır | Ey nur-u Rahîm, ey ebedî bir cilve-i kudret-i Fâtır | ||
<!--T:184--> | |||
Bir neşe duyurdun imanla sırr-ı ezelden | Bir neşe duyurdun imanla sırr-ı ezelden | ||
<!--T:185--> | |||
Bir müjde getirdin bize ol namlı güzelden | Bir müjde getirdin bize ol namlı güzelden | ||
<!--T:186--> | |||
Mademki içirdin bize ol âb-ı hayattan | Mademki içirdin bize ol âb-ı hayattan | ||
<!--T:187--> | |||
Bir zerre kadar kalmadı havf şimdi memattan | Bir zerre kadar kalmadı havf şimdi memattan | ||
<!--T:188--> | |||
Hasret yaşadık nuruna yıllarca bütün biz | Hasret yaşadık nuruna yıllarca bütün biz | ||
<!--T:189--> | |||
Masum ve alîl, türlü bela çekti sebepsiz | Masum ve alîl, türlü bela çekti sebepsiz | ||
<!--T:190--> | |||
Yıllarca akan, kan dolu gözyaşları dinsin | Yıllarca akan, kan dolu gözyaşları dinsin | ||
<!--T:191--> | |||
Zalim yere batsın, o zulüm bir yere sinsin | Zalim yere batsın, o zulüm bir yere sinsin | ||
<!--T:192--> | |||
Yıllarca, asırlarca bu nurun yine yansın | Yıllarca, asırlarca bu nurun yine yansın | ||
<!--T:193--> | |||
Öksüz ve yetim, dul ve alîl hepsi de kansın | Öksüz ve yetim, dul ve alîl hepsi de kansın | ||
<!--T:194--> | |||
Ey nur gülü, nur çehreni öpsem dudağından | Ey nur gülü, nur çehreni öpsem dudağından | ||
<!--T:195--> | |||
Kalp bahçesinin kalbine diksem budağından | Kalp bahçesinin kalbine diksem budağından | ||
<!--T:196--> | |||
Her dem kokarak hem o güzel rayihasından | Her dem kokarak hem o güzel rayihasından | ||
<!--T:197--> | |||
Çıksam yine ben âlem-i fâni tasasından | Çıksam yine ben âlem-i fâni tasasından | ||
<!--T:198--> | |||
Nur güllerin açsın, yine miskler gibi tütsün | Nur güllerin açsın, yine miskler gibi tütsün | ||
<!--T:199--> | |||
Sinemde bu can bülbülü tevhid ile ötsün | Sinemde bu can bülbülü tevhid ile ötsün | ||
<!--T:200--> | |||
Sensin bize bir neşe veren ol gül-ü hâlis | Sensin bize bir neşe veren ol gül-ü hâlis | ||
<!--T:201--> | |||
Sensin bize hem cümleden a’lâ, dahi muhlis | Sensin bize hem cümleden a’lâ, dahi muhlis | ||
<!--T:202--> | |||
Ey Nur-u Risalet’ten gelen bir bürhan-ı Kur’an | Ey Nur-u Risalet’ten gelen bir bürhan-ı Kur’an | ||
<!--T:203--> | |||
Ey sırr-ı Furkan’dan çıkan hüccet-i iman | Ey sırr-ı Furkan’dan çıkan hüccet-i iman | ||
<!--T:204--> | |||
Sendin bize matlub, yine sendin bize mev’ûd | Sendin bize matlub, yine sendin bize mev’ûd | ||
<!--T:205--> | |||
Sayende bugün herkes olur zinde ve mesud | Sayende bugün herkes olur zinde ve mesud | ||
<!--T:206--> | |||
Her an seni bekler ve sayıklardı bu dünya | Her an seni bekler ve sayıklardı bu dünya | ||
