İçeriğe atla

Yirmi Beşinci Lem'a/en: Revizyonlar arasındaki fark

"An indication that your life is lengthened through illness is the following much repeated proverb: “The times of calamit y are long, the times of happiness, most brief.”" içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu
("Note carefully, what makes you exclaim “Praise and thanks be to God!” is thinking of the pains and calamities that have befallen you; they induce a sort of pleasure so that your heart offers thanks, for the passing of pain is a pleasure. With the passing of pains and calamities, a legacy of pleasure is left in the spirit, which on being aroused by thinking, pours forth from the spirit in thanks." içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
("An indication that your life is lengthened through illness is the following much repeated proverb: “The times of calamit y are long, the times of happiness, most brief.”" içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
91. satır: 91. satır:
==SEVENTH REMEDY==
==SEVENTH REMEDY==


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
O sick person who has lost the pleasures of health! Your illness does not spoil the pleasure  of divine bounties, on the contrary, it causes them to be experienced and increases them. For if something is continuous, it loses its effect. The people of reality even say that “Things are known through their opposites.” For example, if there were no darkness, light would not be known and would produce no pleasure. If there were no cold, heat could not be comprehended. If there were no  hunger, food would afford no pleasure. If there were no thirst of the stomach, there would be no pleasure in drinking water. If there were no sickness, no pleasure would be had from good health.
Ey sıhhatinin lezzetini kaybeden hasta! Senin hastalığın sıhhatteki nimet-i İlahiyenin lezzetini kaçırmıyor bilakis tattırıyor, ziyadeleştiriyor. Çünkü bir şey devam etse tesirini kaybeder. Hattâ ehl-i hakikat müttefikan diyorlar ki: اِنَّمَا ال۟اَش۟يَاءُ تُع۟رَفُ بِاَض۟دَادِهَا yani “Her şey zıddıyla bilinir.” Mesela, karanlık olmazsa ışık bilinmez, lezzetsiz kalır. Soğuk olmazsa hararet anlaşılmaz, zevksiz kalır. Açlık olmazsa yemek lezzet vermez. Mide harareti olmazsa su içmesi zevk vermez. İllet olmazsa âfiyet zevksizdir. Maraz olmazsa sıhhat lezzetsizdir.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
The  All-Wise  Creator’s  decking  out  man  with  truly numerous  members  and faculties, to the extent that he may experience and recognize the innumerable varieties of bounties in the universe, shows that He wants to make him aware of every sort of His bounty and to acquaint him with them and to impel him to offer constant thanks. Since this is so, He will give illness, sickness, and suffering, the same as He bestows good health and well-being.
Madem Fâtır-ı Hakîm insana her çeşit ihsanını ihsas etmek ve her bir nevi nimetini tattırmak ve insanı daima şükre sevk etmek istediğini, şu kâinatta çeşit çeşit hadsiz enva-ı nimeti tadacak tanıyacak derecede gayet çok cihazat ile insanı teçhiz etmesi gösteriyor ki elbette sıhhat ve âfiyeti verdiği gibi; hastalıkları, illetleri, dertleri de verecektir.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
I ask you: If you had not suffered this illness in your head or in your hand or stomach, would you have perceived the pleasurable and enjoyable divine bounty of the good health of your head, hand or stomach, and offered thanks? For sure, you would not have even thought of it, let alone offering thanks for it! You would have unconsciously spent that good health on heedlessness, and perhaps even on dissipation.
Senden soruyorum: “Bu hastalık senin başında veya elinde veya midende olmasaydı sen; başın, elin, midenin sıhhatindeki lezzetli, zevkli nimet-i İlahiyeyi hissedip şükreder miydin? Elbette şükür değil belki düşünmeyecektin; şuursuz, o sıhhati gaflete belki sefahete sarf ederdin.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
<span id="Sekizinci_Deva"></span>
== Sekizinci Deva ==
==EIGHTH REMEDY==
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
O sick person who thinks of the hereafter! Sickness washes away the dirt of sins like soap, and cleanses. It is established in a sound Hadith that illnesses are atonement for sins. And in another Hadith, it says: “As ripe fruits fall on their tree being shaken, so the sins of a believer fall away on his shaking with illness.”(*<ref>*Bukhari, Marda, 1, 2, 13, 16; Muslim, Birr, 45; Darimi, Riqaq, 57; Musnad, i, 371, 441; ii, 303,335; iii, 4, 18, 38, 48, 61, 81.</ref>)
