Kastamonu Lahikası 159. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark
Değişiklik özeti yok |
Değişiklik özeti yok |
||
1. satır: | 1. satır: | ||
<languages/> | |||
<translate> | |||
'''Aziz, sıddık, mübarek kardeşlerim!''' | '''Aziz, sıddık, mübarek kardeşlerim!''' | ||
12. satır: | 14. satır: | ||
<center> [[Kastamonu Lahikası 158. Mektup]] ⇐ | [[Kastamonu Lahikası]] | ⇒ [[Kastamonu Lahikası 160. Mektup]] </center> | <center> [[Kastamonu Lahikası 158. Mektup]] ⇐ | [[Kastamonu Lahikası]] | ⇒ [[Kastamonu Lahikası 160. Mektup]] </center> | ||
------ | ------ | ||
</translate> |
22.21, 24 Kasım 2023 tarihindeki hâli
Aziz, sıddık, mübarek kardeşlerim!
Bu mübarek eyyam ve leyali-i şerifede mübarek dualarınıza daha ziyade ihtiyacımı göstermek için bundan evvelki mektupta, titiz atın yüzünden gelen musibet gerçi ondan dokuzu nimete inkılab etti. Ondan birisi, eskiden beri bende bulunan kulunç illetine ve romatizma hastalığına iltihak edip beni yatağa düşürdü. Fakat merak etmeyiniz, ben kalkıyorum, geziyorum. Kat’iyen –bugün gönderdiğiniz risaleleri tashih ederken– kanaatim geldi ki o musibetin bâki kalan ondan birisi, on derece bir nimet hükmünde oldu. Ve on adetten ziyade faydalarından bir faydası şudur ki:
Ben tashihatta gerçi usanmıyordum fakat her tashihte yine ders alıp istifade etmek bir âdetimdi. Bazı çok zevk alıyordum. Bu mevsimde dağlarda, bağlardaki güzel sanat-ı İlahiyeyi temaşa zevki, o tashihteki zevkime galebe ediyordu. Bu yeni musibetteki mütemadiyen kendini ihsas eden hastalık, kemal-i zevk ve şevkle Hazret-i Eyyüb aleyhisselâmın Lem’ası’yla, Hastalık Lem’ası’nı her nüshada yeniden görüyorum gibi okuyup tashih ediyorum. Kat’iyen şüphem kalmadı ki o zahmetli hastalık, o lezzetli, rahmetli vazife-i nuriye için verilmiş. Gerçi harekâtımda, namaz ve abdestte sıkıntı veriyor fakat hastalıkla ubudiyet muzaaf sevabı olduğu gibi bu tashihat-ı nuriyedeki zevk, o sıkıntıları hiçe indirdi.
اَل۟حَم۟دُ لِلّٰهِ عَلٰى كُلِّ حَالٍ سِوَى ال۟كُف۟رِ وَ الضَّلَالِ
Sâniyen: Sizin nüshalarınızda bazen bir yanlış, birkaç nüshada aynen bulunur. Demek mana iyi anlaşılmamış, öyle kalmış. Mesela, İktisat’ın âhirlerinde Hüsrev’in hâşiyesinde beşinci satırında: “Ulema ise masraflarından mallarının kıymetini bilmedikleri” cümlesi yanlıştır. Sahihi ise “Ulema ise marifetlerinden mallarının kıymetini bildikleri için.” Hem bu satırın arkasındaki “arkasında” kelimesi yanlış, sahihi “arasında”dır.