<!--T:207--> | |||
Hak kendini gösterdi, bugün bitti o rüya | Hak kendini gösterdi, bugün bitti o rüya | ||
<!--T:208--> | |||
Bin üç yüz senedir toprağa dönmüş nice milyar | Bin üç yüz senedir toprağa dönmüş nice milyar | ||
<!--T:209--> | |||
Mü’min ve muvahhid seni gözlerdi hep ey yâr | Mü’min ve muvahhid seni gözlerdi hep ey yâr | ||
<!--T:210--> | |||
Her hepsi de senden yana söylerdi kelâmı | Her hepsi de senden yana söylerdi kelâmı | ||
<!--T:211--> | |||
Her hepsi de her an sana eylerdi selâmı | Her hepsi de her an sana eylerdi selâmı | ||
<!--T:212--> | |||
Yüzlerce senet hem nice yüzlerce işaret | Yüzlerce senet hem nice yüzlerce işaret | ||
<!--T:213--> | |||
Eyler bu mukaddes koca davaya şehadet | Eyler bu mukaddes koca davaya şehadet | ||
<!--T:214--> | |||
En başta gelen şahid-i adl Hazret-i Kur’an | En başta gelen şahid-i adl Hazret-i Kur’an | ||
<!--T:215--> | |||
Göstermiş ayânen otuz üç yerde o bürhan | Göstermiş ayânen otuz üç yerde o bürhan | ||
<!--T:216--> | |||
يَا مُد۟رِكًا nin kalbine gömmüş Esedullah | يَا مُد۟رِكًا nin kalbine gömmüş Esedullah | ||
<!--T:217--> | |||
Çok sır ki bilenler oluyor hep sana âgâh | Çok sır ki bilenler oluyor hep sana âgâh | ||
<!--T:218--> | |||
كُن۟ قَادِرِىَّ ال۟وَق۟تِ demiş ol Pîr-i Muazzam | كُن۟ قَادِرِىَّ ال۟وَق۟تِ demiş ol Pîr-i Muazzam | ||
<!--T:219--> | |||
Binlerce veli hem yine yapmış buna bin zam | Binlerce veli hem yine yapmış buna bin zam | ||
<!--T:220--> | |||
Mu’cizdir o söz, haktır o öz, görmedi her göz | Mu’cizdir o söz, haktır o öz, görmedi her göz | ||
<!--T:221--> | |||
Artık bu muammaları gel sen bize bir çöz | Artık bu muammaları gel sen bize bir çöz | ||
<!--T:222--> | |||
Altıncı Söz’ün aldı bütün fiil ü sıfâtı | Altıncı Söz’ün aldı bütün fiil ü sıfâtı | ||
<!--T:223--> | |||
Verdim de arındım ona hem zat u hayatı | Verdim de arındım ona hem zat u hayatı | ||
<!--T:224--> | |||
Müflis ve fakir bekliyordum şimdi kapında | Müflis ve fakir bekliyordum şimdi kapında | ||
<!--T:225--> | |||
Tevhide eriştir beni, gel varını sun da | Tevhide eriştir beni, gel varını sun da | ||
<!--T:226--> | |||
Ben ben diye yazdımsa da sensin yine ol ben | Ben ben diye yazdımsa da sensin yine ol ben | ||
<!--T:227--> | |||
Hiçten ne çıkar hem bana benlik yine senden | Hiçten ne çıkar hem bana benlik yine senden | ||
<!--T:228--> | |||
Nur aşkına, Hak aşkına, dost aşkına ey nur | Nur aşkına, Hak aşkına, dost aşkına ey nur | ||
<!--T:229--> | |||
Nurunla ve sırrınla bugün kıl bizi mesrur | Nurunla ve sırrınla bugün kıl bizi mesrur | ||
<!--T:230--> | |||