Ey âhiretini düşünen hasta! '''Hastalık, sabun gibi günahların kirlerini yıkar, temizler.''' Hastalıklar, keffaretü’z-zünub olduğu hadîs-i sahih ile sabittir. Hem hadîste vardır ki: “Ermiş ağacı silkmekle nasıl meyveleri düşer, imanlı bir hastanın titremesi de öyle günahları silker.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
Sins are the chronic illnesses of eternal life, and in this worldly life they are sicknesses of the heart, conscience, and spirit. If you are patient and do not complain, you will be saved through this temporary  sickness from numerous perpetual sicknesses.
'''Günahlar, hayat-ı ebediyede daimî hastalıklardır.''' Bu hayat-ı dünyevîde dahi kalp, vicdan, ruh için manevî hastalıklardır. Sen eğer sabredip şekva etmezsen şu muvakkat bir hastalık ile daimî pek çok hastalıklardan kurtuluyorsun.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
If you do not think of your sins, or do not know the hereafter, or do not recognize God, you suffer from an illness so fearsome it is a million times worse than your present minor  illnesses.
Eğer günahları düşünmüyorsan yahut âhireti bilmiyorsan veya Allah’ı tanımıyorsan sende öyle dehşetli bir hastalık var ki milyon defa sendeki bu küçük hastalıktan daha büyüktür. Ondan feryat et.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
Cry  out at that, for all the beings  in the world  are connected  with  your  heart,  spirit, and  soul. Those  connections  are  continuously severed by death and separation, opening up innumerable wounds. Particularly since you do not know the hereafter and imagine death to  be eternal non-existence, as though lacerated and bruised, your being suffers illness to the extent of the world.
Çünkü bütün dünyanın mevcudatıyla kalbin, ruhun ve nefsin alâkadardır. Mütemadiyen firak ve zeval ile o alâkalar kesilip sende hadsiz yaralar açılır. Bâhusus âhireti bilmediğin için ölümü idam-ı ebedî tahayyül ettiğinden –âdeta– güya yara bere içinde, dünya kadar hastalıklı bir vücudun var.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
Thus, the first thing you have to do is to search for the cure of belief, which is the certain healing remedy for the innumerable illnesses afflicting that infinitely wounded and sick, extensive immaterial being of yours; you have to correct your beliefs. The shortest way of finding such a cure is to recognize the power and mercy of the All- Powerful One of Glory by means of the window of your weakness and impotence shown you behind the curtain of heedlessness, rent by your physical illness.
İşte en evvel hadsiz yaralı ve hastalıklı bu büyük manevî vücudun hadsiz hastalıklarına kat’î ilaç ve kat’î şifa verici bir tiryak olan iman ilacını aramak ve itikadını düzeltmek gerektir ki o ilacı bulmakta en kısa yol, bu maddî hastalığın yırttığı gaflet perdesinin altında sana gösterdiği aczin ve zaafın penceresiyle, bir Kadîr-i Zülcelal’in kudretini ve rahmetini tanımaktır.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
Yes, one who does not recognize God is afflicted by a world-full of tribulations. While the world of one  who does recognize Him is full of light and spiritual happiness; he perceives these in accordance with the strength of his belief. The suffering resulting from insignificant physical illnesses is dissolved by the immaterial joy, healing, and pleasure that arise from belief; the suffering melts away.
'''Evet Allah’ı tanımayanın, dünya dolusu bela başında vardır. Allah’ı tanıyanın dünyası nurla ve manevî sürurla doludur.''' Derecesine göre iman kuvvetiyle hisseder. Bu imandan gelen manevî sürur ve şifa ve lezzet altında, cüz’î maddî hastalıkların elemi erir, ezilir.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
<span id="Dokuzuncu_Deva"></span>
== Dokuzuncu Deva ==
==NINTH REMEDY==
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
O sick person who recognizes his Creator! Illness gives rise to pain, fear, and anxiety because it sometimes leads to death. Since superficially and to the heedless death is terrifying, illnesses which may lead to it cause fear and apprehension.
Ey Hâlık’ını tanıyan hasta! Hastalıklardaki elem ve tevahhuş ve korkmak ise hastalık bazen ölüme vesile olduğu cihetindendir. Ölüm, nazar-ı gaflet ve zâhirî cihetinde dehşetli olduğundan ona vesile olabilen hastalıklar korkutuyor, telaş veriyor.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
So know firstly and believe firmly that the appointed hour is determined and does not change. Those weeping beside the grievously sick and those in perfect health have died, while the grievously sick have been cured and lived.
Evvela: Bil ve kat’î iman et ki: “Ecel mukadderdir, tagayyür etmez.” Çok ağır hastaların başında ağlayanlar ve sıhhatleri yerinde olanlar ölmüşler, o ağır hastalar şifa bulup yaşamışlar.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">