İçeriğe atla

On İkinci Lem'a/en: Revizyonlar arasındaki fark

"For this reason, the earth having seven(*<ref>*The seven repetitions of the word seven here makes a fine ‘coincidence’ (T. tevâfuk; Ar. tawafuq).</ref>) climes," içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu
("The Twelfth Flash" içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
("For this reason, the earth having seven(*<ref>*The seven repetitions of the word seven here makes a fine ‘coincidence’ (T. tevâfuk; Ar. tawafuq).</ref>) climes," içeriğiyle yeni sayfa oluşturdu)
69. satır: 69. satır:
The apparent meaning of the verse is, God is He Who created seven heavens and of the earth what is similar... [to the end of the verse]:(65:12) “He created the earth like the seven heavens, and made it a dwelling place for His creatures.” It does not say: I created it in seven levels. Its being similar is in regard to createdness and being the habitation of creatures.
The apparent meaning of the verse is, God is He Who created seven heavens and of the earth what is similar... [to the end of the verse]:(65:12) “He created the earth like the seven heavens, and made it a dwelling place for His creatures.” It does not say: I created it in seven levels. Its being similar is in regard to createdness and being the habitation of creatures.


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
<span id="İkincisi:"></span>
==== İkincisi: ====
====The Second:====
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
The globe of the earth is certainly very small in relation to the heavens, but as the exhibition, display, gathering place and centre of countless divine artefacts, as  the  heart  and  immaterial  centre  of  the  vast,  endless  heavens,  it  is equivalent to them, like  the  heart may be seen as equivalent to the body.
Küre-i arz her ne kadar semavata nisbeten çok küçüktür fakat hadsiz masnuat-ı İlahiyenin meşheri, mazharı, mahşeri, merkezi hükmünde olduğundan kalp, cesede mukabil geldiği gibi küre-i arz dahi koca hadsiz semavata karşı bir kalp ve manevî bir merkez hükmünde olarak mukabil gelir. Onun için:
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
For this reason, the earth having seven(*<ref>*The seven repetitions of the word seven here makes a fine ‘coincidence’ (T. tevâfuk; Ar. tawafuq).</ref>) climes,
Zeminin küçük mikyasta eskiden beri yedi '''(*<ref>(*) Seb’a ile beraber yedi kelimesi yedi kere tevafuku pek güzel düşmüş.</ref>)''' iklimi
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
as was supposed from early times; also the well-known seven continents,
hem Avrupa, Afrika, Okyanusya, iki Asya, iki Amerika namlarıyla maruf yedi kıtası
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
Europe, Africa, Oceania, the two Asias, and the two America’s; also together with the seas, the East, West, North, and South, the well- known seven regions of this face and on the face of the New World;
hem denizle beraber şark, garp, şimal, cenup, bu yüzdeki ve Yeni Dünya yüzündeki malûm yedi kıtası
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
also the various, contiguous seven levels from the centre to the outer crust, which have been established by science;
hem merkezinden tâ kışr-ı zâhirîye kadar hikmeten, fennen sabit olan muttasıl ve mütenevvi yedi tabakası
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
and the famous seven universal elements called the seven levels, which comprise the seventy simple elements that are the means of perpetuating animate creatures’ lives;
hem zîhayat için medar-ı hayat olmuş yetmiş basit ve cüz’î unsurları tazammun edip ve “yedi kat” tabir edilen meşhur yedi nevi küllî unsuru
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
also the four elements of water, air, fire, and earth, together with the animal, vegetable, and mineral kingdoms, making seven levels and realms;
hem dört unsur denilen su, hava, nâr, toprak (türab) ile beraber “mevalid-i selâse” denilen maadin, nebatat ve hayvanatın yedi tabakaları ve yedi kat âlemleri
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
also the seven realms of the earth verified by those who uncover the  secrets of creation and the people of  witnessing, who are very numerous, their testimony that they are the worlds and habitations of jinns, demons, and other various sentient and living  creatures;
hem cin ve ifrit ve sair muhtelif zîşuur ve zîhayat mahlukların âlemleri ve meskenleri olduğu, çok kesretli ehl-i keşif ve ashab-ı şuhudun şehadetiyle sabit yedi kat arzın âlemleri
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
also the seven levels indicating that seven further  globes exist resembling our globe, and that they are the dwelling places of living creatures – from these indications it has been understood from verses of the Qur’an that the earth too has seven levels.