Ey nur-u Ezel’den gelen nur-u Muhammed (asm) | Ey nur-u Ezel’den gelen nur-u Muhammed (asm) | ||
<!--T:231--> | |||
Ey sırr-ı imandan gelen nur-u müebbed | Ey sırr-ı imandan gelen nur-u müebbed | ||
<!--T:232--> | |||
Binlerce yetimin duyulan âhını bir kes | Binlerce yetimin duyulan âhını bir kes | ||
<!--T:233--> | |||
Sarsar o büyük arşı da vallah bu çıkan ses | Sarsar o büyük arşı da vallah bu çıkan ses | ||
<!--T:234--> | |||
Vallah cemilsin, yeter artık bu celalin | Vallah cemilsin, yeter artık bu celalin | ||
<!--T:235--> | |||
Göster bize ey nur-u Muhammed, bir kere cemalin | Göster bize ey nur-u Muhammed, bir kere cemalin | ||
<!--T:236--> | |||
Emmare olan nefsimizin emrine uyduk | Emmare olan nefsimizin emrine uyduk | ||
<!--T:237--> | |||
Mahbubuna uyduk, hepimiz ümmeti olduk | Mahbubuna uyduk, hepimiz ümmeti olduk | ||
<!--T:238--> | |||
Ver bizlere sen nur ile îkan, yine ey nur-u Kur’an | Ver bizlere sen nur ile îkan, yine ey nur-u Kur’an | ||
<!--T:239--> | |||
Saç nurunu hem feyzini her an, yine ey nur-u iman | Saç nurunu hem feyzini her an, yine ey nur-u iman | ||
<!--T:240--> | |||
Hep isteğimiz aşk ile iman, yine ey nur-u İlahî | Hep isteğimiz aşk ile iman, yine ey nur-u İlahî | ||
<!--T:241--> | |||
Rahm et, bizi gark etmeye tufan, yine ey nur-u Rahmanî | Rahm et, bizi gark etmeye tufan, yine ey nur-u Rahmanî | ||
<!--T:242--> | |||
Her yerde okunsun da bu Kur’an, yine ey nur-u Sübhanî | Her yerde okunsun da bu Kur’an, yine ey nur-u Sübhanî | ||
<!--T:243--> | |||
Ağlatma yeter, et bizi handan, yine ey nur-u Rabbanî | Ağlatma yeter, et bizi handan, yine ey nur-u Rabbanî | ||
<!--T:244--> | |||
Sen nur-u Bedî’, nur-u Rahîm’sin bize lütfet | Sen nur-u Bedî’, nur-u Rahîm’sin bize lütfet | ||
<!--T:245--> | |||
Ol ravza-i pâk-i Ahmed’i (asm) göster bize himmet et | Ol ravza-i pâk-i Ahmed’i (asm) göster bize himmet et | ||
<!--T:246--> | |||
Artık olalım hep ona kurban, yine ey nur-u Samedanî | Artık olalım hep ona kurban, yine ey nur-u Samedanî | ||
<!--T:247--> | |||
Tâ haşre kadar cennet-i canan, yine ey nur-u imanî | Tâ haşre kadar cennet-i canan, yine ey nur-u imanî | ||
<!--T:248--> | |||
İslâm’a zafer ver, bizi kurtar, bizi güldür | İslâm’a zafer ver, bizi kurtar, bizi güldür | ||
<!--T:249--> | |||
A’damızı et hâk ile yeksan, yine ey nur-u Furkanî | A’damızı et hâk ile yeksan, yine ey nur-u Furkanî | ||
<!--T:250--> | |||
Her belde-i İslâm ile olsun bu yeşil yurt | Her belde-i İslâm ile olsun bu yeşil yurt | ||
<!--T:251--> | |||
Ol Fahr-i Cihan, Âl-i Abâ hakkı için yâ Rab | Ol Fahr-i Cihan, Âl-i Abâ hakkı için yâ Rab | ||
