Emirdağ Lahikası 2. Kitap 130. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark

    Risale-i Nur Tercümeleri sitesinden
    ("'''Medar-ı ibret ve hayret ve şükrandır ki:''' Yirmi dokuz senedir, elli seneden beri benimle muarız gizli düşman komiteler bütün desiseleriyle aleyhimde adliyeyi, hükûmeti sevk etmeye çalışırken ve her desiseye baş vururken yüz otuz kitabımı, binler mektuplarımı tetkik ve taharri için adliyenin nazarını celbetmiş. O adliyeler beşi kat’î beraet ve umum kitapları suç yok diye iadeye karar vermeleri ve geçen Malatya Hâdise..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
     
    Değişiklik özeti yok
    1. satır: 1. satır:
    <languages/>
    <translate>
    '''Medar-ı ibret ve hayret ve şükrandır ki:'''
    '''Medar-ı ibret ve hayret ve şükrandır ki:'''


    11. satır: 13. satır:
    '''Said Nursî'''
    '''Said Nursî'''


    <nowiki>*</nowiki> * *
    ------
    <center> [[Emirdağ Lahikası 2. Kitap 129. Mektup]] ⇐ | [[Emirdağ Lahikası]] | ⇒ [[Emirdağ Lahikası 2. Kitap 131. Mektup]] </center>
    ------
     
    </translate>

    08.22, 1 Aralık 2023 tarihindeki hâli

    Diğer diller:
    • Türkçe

    Medar-ı ibret ve hayret ve şükrandır ki:

    Yirmi dokuz senedir, elli seneden beri benimle muarız gizli düşman komiteler bütün desiseleriyle aleyhimde adliyeyi, hükûmeti sevk etmeye çalışırken ve her desiseye baş vururken yüz otuz kitabımı, binler mektuplarımı tetkik ve taharri için adliyenin nazarını celbetmiş. O adliyeler beşi kat’î beraet ve umum kitapları suç yok diye iadeye karar vermeleri ve geçen Malatya Hâdisesi münasebetiyle yine gizli düşmanlarımız hükûmetin ve adliyenin nazar-ı dikkatini bizlere çevirmeye çalıştıkları halde, yirmi üç mahkeme demişler ki: “Suç bulamıyoruz.” (Hâşiye[1]).

    Acaba benim gibi dünya ehli ile münasebeti pek az ve Risale-i Nur gibi hakikati hiçbir şeye feda etmeyen, yüz otuz kitabında bu kadar aleyhimizde bahane arayanlar varken hiçbir suç bulunmaması ve yalnız Eskişehir’in bir tek mesele olan tesettürden başka o da cevap verildikten sonra kanaat-i vicdaniyeye çevrilmesi; halbuki Nur talebeleri gibi takvaya taraftar olanlardan bir tek adamın on mektubunda on günde onu mes’ul edecek bazı maddeler bulunur. Bu kadar hadsiz bir derecede kesretli bir şeyde medar-ı mes’uliyet adliyeler gösterememesi iki şeyden hâlî değil:

    Ya kat’iyen bir inayet ve hıfz-ı İlahiyedir ki bu cihette merhametini, rahîmiyetini Nur talebeleri, Kur’an hizmetkârları hakkında gösteriyor ki bize temas eden bütün adliyeleri böyle hârika bir adalete ve hiçbir cihette haksızlık yapmamaya ve böyle aleyhimizde binler esbab varken o hakikat-i kudsiye-i Kur’aniyenin bir hizmetine yardım etmişler. Biz de bütün ruh u canımızla onlara teşekkür ederiz.

    Eski zaman adliyelerinin önünde padişahlar, fukaralarla diz çöküp muhakeme olması ve Hazret-i Ömer (ra) adaleti zamanında âdi bir Hristiyanla; Hazret-i Ali (ra) âdi bir Yahudi ile muhakeme olması ile gösterilen, adliyedeki haktan başka hiçbir şeye âlet olmadığını gösteren adliyelik adaletinin bu sırr-ı azîmine bizimle alâkadar olan bu adliyeler –bize temas eden cihette– mazhar olmuşlar. Onun içindir ki yirmi sekiz senedir bu kadar işkenceler, hapisler, tazyikatlar gördüğüm halde, hiçbir adliye adamlarına, bu sırr-ı azîme binaen değil küsmek ve beddua, bilakis kalben bir minnettarlık, bir nevi teşekkür, bir tebrik var.

    Said Nursî


    Emirdağ Lahikası 2. Kitap 129. Mektup ⇐ | Emirdağ Lahikası | ⇒ Emirdağ Lahikası 2. Kitap 131. Mektup

    1. Hâşiye: Denizli’de bütün Risale-i Nur eczaları iade edilmesi ve İstanbul’da ve Ankara’da ele geçen bütün risaleleri iade etmeleri ve Tarsus-Mersin’de ellerine geçen umum risaleleri iade etmeleri ve dört ay Ankara bütün risaleleri tetkik ile iadesine ve beraetine karar vermeleri ve o beraet ve iadeyi Temyiz dört defa tasdik etmesi ve en ziyade uğraşan Afyon, dört sene sonra iki defa beraet ve iadesine karar vermesi gösteriyor ki adliyeler tamamıyla hakiki adaletle iş görmüşler ki yeni şeylerin ehemmiyeti kalmıyor.