hem küre-i arzımıza benzeyen yedi küre-i uhra dahi bulunmasına, zîhayata makarr ve mesken olmasına işareten yedi tabaka yani yedi küre-i arziye bulunmasına işareten küre-i arz dahi yedi tabaka âyât-ı Kur’aniyeden fehmedilmiştir.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
It thus becomes clear that the earth has seven sorts of levels that exist in seven ways. The eighth, which is the final meaning, is important from another point of view; it is not included in the seven.
İşte yedi nevi ile yedi tarzda, arzın yedi tabakası mevcud olduğu tahakkuk ediyor. Sekizincisi olan âhirki mana, başka nokta-i nazarda ehemmiyetlidir; o yedide dâhil değildir.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
<span id="Üçüncüsü:"></span>
==== Üçüncüsü: ====
====The Third:====
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
Since the Absolutely Wise One wastes nothing and creates nothing  in  vain;  and  since  creatures  exist  for  conscious  beings  and  find  their perfection by means of conscious beings and rejoice through them and are saved from futility by means of  them; and since observedly the Absolutely Wise One, the All- Powerful One of Glory, fills the element of air, and world of water, and layer of earth with innumerable living beings; and since just as air and water are not an obstacle to the movement of animals, so dense matter like earth and stone do not form obstacles to the passage of matter like electricity and  X-rays;
Madem Hakîm-i Mutlak israf etmiyor, abes şeyleri yaratmıyor. Ve madem mahlukatın vücudları, zîşuur içindir ve zîşuurla kemalini bulur ve zîşuurla şenlenir ve zîşuurla abesiyetten kurtulur. Ve madem bilmüşahede o Hakîm-i Mutlak, o Kadîr-i Zülcelal, hava unsurunu, su âlemini, toprak tabakasını hadsiz zîhayatlarla şenlendiriyor. Ve madem hava ve su, hayvanatın cevelanına mani olmadığı gibi toprak, taş gibi kesif maddeler, elektrik ve röntgen gibi maddelerin seyrine mani olmuyorlar.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
for sure the All-Wise One of Glory, the Undying Maker, will not leave empty and uninhabited the broad spaces and worlds and caves and seven contiguous layers from the  centre of our globe to the outer crust, which is our habitation and centre. He has certainly populated them and created and settled there conscious beings appropriate to those worlds. Since those sentient creatures must be angels and spirit beings of a sort, the densest and hardest layer even will be to them as the sea is to fish and the air is to birds. The awesome heat at the centre of the earth even must be for those conscious creatures like the sun’s heat is for us. Created from light, for those sentient spirit beings fire is like light.
Elbette o Hakîm-i Zülkemal, o Sâni’-i Bîzeval, küre-i arzımızın merkezinden tut tâ meskenimiz ve merkezimiz olan bu kışr-ı zâhirîye kadar birbirine muttasıl yedi küllî tabakayı ve geniş meydanlarını ve âlemlerini ve mağaralarını boş ve hâlî bırakmaz. Elbette onları şenlendirmiş. O âlemlerin şenlenmesine münasip ve muvafık zîşuur mahlukları halk edip orada iskân etmiştir. O zîşuur mahluklar, mademki melâike ecnasından ve ruhanî envalarından olmak lâzım gelir. Elbette en kesif ve en sert tabaka, onlara nisbeten, balığa nisbeten deniz ve kuşa nisbeten hava gibidir. Hattâ zeminin merkezindeki müthiş ateş dahi o zîşuur mahluklara nisbeti, bizlere nisbeten güneşin harareti gibi olmak iktiza eder. O zîşuur ruhanîler nurdan oldukları için nâr onlara nur gibi olur.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
<span id="Dördüncüsü:"></span>
==== Dördüncüsü: ====
====The Fourth:====
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
Mentioned in the Eighteenth Letter is a comparison about the depictions made by the people of illumination of the strange wonders of the earth’s levels, which are outside the bounds of reason. A summary is this: In the Manifest Realm the globe is a seed, while in the World of Similitudes and Intermediate Realm it is so vast as to be equal to the heavens. If the people of illumination have seen a level of the earth particular to demons which has a breadth of a thousand years, it is not in the seed of the earth that pertains to the Manifest  World; but is a manifestation of its branches and levels in the World of Similitudes.