Hıfzet bizi âfat u beladan, yâ Nure’l-Envar, bihakkı | <!--T:252--> | ||
Hıfzet bizi âfat u beladan, yâ Nure’l-Envar, bihakkı ismike’n-Nur! | |||
'' | |||
Âciz, bîçare talebeniz | Âciz, bîçare talebeniz | ||
<!--T:253--> | |||
'''Hasan Feyzi''' | '''Hasan Feyzi''' | ||
<!--T:254--> | |||
(rahmetullahi aleyh) | (rahmetullahi aleyh) | ||
< | <!--T:255--> | ||
------ | |||
<center> [[Emirdağ Lahikası 1. Kitap 71. Mektup]] ⇐ | [[Emirdağ Lahikası]] | ⇒ [[Emirdağ Lahikası 1. Kitap 73. Mektup]] </center> | |||
------ | |||
</translate> |
10.05, 25 Kasım 2023 itibarı ile sayfanın şu anki hâli
بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ
يُرٖيدُونَ لِيُط۟فِؤُا نُورَ اللّٰهِ بِاَف۟وَاهِهِم۟ وَاللّٰهُ مُتِمُّ نُورِهٖ وَلَو۟ كَرِهَ ال۟كَافِرُونَ
Ahmed yaratılmış o büyük nur-u Ehad’den
Her zerrede nurdur o, ezelden hem ebedden
Bir nur ki odur hem yüce hem lâyetenahî
Ol Fahr-i Cihan Hazret-i Mahbub-u İlahî
Parlattı cihanı bu güzel nur-u Muhammed (asm)
Halk olmasa olmaz idi bir zerre ve bir fert
Ol nuru ânın her yeri her zerreyi sarmış
Baştan başa her dem bu kesif zulmeti yarmış
Bir nur ki odur sade ve hem lâyetezelzel
Ârî ve berî cümleden üstün ve mükemmel
Bir nur ki bütün zerrede ancak o nümayan
Bir nur ki verir kalplere hem aşk ile iman
Bir nur ki eğer olmasa ol nur hele bir an
Baştan başa zulmette kalır hem de bu ekvan
Bir nur ki değil öyle muhat hem dahi mahsur
Bir nur ki eder kalbi de pür-nur, çeşmi de pür-nur
Bir lem’adır ândan şu büyük şems ve kamerler
Hep işte o nurdan bu acayip koca âlem
Halk oldu o nurdan yine cennetle cehennem
Şek yok ki o nurdur okunan Hazret-i Kur’an
Ol nur-u ezel hem sebeb-i hilkat-i insan
Her şeye odur mebde ve asıl ve esas hem
Ondan görünür nev-i beşer böyle mükerrem
Bir zerre değil, bahr-i muhit o bahr-i münirden
Hem nasıl beşer hiç kalıyor hepsi de birden
Şek yok ki cihan, katre-i nurundan o nurun
Şek yok ki bu can, zerre-i nurundan o nurun
Sönsün diye üflense o, derya gibi kaynar
Söndürmeye hem kimde aceb zerre mecal var
Söndürmeye kalkmıştı asırlar dolu küffar
Kahreyledi her hepsini ol Hazret-i Kahhar
Hep sönmüş asırlar, yanıyor sönmeden ol
Tarihe sorun, kimdir o nur hem kim imiş menfur
Alnında yanan nur-u Muhammed’di Halil’in
Yetmezdi gücü, bakmaya her çeşm-i alîlin
Görseydi Resul’ün o güzel nurunu, Nemrut
Yakmazdı o dem, nârını ol kâfir-i matrud
Bir sivrisinek öldürüyor o şah-ı cihanı (!)
Atmıştı Halil’i ateşe çünkü o cani
Bir perde açıp söyledi Hak gizli kelâmdan
Ol ateşe bahseyledi hem berd ü selâmdan
“Dostum ve resulüm yüce İbrahim’i ey nâr
At âdetini, yakma bugün, sen onu zinhar!”
