Emirdağ Lahikası 1. Kitap 19. Mektup: Revizyonlar arasındaki fark
("'''Aziz, sıddık kardeşlerim!''' '''Sual:''' “Tevafukla bu keramet nasıl kat’î sabit oluyor?” diye kardeşlerimizden birisinin sualine küçük cevaptır. '''Elcevap:''' Bir şeyde tevafuk olsa küçük bir emare olur ki onda bir kasd var, bir irade var, rastgele bir tesadüf değil. Ve bilhassa tevafuk birkaç cihette olsa o emare tam kuvvetleşir. Ve bilhassa yüz ihtimal içinde iki şeye mahsus ve o iki şey birbiriyle tam münasebettar o..." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu) |
Değişiklik özeti yok |
||
1. satır: | 1. satır: | ||
<languages/> | |||
<translate> | |||
'''Aziz, sıddık kardeşlerim!''' | '''Aziz, sıddık kardeşlerim!''' | ||
9. satır: | 11. satır: | ||
Demek hakikat-i mi’rac, bir mu’cize-i Ahmediye (asm) ve keramet-i kübrası olduğu ve mi’rac merdiveni ile göklere çıkması ile Zat-ı Ahmediye’nin (asm) semavat ehline ehemmiyetini ve kıymetini gösterdiği gibi; bu seneki Mi’rac da zemine ve bu memleket ahalisine kâinatça hürmetini ve kıymetini gösterip bir keramet gösterdi. | Demek hakikat-i mi’rac, bir mu’cize-i Ahmediye (asm) ve keramet-i kübrası olduğu ve mi’rac merdiveni ile göklere çıkması ile Zat-ı Ahmediye’nin (asm) semavat ehline ehemmiyetini ve kıymetini gösterdiği gibi; bu seneki Mi’rac da zemine ve bu memleket ahalisine kâinatça hürmetini ve kıymetini gösterip bir keramet gösterdi. | ||
< | ------ | ||
<center> [[Emirdağ Lahikası 1. Kitap 18. Mektup]] ⇐ | [[Emirdağ Lahikası]] | ⇒ [[Emirdağ Lahikası 1. Kitap 20. Mektup]] </center> | |||
------ | |||
</translate> |
08.00, 25 Kasım 2023 tarihindeki hâli
Aziz, sıddık kardeşlerim!
Sual: “Tevafukla bu keramet nasıl kat’î sabit oluyor?” diye kardeşlerimizden birisinin sualine küçük cevaptır.
Elcevap: Bir şeyde tevafuk olsa küçük bir emare olur ki onda bir kasd var, bir irade var, rastgele bir tesadüf değil. Ve bilhassa tevafuk birkaç cihette olsa o emare tam kuvvetleşir. Ve bilhassa yüz ihtimal içinde iki şeye mahsus ve o iki şey birbiriyle tam münasebettar olsa o tevafuktan gelen işaret, sarîh bir delâlet hükmüne geçer ki bir kasd ve irade ile ve bir maksat için o tevafuk olmuş, tesadüfün ihtimali yok.
İşte bu mesele-i mi’raciye de aynen böyle oldu. Doksan dokuz gün içinde yalnız Leyle-i Regaib ve Leyle-i Mi’raca yağmur rahmetinin tevafuku ve o iki gece ve güne mahsus olması, daha evvel ve daha sonra olmaması ve ihtiyac-ı şedidin tam vaktine muvafakatı ve Mi’raciye Risalesi’nin burada çoklar tarafından şevk ile kıraat ve kitabet ve neşrine rast gelmesi ve o iki mübarek gecenin birbiriyle birkaç cihette tevafuk etmesi ve mevsimi olmadığı için acib gürültülerle, söylenmeyecek maddî manevî zemin gürültüleriyle feryatlarına tehditkârane ve tesellidarane tevafuk etmesi ve ehl-i imanın meyusiyetinden teselli aramalarına ve dalaletin savletinden gelen vesvese ve zafiyetine karşı kuvve-i maneviyenin takviyesini istemelerine tam tevafuku, bu geceler gibi şeair-i İslâmiyeye karşı hürmetsizlik edenlerin hatalarına bir tekdir olarak, kâinat bu gecelere hürmet eder “Neden siz etmiyorsunuz?” diye manasında, kesretli rahmetle şeair-i İslâmiyeye karşı, hattâ semavat ve feza-yı âlem hürmetlerini göstermekle tevafuk etmesi, zerre miktar insafı olan bilir ki bu işte hususi bir kasd ve irade ve ehl-i imana hususi bir inayet ve merhamettir, hiçbir cihetle tesadüf ihtimali olamaz.
Demek hakikat-i mi’rac, bir mu’cize-i Ahmediye (asm) ve keramet-i kübrası olduğu ve mi’rac merdiveni ile göklere çıkması ile Zat-ı Ahmediye’nin (asm) semavat ehline ehemmiyetini ve kıymetini gösterdiği gibi; bu seneki Mi’rac da zemine ve bu memleket ahalisine kâinatça hürmetini ve kıymetini gösterip bir keramet gösterdi.