On Sekizinci Mektup’ta tabakat-ı arzın acayibine dair ehl-i keşfin tavr-ı akıl haricinde beyan ettikleri tasvirata dair bir temsil zikredilmiştir. Hülâsası şudur ki: Küre-i arz, âlem-i şehadette bir çekirdektir; âlem-i misaliye ve berzahiyede bir büyük ağaç gibi semavata omuz omuza vuracak bir azamettedir. Ehl-i keşfin küre-i arzda ifritlere mahsus tabakasını bin senelik bir mesafe görmeleri, âlem-i şehadete ait küre-i arzın çekirdeğinde değil belki âlem-i misalîdeki dallarının ve tabakalarının tezahürüdür.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
Since  an  apparently insignificant  level  of  the  earth  has  such  a  vast manifestation in another world, surely it may be said that it has seven levels which are the equivalent of the seven levels of the heavens. In order to call to mind the above points, the Qur’an’s verses allude to them by showing in a miraculously concise way that the tiny earth is the equivalent of the seven levels of the heavens.
Madem küre-i arzın zâhiren ehemmiyetsiz bir tabakasının böyle başka âlemde azametli tezahüratı var; elbette yedi kat semavata mukabil yedi kat denilebilir ve mezkûr noktaları ihtar için îcaz ile i’cazkârane bir tarzda âyât-ı Kur’aniye, semavatın yedi tabakasına karşı bu küçücük arzı mukabil göstermekle işaret ediyor.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
<span id="İkinci_Mesele-i_Mühimme’dir:"></span>
=== İkinci Mesele-i Mühimme’dir: ===
===SECOND IMPORTANT MATTER===
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
The seven heavens and the earth and all that is in them extols and glorifies Him [to  the end of the verse](17:44) *
تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّب۟عُ وَال۟اَر۟ضُ وَمَن۟ فٖيهِنَّ ... اِلٰى اٰخِرِ
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
And has applied His design to the heavens and fashioned them into seven heavens, and He has full knowledge of all things.(2:29)
ثُمَّ اس۟تَوٰٓى اِلَى السَّمَٓاءِ فَسَوّٰيهُنَّ سَب۟عَ سَمٰوَاتٍ وَهُوَ بِكُلِّ شَى۟ءٍ عَلٖيمٌ
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
Numerous verses like these depict the heavens as sevenfold. It is appropriate to write here only a summary of this matter, which of necessity we expounded extremely briefly in the  commentary Isharat al-I’jaz (Signs of Miraculousness), while on the front in the first year of Great War. It is as follows:
Şu âyet-i kerîme gibi müteaddid âyetler, semavatı yedi sema olarak beyan ediyor. İşaratü’l-İ’caz tefsirinde Eski Harb-i Umumî’nin birinci senesinde cephe-i harpte ihtisar mecburiyetiyle gayet mücmel beyan ettiğimiz o meselenin yalnız bir hülâsasını yazmak münasiptir. Şöyle ki:
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
Ancient philosophy conceived of the heavens as being nine in number; accepting in the tongue of the Shari‘a the throne of God and seat of God together with the seven heavens, they  depicted the heavens in strange manner. The glittering terms of the philosophers  held  mankind  under  their  sway  for  many  centuries. In  fact, many Qur’anic commentators  were  compelled to  make the apparent meanings of verses conform to their school. In this way the All-Wise Qur’an’s miraculousness was veiled to an extent.
Eski hikmet, semavatı dokuz tasavvur edip lisan-ı şer’îde, arş ve Kürsî yedi semavat ile beraber kabul edip acib bir suretle semavatı tasvir etmiştiler. O eski hikmetin dâhî hükemasının şaşaalı ifadeleri, nev-i beşeri çok asırlar müddetince tahakkümleri altında tutmuşlar. Hattâ çok ehl-i tefsir, âyâtın zâhirlerini onların mezhebine göre tevfik etmeye mecbur kalmışlar. O suretle Kur’an-ı Hakîm’in i’cazına bir derece perde çekilmişti.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
As for the new  philosophy, called modern science, in the face of the excesses of ancient philosophy about  the heavens it went to the other extreme and quite simply denied the heavens’ existence. The former went to excess and the latter was deficient; they were unable to portray reality in its entirety.