Bir gizli hitap geldi de ol dem yine Hak’tan
Bir abd-i mükerrem dahi kurtuldu bıçaktan
Ol nurdan için Yunus’u hıfzeyledi ol hut
Ol nur ile kahreyledi hem kavmini ol Lût
Ol hüsn-ü cemal, eyledi âlemleri hayran
Nerden onu bulmuş, acaba Yusuf-u Ken’an
Hikmet nedir, ol dertlere sabreyledi Eyyüb
Hem sırrı nedir, Yusuf için ağladı Yakub
Öldükçe dirildikçe neden duymadı bir his
Ol namlı nebi, şanlı şehit Hazret-i Cercis
Hasretle neden ağladılar Âdem ve Havva
Kimdendi bu yıllarca süren koskoca dava
Hem âh, neden terk edilip ravza-i cennet
Bir dâr-ı karar oldu neden âlem-i mihnet
Nur şehri olan Tûr’da o dem Hazret-i Musa
Esrar-ı kelâm hep çözülüp buldu tecella
Bir parça Zebur’dan okusa Hazret-i Davud
Başlardı hemen sanki büyük mahşer-i mev’ûd
Bilmem ki neden, hep işiten âh, diye inler
Bilmem ki neden, yel ve sular hep onu dinler
Mahluku bütün kendine râm etti Süleyman
Nerdendi bu kuvvet, ona kimdendi bu ferman
Yellerle uçan şanlı büyük taht-ı mukaddes
Esrar-ı ezelden o da duymuş yine bir ses
Ol hangi acib sır ki çıkar göklere İsa
Kimdir çekilen çarmıha, kimdir yine Yuda
Nur derdi için tahtını terk eyledi Edhem
Bir başkasının tahtı olur derdine merhem
Çok şahs-ı veli, nur ile hem etti kanaat
Çok şahs-ı denî, nur ile hem buldu keramet
Her hepsi de pervanesi, üftadesi nurun
Her hepsi muamma, gücü yetmez bu şuurun
Fillerle varıp Kâbe’ye hem Ebrehe zalim
İsterdi ki yapsın nice bin türlü mezalim
İsterdi ki o beyt yıkılıp şöhreti sönsün
Halk Kâbe’yi terk ederek kiliseye dönsün
İsterdi ki çeksin doğacak nura bir set
Hem doğmadan ölsün diye Mahbub-u Müebbed
Günlerce gidip Kâbe’ye hem yaklaşan ordu
Birdenbire bir tehlike sezmiş gibi durdu
Süratle gelip bir sürü kuş, semt-i bahirden
Taş harbine başlar pek acib hepsi birden
İndikçe havadan o muamma gibi taşlar
Cansız yıkılıp yerlere yatmış nice başlar
Şahıyla beraber kocaman orduyu Mevla
Olsun diye Mahbub’a nişan, eyledi mevta
Hem kavm-i Kureyş, söndürelim derken o nuru
Erkek ve kadın, cümlesinin kaçtı huzuru
Müşrik ve muvahhid, iki fırka olup urban
Yıllarca dökülmüş yine kan üstüne bir kan
Şakk etti kamer, Fahr-i Beşer, ol yüce Server
Her yerde ve her anda onun nuru muzaffer
Kur’an’dı kavli, nurdu yolu, ümmeti mutlu
Ümmet olanın kalbi bütün nur ile doldu
Çekmezdi keder, ol sözü cevher, özü kevser
Ol Sure-i Kevser, dedi a’dasına “ebter!”
Ol Şems-i Ezel’den kaçınan ol kuru başlar
Gayya-i cehennemde bütün yakmış ateşler
Bitmişti nefes, çıkmadı ses, bıktı da herkes
Ol nura varıp baş eğerek hem dediler pes
İdraki olan kafile ayrıldı Kureyş’ten
Feyz almak için doğmuş olan şanlı güneşten
Ol kevser-i Ahmed’den içip her biri tas tas
Olmuştu o gün sanki mücella birer elmas
Ol başlara taç, derde ilaç, mürşid-i âlem
Eylerdi nazar bunlara nuruyla demâdem
Bunlardı o a’dayı boğan bir alay arslan
Hak uğruna, nur uğruna olmuş çoğu kurban
Bunlardan o gün ehl-i nifak cümle kaçardı
Müşrik ise ol aklı anın kalmaz uçardı
Bunlardı o Peygamberin ashabı ve âli
Dünyada ve ukbada da hem şanları âlî
Tavsif ediyor bunları hep şöylece Kur’an:
Sulh vakti koyun, kavgada kükrek birer arslan
Hep yüzleri pâk, sözleri hak, yolları haktı
Merkepleri yeller gibi Düldül’dü, Burak’tı
Bir cezbe-i “Yâ Hay!” ile seller gibi aktı
A’daya varıp her biri şimşek gibi çaktı
Bunlardı o gün halka-i tevhidi kuranlar
Bunlardı o gün baltalayıp küfrü kıranlar
Bunlardı mübarek yüce cemiyet-i şûra
Bunlardı o nurdan dizilen halka-i kübra
Bunlardı alan Suriye, Irak, ülke-i Kisra
Bunlarla ziyadar o karanlık koca sahra
Bunlardı veren hasta, alîl gözlere bir fer
Bunlardı o tarihe geçen şanlı gazanfer
Her hepsi de bir zerre-i nuru o Habib’in
Her an görünür gözlere ondan nice yüz bin
Nur altına girmiş bulunan türlü cemaat
Hem buldu beka hem de bütün gördü adalet
Ecdad-ı izamın o büyük ruhları küskün
Zira ne küfürler okunur onlara her gün
Yağmıştı o gün âh ne kederler ne elemler
Âciz onu hep yazmaya, eller ve kalemler
Binlerce yetimin yıkılan kalbini sen yap
Affet yeter artık, o Habib aşkına yâ Rab!
