82.619
düzenleme
Değişiklik özeti yok |
Değişiklik özeti yok Etiketler: Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği |
||
15. satır: | 15. satır: | ||
Y vio la celebración de exenciones del servicio generales junto con saludos y agradecimientos en todo el país y escuchaba el sonido del tambor y la campana para reclutar las tropas con alegría además de invocaciones proclamando la grandeza de Allah (diciendo: Allah es más Grande) y declarando Su unicidad (diciendo: No hay dios sino Allah). | Y vio la celebración de exenciones del servicio generales junto con saludos y agradecimientos en todo el país y escuchaba el sonido del tambor y la campana para reclutar las tropas con alegría además de invocaciones proclamando la grandeza de Allah (diciendo: Allah es más Grande) y declarando Su unicidad (diciendo: No hay dios sino Allah). | ||
Y este feliz se alegraba y se regocijaba por su alegría personal y la alegría de la gente en general, en lugar del lamento del infeliz primero por el sufrimiento de su persona y los sufrimientos de toda la gente, y obtenía un buen negocio y agradecía a Allah, sea ensalzado, luego volvía y se encontraba con el otro hombre y entendía su estado y le decía: ¡Oh Fulano! Te has vuelto loco y necesariamente las cosas feas que hay en tu interior se han reflejado en tu exterior y has imaginado que la risa era llanto y que la licencia era rapiña y usurpación. | |||
Diğer adam ise mü’mindir; Cenab-ı Hâlık’ı tanır, tasdik eder. Onun nazarında şu dünya, bir zikirhane-i Rahman, bir talimgâh-ı beşer ve hayvan ve bir meydan-ı imtihan-ı ins ü cândır. Bütün vefiyat-ı hayvaniye ve insaniye ise terhisattır. Vazife-i hayatını bitirenler, bu dâr-ı fâniden, manen mesrurane, dağdağasız diğer bir âleme giderler. Tâ yeni vazifedarlara yer açılsın, gelip çalışsınlar. Bütün tevellüdat-ı hayvaniye ve insaniye ise ahz-ı askere, silah altına, vazife başına gelmektir. Bütün zîhayat, birer muvazzaf mesrur asker, birer müstakim memnun memurlardır. Bütün sadâlar ise ya vazife başlamasındaki zikir ve tesbih ve paydostan gelen şükür ve tefrih veya işlemek neşesinden neş’et eden nağamattır. Bütün mevcudat, o mü’minin nazarında, Seyyid-i Kerîm’inin ve Mâlik-i Rahîm’inin birer munis hizmetkârı, birer dost memuru, birer şirin kitabıdır. Daha bunun gibi pek çok latîf, ulvi ve leziz, tatlı hakikatler, imanından tecelli eder, tezahür eder. | Diğer adam ise mü’mindir; Cenab-ı Hâlık’ı tanır, tasdik eder. Onun nazarında şu dünya, bir zikirhane-i Rahman, bir talimgâh-ı beşer ve hayvan ve bir meydan-ı imtihan-ı ins ü cândır. Bütün vefiyat-ı hayvaniye ve insaniye ise terhisattır. Vazife-i hayatını bitirenler, bu dâr-ı fâniden, manen mesrurane, dağdağasız diğer bir âleme giderler. Tâ yeni vazifedarlara yer açılsın, gelip çalışsınlar. Bütün tevellüdat-ı hayvaniye ve insaniye ise ahz-ı askere, silah altına, vazife başına gelmektir. Bütün zîhayat, birer muvazzaf mesrur asker, birer müstakim memnun memurlardır. Bütün sadâlar ise ya vazife başlamasındaki zikir ve tesbih ve paydostan gelen şükür ve tefrih veya işlemek neşesinden neş’et eden nağamattır. Bütün mevcudat, o mü’minin nazarında, Seyyid-i Kerîm’inin ve Mâlik-i Rahîm’inin birer munis hizmetkârı, birer dost memuru, birer şirin kitabıdır. Daha bunun gibi pek çok latîf, ulvi ve leziz, tatlı hakikatler, imanından tecelli eder, tezahür eder. |
düzenleme