Ve hikmet-i cedide namı verilen yeni felsefe ise eski felsefenin mürur ve ubûra ve hark ve iltiyama kabil olmayan semavat hakkındaki ifratına mukabil tefrit edip, semavatın vücudunu âdeta inkâr ediyorlar. Evvelkiler ifrat, sonrakiler tefrit edip hakikati tamamıyla gösterememişler.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
As for the sacred wisdom of the All-Wise Qur’an, it left aside such excess and deficiency, and choosing the middle way said that the All-Glorious Maker created the seven  levels of the heavens. The planets swim in the heavens like fish and glorify God. It says in a Hadith: “The skies are waves held back.”(*<ref>*Tirmidhi, Tafsir Sura 58, 1; Musnad, ii, 370; al-Mubarakfuri, Tuhfat al-Ahwadhi, No: 3352; al- Haythami, Majma‘ al-Zawa’id, viii, 132.</ref>) That is, the heavens are an ocean the waves of which are stationary.
Kur’an-ı Hakîm’in hikmet-i kudsiyesi ise o ifrat ve tefriti bırakıp hadd-i vasatı ihtiyar edip der ki Sâni’-i Zülcelal, yedi kat semavatı halk etmiştir. Hareket eden yıldızlar ise balıklar gibi sema içinde gezerler ve tesbih ederler. Hadîste اَلسَّمَاءُ مَو۟جٌ مَك۟فُوفٌ denilmiş. Yani “Sema, emvacı karar-dâde olmuş bir denizdir.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
We shall prove this Qur’anic truth extremely briefly with rules and seven aspects of meaning.
İşte bu hakikat-i Kur’aniyeyi yedi kaide ve yedi vecih mana ile gayet muhtasar bir surette ispat edeceğiz.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
<span id="Birinci_Kaide:"></span>
==== Birinci Kaide: ====
====First Rule:====
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
It is established by science and philosophy that limitless space is not an infinite vacuum, but is filled with matter called ether.
Fennen ve hikmeten sabittir ki bu haddi yok feza-yı âlem, nihayetsiz bir boşluk değil belki “esîr” dedikleri madde ile doludur.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
<span id="İkincisi:"></span>
==== İkincisi: ====
====The Second:====
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
It is established by science and reason, indeed by observation, that a matter  which fills space is the bond of the laws governing the heavenly bodies like those of attraction and repulsion, and is the conductor and transmitter of such forces in matter as light, heat, and electricity.
Fennen ve aklen, belki müşahedeten sabittir ki ecram-ı ulviyenin cazibe ve dâfia gibi kanunlarının rabıtası ve ziya ve hararet ve elektrik gibi maddelerdeki kuvvetlerin nâşiri ve nâkili, o fezayı dolduran bir madde mevcuddur.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
<span id="Üçüncüsü:"></span>
==== Üçüncüsü: ====
====The Third:====
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
It has been established empirically that while remaining as ether, it has various forms and formations like other matter. Just as there are three states of the same matter, liquid, gas and solid, for instance, steam, water, and ice; so there is nothing  to  reasonably  prevent  ether  having  seven  states  or  levels;  it  cannot  be objected to in any way.
Madde-i esîriye, esîr kalmakla beraber, sair maddeler gibi muhtelif teşekkülata ve ayrı ayrı suretlerde bulunduğu tecrübeten sabittir. Evet nasıl ki buhar, su, buz gibi havaî, mayi, camid üç nevi eşya, aynı maddeden oluyor. Öyle de madde-i esîriyeden dahi yedi nevi tabakat olmasına hiçbir mani-i aklî olmadığı gibi hiçbir itiraza medar olmaz.
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
<span id="Dördüncüsü:"></span>
==== Dördüncüsü: ====
====The Fourth:====
</div>


<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">
<div lang="tr" dir="ltr" class="mw-content-ltr">