Derken yeter artık, bizi affet güzel Allah
Sarsıldı cihan, öldü de bir gümgüme nâgâh
Buz parçası halinde bulut, bir yere düşmüş
Erkek ve kadın hepsi de ol semte üşüşmüş
Ol nurdan gelen Risalei’n-Nur
Hallak-ı Rahîm eyledi mahlukunu mesrur
Zulmet dağılıp başladı bir yepyeni gündüz
Bir neşe duyup sustu biraz ağlayan o göz
Bir dem bile düşmezken onun âhı dilinden
Kurtuldu, yazık dertli beşer derdin elinden
Ol taze güneş, ülkeye serptikçe ışıklar
Hep şâd olacak, şevk bulacak kalbi kırıklar
Her kalbe sürur, her göze nur doldu bu günden
Bir müjde verir sanki o bir şanlı düğünden
Arz eyleyelim ol yüce Allah’a şükürler
Kalkar bu kahr u cehl ve dalal, şirk ve küfürler
Ol nur-u hüda saldı ziya, kalbe safa hem
Gösterdi beka, göçtü fena, buldu vefa hem
Çıkmıştı şakî, geldi nakî, gördü adâvet
Eylerdi nefiy, oldu hafî nur-u hidayet
Allah’a şükür, kalkmada hep cümle karanlık
Allah’a şükür, dolmada hep kalbe ferahlık
Allah’a şükür, işte bugün perde açıldı
Âlemlere artık yine bir neşe saçıldı
Artık bu sönük canlara can üfledi canan
Artık bu gönül derdine ol eyledi derman
Bir fasl-ı bahar başladı illerde bu günden
Bir sohbet-i gül başladı dillerde bu günden
Benden bana ben gitmek için Risale-i Nur diye koştum
Nur derdine düştüm de denizler gibi coştum
Bir zerrecik olsun bulayım der de ararken
Düştüm yine derya gibi bir nura bugün ben
Verdim ona ben gönlümü baştan başa artık
Maşukum odur şimdi benim, ben ona âşık
Ol nur-u ezel hem kararan kalplere lâyık
Ol nurdan alır feyzini hem cümle halâyık
Kahreyledi ol zulmeti Risale-i Nur’a akanlar
Nur kahrına uğrar, ona hasmane bakanlar
Küfrün bütün alayı hücum etse de ey nur
Etmez seni dûr, kendi olur belki de makhur
Sensin yine hazır, yine sensin bize nâzır
Ey nur-u Rahîm, ey ebedî bir cilve-i kudret-i Fâtır
Bir neşe duyurdun imanla sırr-ı ezelden
Bir müjde getirdin bize ol namlı güzelden
Mademki içirdin bize ol âb-ı hayattan
Bir zerre kadar kalmadı havf şimdi memattan
Hasret yaşadık nuruna yıllarca bütün biz
Masum ve alîl, türlü bela çekti sebepsiz
Yıllarca akan, kan dolu gözyaşları dinsin
Zalim yere batsın, o zulüm bir yere sinsin
Yıllarca, asırlarca bu nurun yine yansın
Öksüz ve yetim, dul ve alîl hepsi de kansın
Ey nur gülü, nur çehreni öpsem dudağından
Kalp bahçesinin kalbine diksem budağından
Her dem kokarak hem o güzel rayihasından
Çıksam yine ben âlem-i fâni tasasından
Nur güllerin açsın, yine miskler gibi tütsün
Sinemde bu can bülbülü tevhid ile ötsün
Sensin bize bir neşe veren ol gül-ü hâlis
Sensin bize hem cümleden a’lâ, dahi muhlis
Ey Nur-u Risalet’ten gelen bir bürhan-ı Kur’an
Ey sırr-ı Furkan’dan çıkan hüccet-i iman
Sendin bize matlub, yine sendin bize mev’ûd
Sayende bugün herkes olur zinde ve mesud
Her an seni bekler ve sayıklardı bu dünya
Hak kendini gösterdi, bugün bitti o rüya
Bin üç yüz senedir toprağa dönmüş nice milyar
Mü’min ve muvahhid seni gözlerdi hep ey yâr
Her hepsi de senden yana söylerdi kelâmı
Her hepsi de her an sana eylerdi selâmı
Yüzlerce senet hem nice yüzlerce işaret
Eyler bu mukaddes koca davaya şehadet
En başta gelen şahid-i adl Hazret-i Kur’an
Göstermiş ayânen otuz üç yerde o bürhan
يَا مُد۟رِكًا nin kalbine gömmüş Esedullah
Çok sır ki bilenler oluyor hep sana âgâh
كُن۟ قَادِرِىَّ ال۟وَق۟تِ demiş ol Pîr-i Muazzam
Binlerce veli hem yine yapmış buna bin zam
Mu’cizdir o söz, haktır o öz, görmedi her göz
Artık bu muammaları gel sen bize bir çöz
Altıncı Söz’ün aldı bütün fiil ü sıfâtı
Verdim de arındım ona hem zat u hayatı
Müflis ve fakir bekliyordum şimdi kapında
Tevhide eriştir beni, gel varını sun da
Ben ben diye yazdımsa da sensin yine ol ben
Hiçten ne çıkar hem bana benlik yine senden
Nur aşkına, Hak aşkına, dost aşkına ey nur
Nurunla ve sırrınla bugün kıl bizi mesrur
Ey nur-u Ezel’den gelen nur-u Muhammed (asm)
Ey sırr-ı imandan gelen nur-u müebbed
Binlerce yetimin duyulan âhını bir kes
Sarsar o büyük arşı da vallah bu çıkan ses
Vallah cemilsin, yeter artık bu celalin
Göster bize ey nur-u Muhammed, bir kere cemalin
Emmare olan nefsimizin emrine uyduk
Mahbubuna uyduk, hepimiz ümmeti olduk
Ver bizlere sen nur ile îkan, yine ey nur-u Kur’an
Saç nurunu hem feyzini her an, yine ey nur-u iman
Hep isteğimiz aşk ile iman, yine ey nur-u İlahî
Rahm et, bizi gark etmeye tufan, yine ey nur-u Rahmanî
Her yerde okunsun da bu Kur’an, yine ey nur-u Sübhanî
Ağlatma yeter, et bizi handan, yine ey nur-u Rabbanî
Sen nur-u Bedî’, nur-u Rahîm’sin bize lütfet
Ol ravza-i pâk-i Ahmed’i (asm) göster bize himmet et
Artık olalım hep ona kurban, yine ey nur-u Samedanî
Tâ haşre kadar cennet-i canan, yine ey nur-u imanî
İslâm’a zafer ver, bizi kurtar, bizi güldür
A’damızı et hâk ile yeksan, yine ey nur-u Furkanî
Her belde-i İslâm ile olsun bu yeşil yurt
Ol Fahr-i Cihan, Âl-i Abâ hakkı için yâ Rab
Hıfzet bizi âfat u beladan, yâ Nure’l-Envar, bihakkı ismike’n-Nur! Âciz, bîçare talebeniz
Hasan Feyzi
(rahmetullahi aleyh)